Yazmak çok zor iş ya. Hele de düzenli bir programın varsa buna uymak zorundaysan gerçekten zor olabiliyor bazen. Amatör ya da profesyonel olmakla, sadece yazar olmakla ilgili değil. Önemli olan karşındaki insana bir şeyler verebilmek. Eğer yazmaya hazır değilsen, ilham perin uzun bir süredir yanına uğramıyorsa ne yapabilirsin ki?.. Ben şahsen bir şey yapamam..
Diye düşünürken çok sevdiğim arkadaşım Hülya’cım birden benim ilham perim oluverdi! :) Öyle kanatları falan yok tabi ki. Hani merak ederler “Nedir bu ilham perisi ya?” diye, işte ilham perisinin tipi, cinsiyeti, şekli, şemali belli değildir. Ne zaman ve nerede sizi bulacağını da sadece kendisi bilir. O yüzden hazır gelmişken ben de kaçırmak istemedim kendisini ve bu yazımın konusu böylece belli oldu.
Ne olursa olsun karamsarlığa kapılmayın. Bana bakın, umudumu yitirmek üzere kıvranıyorken şimdi size bu yazıyı yazıyorum. Hayata karşı hiçbir kapınızı kapatmayın, özellikle umut kapınızı. Ve “Aman ya neyse boş ver” değil de “Bir dahaki sefere” demeyi deneyin olur mu? Çünkü hayatınız, size getireceği tüm güzellikleri kestirip atacağınız kadar önemsiz değildir. ;)
Bu hikaye benden yazmayı seven herkese gelsin :)
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca bir gencin, sahile vuran deniz yıldızlarını birer birer alıp okyanusa fırlattığını fark eder. Genç adama yaklaşır ve sorar:
-Neden bu deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam şöyle cevap verir:
-Birazdan güneş yükselip sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.
Bunun üzerine yazar:
-Kilometrelerce sahil, binlerce deniz yıldızı var. Bunların hepsini nasıl kurtaracaksın, ne fark eder ki? der.
Genç adam eğilip yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
-Onun için fark etti ama..
İşte bu yazıma katkısı olan ilham perimin hepimize dileği..
“Bugün başladığımız Aralık ay'ının, -varsa- kapalı tüm kapılarımızı ara'lamasını yürekten diliyorum.” :)
GAMZE KÜP
YAZARA E-POSTA GÖNDER