BOŞANMIŞ BAYANLARA…….
Hangi bayanlara?
Hırsına yenik düşen, terk edilmeyi kendine yediremeyen, hazmedemeyen, inatçı, hırçın, acımasız ve hain olanlara….
Üstelik de eşinden ayrılmış, çocuklarıyla eşinin arasını bozmak isteyen ve boşanmış olduğu eşinin ölümünü dileyerek, gözü, onun parasında olanlara.
Sevgili bayanlar;
Eşinizden ayrıldıktan sonra neden onunla uğraşmak gibi bir komplekse kapılırsınız ki? Neden, hala onun parası ile ilgilenirsiniz? Artık dulsunuz. Yalnız ve cesursunuz, yepyeni bir hayat sizi bekliyor.
Önce, neden terk edilip, istenmediğinizi,iyice düşünün. Sonra eksiklerinizi giderin. İleriki hayatınızda, ilişkilerinizde, kötü huylarınızı tekrarlamayın. İyi huylu olmaya çalışın.
Neler yaptım veya neleri yapmadım da, terk edildim diye kafa yorun.… Aklınızı başınıza alın. Kocanız nasıl sizi terk ettiyse,bir gün çocuklarınız da “yeter artık,babamı kaçırttın,bizim de sabrımızı taşırma” der,kapınızı bile açmazlar. “Kuru başınıza” kalırsınız. Tövbe edin. Bir daha yapmamak üzere tövbe edin.
Bayanlar,
Ayrılan her erkeğin şikayetçi olduğu ortak konu,eşlerinin cahil ve saygısız olmaları,ağzına geldiği gibi konuşmaları,küfür etmeleri,paraya çok düşkün olmaları.
Öyle erkekler vardır ki, maaşının son kuruşuna kadar karısına verir,içinden sadece sigara parası alır. Ama kadın gene de doymaz. Hepimiz duymuşuzdur, “arkadaş bu kadını bir türlü doyuramadım” diye… Yuvayı dişi kuş yapar. Neden kendinizi yetiştirmiyorsunuz ki?….
Ayrıldınız iş bitti.
Geriye dönüş yok. Olsa bile zannetmeyin ki,her şey güzel olacak.. Eski kocanızı rahat bırakın. Komplo senaryoları ve ara bozma planları ile beyinciğinizi yormayın. Uğraşmayın böyle şeylerle…
Ayrıldınız, her iki taraf için de yeni başlangıçlar vardır.
Mesela, hacca gidin, namaz kılın, hayır işlerine kendinizi verin. Çocuk esirgeme kurumlarında yetim-öksüz çocuklara koruyucu aile olun. İşe yarayın… Boş oturmayın, faydalı işler yapın.
Sizin hayatınız sizin, ex eşinizin hayatı da kendisinin.
Ve artık kabul etmelisiniz ki, eşinizin hayatında başkaları olacaktır…
“Bana yar olmayan başkasına yar olmamalı” tezi çok ayıptır, basittir, bayağıdır. Nerde kaldı sizin onurunuz, gururunuz.
“Hiç kimse benim yerimi tutamaz” demeyin, yeri dolduramayacak hiçbir kimse yoktur. Hiç kimse vazgeçilmez de değildir. Artık istenmediğinizi kabullenin.
Şayet sizi istemiş olsaydı sizi sevseydi, size saygısı olsaydı, zaten ayrılmazdınız ki…
Bir şeylerin ters gittiğini, bir arada olmanızın imkansızlığını kabullenin, insan onuruna yakışmayacak tutum ve davranışlarda bulunmayın, terbiyenizi bozmayın ve hayatın insana bahşedilmiş en önemli armağan olduğunu unutmayın..
Bunları yapamıyorsanız bir doktora gidin, tedavi olun.
Onun da evlenmeye, senelerdir, mutsuz olarak yaşadığı için, artık hayattan alacaklı olup,mesut bahtiyar yaşamaya hakkı vardır.
Eski kocanızın yakasından düşmelisiniz. Komik durumlara da düşmemelisiniz. Arkanızdan güldürmemelisiniz.
Onu telefonlarla, mesajlarla veya çocukları alet ederek çeşitli şekillerde rahatsız etmeyin… Rahatsız ediyorsunuz da ne oluyor?. Hiçbir şey olmuyor.
Sadece gülünç duruma düşüyor, kadınlık haysiyetini ayaklar altına alıyorsunuz.
Hiç kimse, hiç kimseyle ölünceye kadar beraber olmak mecburiyetinde değildir.
Dünyaya bir kez gelindiğine göre insan, mutsuz bir hayat geçirmemeli, huzurlu, sakin ve saygın ilişkiler içinde olan bir yaşam tercih edilmelidir. Zira,Bu hayat insana bir ödüldür,emanettir. Kıymetini bilmek gerekir.
Bayanlar,
Hayatı kendinize zehir etmeyin. Mutlu olmaya çalışın.
Zira sizin dışınızda mutlu, mesut, bahtiyar yaşıyorlar.
İnsan ne yaparsa, başına ne gelirse kendi hatasından, kendi akılsızlığından gelir. Kabahati önce kendinizde arayın.
Tabii sözüm bütüm ayrılanları kapsamamaktadır.
Yine sözüm, Evlilik müessesesinin iyi gitmediğini idrak edip,düzeltmek yolunda çaba harcamalarına rağmen, evliliği sürdürmenin imkansız olduğu ve ayrılmanın her iki taraf için de hayır getireceği düşüncesiyle, birbirini kırmadan,üzmeden ilişkilerine son verenlere değildir.
Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER