Bir arkadaşım, yana yakıla sabahın köründe beni aradı.
Kızı evli,ama çocuklarını alıp yanına gelmiş.
Sebebi,bekar,dul olan bir hanım arkadaşının kocasıyla fingirdemesi.
Köpürüyormuş.
Çok yanlış tabii.
Kız haksız da değil.Oturma adabını bilmeyen,hatta iç çamaşırına kadar görülen sergilemeler muhatabını tahrik eder.Neden etmesin ki?
Ama, asıl yanlış, bekar şahsın aileye sızması.
Bekar olan her kimse,”erkek-bayan” fark etmiyor.
“Ey bekar şahıslar, yok mu işiniz gücünüz!!
Evlilere takılıyorsunuz.”
Arkadaşlar görülen odur ki,herkes,genci-yaşlısı evlenmek istiyor.
Yuvam olsun,çocuğum olsun, kuru başıma kalmayayım,hayat arkadaşım olsun,yalnızlık Allah'a mahsus,evde bir nefes olsun istiyor.
Ve önüne gelen fırsatları da değerlendiriyor.
Yalnızlıktan adeta gözleri kararmış,gözleri dönmüş.
Ya eşini elinden almaya çalışıyorlar,ya da ayırmaya.
Anneannem;
"evli isen evlilerle görüşeceksin.
Bekarsan da bekarlarla.
Öyle arkadaşının sevgilisine bakmak, cay içmek felan olmaz.Ne demekmiş arkadaşım.Erkekten arkadaş olur mu hiç ,kadın kadınla,erkek erkekle arkadaşlık eder,ne o öyle öpüşmeler,sarılmalar,kadın dediğin gül gibidir" derdi.
“Şayet bekar birisi evli arkadaşını ziyarete giderse,evin erkeği geldiğinde,müsaade ister,evden ayrılır.Biz böyle terbiye gördük.Bak evliliklerimiz mezara kadar” diye de misallendirirdi.
Biz de kızardık. "tabii erkekten arkadaş olur" diye cevap verirdik.
Ama görülen odur ki, arkadaşlık eskilerde kalmış.
Biraz abartılı olacak ama,"kimin eli kimin cebinde belli değil" hale geldik.
Çocukluğumuzda “mahallenin ağabeyi”,”mahallenin kızı”,”komşu”, mefhumları “aile mahremiyeti” vardı.
Şimdilerde kalmamış.
Arkadaşlar,birbirlerinin cinselliklerinden bile haberdarlar.
Oturuyorlar,karılarını,kocalarını arkadaşlarına anlatıyorlar.
Hem de detaylarına kadar.
Herkes her şeyini "best friend" hesabı,anlatıyor.
Bir de akıl alıyor.
Tabii verilen akıllar ne kadar doğru?.
Veya falcılar,hocalar..
Tesir altında kalanlar,sonları berbat olanlar.
Arkadaş,”kocana-karına” sımsıkı sarılacaksın.
Her türlü tehlikelerden, ara bozmalardan,hasetten,nifaktan koruyacaksın.
Eşler arasına, kimseyi sokmayacaksın,sırlarını söylemeyeceksin.
Bileceksin ki, karı-kocadan gerisi yalan.
Bu asırda anneanneme hak vermiyor da değilim.
Evlinin konuları,uğraşları,mesuliyetleri farklı,bekarın farklıdır.
Bekar seyahate istediği ile gider, evli gidemez.
Eşi,çocukları vardır.
Onlarla vaktini,onlarla tatilini,geçirmelidir.
Doğrusu da budur.
Kocanı veya karını bırak arkadaşlarınla seyahate git.
Doğru mu?.
Sonra sen fırsat verirsen "ham" yaparlar.
Sen de neye uğradığını şaşırırsın.
Şimdilerde anneannem mezarından kalksa ve şöyle dünyanın haline bir baksa.
İnanın acele olarak kabrine dönerdi.
“Tövbe,tövbe,Allah islah etsin,Allah akıl fikir versin” derdi..
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER