Çocukluğumdan beri evlilik hikayeleri anlatılır.
İnsan, eskiyle yeniyi, düşündükçe bayağı fark görebiliyor.
Hamilelik ve evlilik..
Evvelden saklanırdı, namus meselesi diye değerlendirilirdi, şimdilerde artık açık seçik ilan ediliyor.
Yöntem aynı yöntem, ama değerlendirmeler farklı.
"Hamileymiş, evleniyorlar. Aman kimse duymasın".
"Hamileymiş, ama oğlan istemiyormuş",
"Ah ah aile rezil oldu. Babasının başını öne eğdiler.Yakışır mı hiç".
"Adam duyarsa hem kızı hem de oğlanı mahveder"..
"Bu namus meselesi, Allah kimsenin başına vermesin"".
Diğer yorum,
"Birlikte yaşıyoruz.Hamile kalırsam evleniriz"
Son zamanlarda, bu tip havadisleri sıklıkla duyuyoruz.
Evlenmeden hamile kalmak, şu manâya geliyor;
"ve sonra erkeği mecburcu yapıp evlenmek".
Bu tür uygulamaları görünce, evliliklere eski zamanlardaki gibi pek ciddi bakılmadığı anlaşılıyor.
Üstelik evvelden "ahlaki" de bulunmazdı.
Şimdilerde,
"Hangi devirde yaşıyoruz yaaa,bu bizim özelimiz,kimseye lâf söylemek düşmez.Karışmayın bizim hayatımız".
"İnsan çocuk yapmak isteyince evlenir ve çocuk yapar".
"Aaa, vallahi hiç istemiyorduk, oldu işte".
"Sürpriz".
Bilinen, insan sever, sevilir, ailelerin onayı alınır. Bir yastıkta bir ömür mutluluk, huzur dilekleriyle başlayan evlilik, ölünceye kadar devam eder.
İnsanların, çok ciddi bir kurum olan aileyi kurabilmesi ve ona, canla başla sahip çıkıp, yürütebilmesi için bu konuya "hayati amaç" olarak bakması gerekir.
Evlilik ciddiye alınmalıdır.
Tavuk değil ki, kes olmadı baştan.
Hepimizin hayatında yanlışlar, pişmanlıklar vardır, olabilir.
Ama insan sırf hatasını kabullanmemek için, hatayı hata değilmiş gibi savunmamalıdır.
Hataların, kişisel ve toplumsal hataların hata olduğunu bilmek, hataların kötü örnek oluşturmaması için doğruları söylemek insana yakışandır.
İnsan ne yaparsa yapsın, hatalar, kırmızı gömlek gibidir, kolda çıkmazsa yakada çıkar.
Hataların zaruri bedelleri vardır ve çok da yıpratıcıdır, acıdır.
Hatalar şayet hata olarak kabul edilmeyip tekrarlanırsa, insan ömrü ne tövbeye yeter ne de mutlu olmak için zaman da kalmaz.
Toplumu bozmak, dejenere etmek insanlığa yapılabilecek en büyük hainliktir, zulumdur.
Zulumdur, zira insanın dengeleri bozulur, huzuru bozulur, manevi çöküntü yaşar, randımanı düşer.
Adliyelerde, evvelden asliye hukuk sonradan aile mahkemeleri tavanlara kadar dolan pembe dosyaların ayrılma, boşanma dosyaların sebepleri kısmen yukarda anlatılmaya çalışılmıştır.
Benim soyadım SUNER, sunarım...
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER