Çocukların kimisi
Çocukların kimisi,anne-babasını, dövüyor, öldürüyor.
Soğukkanlılıkla da anlatıyor.
Kimileri arayıp sormuyor. Alıp başını, gidiyor.
Ona buna, ele muhtaç ediyor, ilgi göstermiyor, �ok�uş gibi davranıyor.
Kimisi bağırıp-çağırıyor, hakaret ediyor, asi davranıyor, hırpalıyor.
Kimisi başka anne-babalara özeniyor, beğenmiyor, küçümsüyor.
Bazıları, anne-babasını, yaşadığı halde, �ldü�diyor.
Aylarca arayıp-sormayanla, konuşmasından, giyiminden-kuşamından, yemek yemesinden,oturup-kalkmasından utananlar,doğduğu yeri saklayanlar bile var. Anne-babasını cezalandıranlar da cabası.
Arayıp sormamanın cezalandırmak olduğunu düşünenle, bilmelidirler ki;
Bir gün babasını aramayı istediklerinde belki de babası �lmüş�olacak.
Aslında çocuklar anne-babadan ayrı kalmakla �endilerine�bu cezayı vermiş oluyorlar.
Bir gün �nne-babanızı�çok ararsınız.
O gün gelmeden, iş işten geçmiş olmadan, tövbe edin,onların kıymetini bilin.
Bütün bunları yapanlar, hadi, kuldan utanmıyorlar, Allah�an da mı korkmuyorlar?
Diyeceksiniz ki, Allah tan korksa bütün bunları yapar mı?.
Değil yapmak aklından bile geçirir mi?.
Neler oluyor?.
Gün geçtikçe,maalesef kötü örnekler çoğalıyor.
ANNE-BABA BAĞRINDA YILAN MI BESLİYOR?
�vlat dedim bağrıma bastım,yılan çıktı� benzetmeleri çok iç acıtıyor.
Anne-baba �anım�diyor, bazı çocuklar adeta �anın çıksın�demiş gibi davranıyorlar.
Bütün mesele Allah korkusudur.
Ben bunu bilir bunu söylerim. Gerisi laf-ı güzaf.
Gene,yaşlı bir babaanne,
- �orunuma senelerce baktım.Hatta süt bile verdim.Torunum evlendi.Karısıyla bana geldiler. Arabada gidiyorduk. �en babamdan nefret ediyorum. Soyadımı değiştireceğim. Sürünse,hastalansa,elimi bile kıpırdatmam,bakmam..
Ölse de kurtulsak�dedi.
Bir anne olarak torunumun, oğlum aleyhinde bu, kötünün de kötüsü ifadesinden şok oldum.Fenalık geçirdim. Arabayı durdurdular.
-�en nasıl benim oğlum, senin de baban için böylesi konuşuyorsun. Ayıp,günah�dedim.
Sana da söylüyorum ki, �lürsem o torunuma hakkımı helal etmiyorum. Cenazeme de gelmesin��br>
Evet,
Bu cümleler insanlık tarihi boyunca hep duyulmuştur..
Ve maalesef ki de duyulmaya da devam edilecektir.
Ne zamana kadar;
Allah tan korkan,�na-babasına of bile dememenin�ve �ennetin anne-babanın ayakları altında�olduğu iyice idrak edilene kadar.
Unutulmamalıdır ki,
Sevgi ve babalık ilahi kaynaklı bir duygudur, rütbedir, takdirdir, makamdır, mükafattır.
Ancak, kişiler arasındaki hukuk da, durum da, sevginin türünü belirler.
Tıpkı, �abalar�için hissedilenlerin ifadesi gibi�br>
Çocukların,babalarına,nasıl davranacaklarını,onların nasıl kadir kıymetini bileceklerini, ancak ve yalnız �nne�öğretir..
Bu, annenin görevidir..
Çocuklarla- babalar arasında tesis edilecek bu duygunun mimarı da, ANNE dir.
Asil Türk kadını,kahramanların, şehitlerin, gazilerin, mübarek insanların anneleri, bu görevlerini ,mutlaka çok iyi yapmışlardır.
Bunu örnek alması gereken bizler de çocuklarımıza;
Babaya saygıyı, sevgiyi, önemi, baba hakkını öğretmekteki hünerimizi göstermeliyiz.
.
Bu konuda, görevleri tam anlamıyla yapmak hedeftir, mecburiyettir, dilek ve tebrikler ötesidir. Görevlerini tam anlamıyla yapan Türk kadını olduğu gibi, pek azı müstesna olmak kaydı ile, aralarında kendi hırs ve kinlerini çocuklarına gösteren, ileten, sirayet ettiren hatta, biraz daha ileri giderek, onları, babalarına karşı kışkırtan insanlar olduğunu da biliyoruz,görüyoruz,şahit oluyoruz.
Bu da benin içimi sızlatıyor.
Her ne olursa olsun, çocuklar babaya mültefit,müttefik olmalı,asi davranmamalıdırlar. Onları hesap sorma noktasında, hırpalamamalı,üzmemelidirler..
İdrak edilmelidir ki, ondan meydana gelmişlerdir�f bile diyemezler.
Kur�nda Allah emridir.
Hangi hırs, hangi kin, çocukları �günahkar�yapacak kadar, babalarına kötü davranmalarına sebep dir ki?�br>
Televizyonda seyrettim, adam içiyor, çalışmıyor, dövüyor, ama evladı, onu, çocuk esirgeme kurumuna götürmek isteyenlere, ben çalışır babama bakarım, beni ondan ayırmayın diye ağlıyor�br>
İşte bu, ilahi bir duygudur..
Öte yandan, annenin, çocuğa, babası aleyhine ifadeleri de mevcut..
İşte, bu da, güdümlü bir duygudur.
Bize takdim edilen, bize lanse edilen, bize telkin edilen , angaje duygu batağıdır bu�br>
Konumu, sıfatı, ekonomik gücü, görünümü, davranışları, kime, nasıl, ne olursa olsun, babamız, bizim dünyaya gelmemize vesile olandır.
Ona, özellikle, saygıda, sevgide, hitap tarzımızda, davranışlarımızda kusur etmemeliyiz�
Genelde babalar, çocukları tarafından, anneye karşı tutum ve davranışlarından dolayı suçlanırlar�br>
Çünkü, çocuk baskı ve telkin altındadır�br>
Akıl baliğ olduktan sonra, bu da geçerli değildir�br>
Çocuk, babaya takındığı tavırlardan, ağzından çıkan kelimelerden hem kul, hem de Allah indinde mesuldür�br>
Anne asla ve katta, çok yanlış ve şeytani olan, baba aleyhine tutum ve davranışlara girmemelidir�
-�u bizim meselemiz,sen babanı sevmelisin,bende de kabahat var�demelidir..
Kendine taraf olunması düşüncesiyle, babaya düşman yetiştirilmemelidir, arkasından konuşulmamalıdır�br>
Bu ve buna benzer sebeplerle, bir çoğumuz, babamızı üzmüş, kalbini kırmışsızdır.
Bugün tam zamanıdır, baba ile çocuğu barıştırmak, babasının elini öptürüp hayır duasını almak ve tövbe etmek�br>
Bugün, el öpen, tövbe eden, yarının anne ve babasıdır.
Hepimiz birer çocuktuk, şimdi birer babayız, anneyiz�br>
Bizler anne olarak, önce biz, eşimizin elini öpeceğiz, sonra da çocuğumuza öptüreceğiz�br>
Bu görev annelere düşmektedir�br>
Unutulmamalıdır ki, baba, atadır�br>
Anaya evet, ama babanıza da, of bile demeyin..
Bir anne olarak inanıyorum, ifade ve teslim ediyorum ki, cennet anaların ayakları altında olduğu kadar, babaların ayakları altındadır da..
Benim �aba�denilince anladığım, �l öpmekle, teşekkür etmekle, helallik istemekle, tövbe ile başlar ve son nefesimize kadar sürer..
Saygılarımla�br>
Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER