>

KÖŞE YAZILARI | FERHAN PETEK

İnsancıklar

Haybeden Kaybedenler… (Ferhan Petek)
 
   
 
 
     

Hani yağmurlu günlerin en ıslak insanlarıdırlar, hani sadece onların geçtiği sokaklarda çukur vardır. Hani her hafta aynı şans oyunun oynarlarda, bir hafta yatırmadıkları kupona çıkar büyük ikramiye. İşte onlardan birisin sen de; doğuştan kaybedenlerden. Kötü şansına inanıp sadece ağlananlardan. Her şeyin kendiliğinden düzelmesini bekleyenlerden. Hani ayağına takılıp onları düşüren taşlara sövmekten başka çare düşünemeyenler vardır ya, işte onlardansın. Sen sırf zavallılığı kabullendiğin için zavallı, kaybeden olmayı seçtiğin için kaybedensin. Neyi hak ettiğini bilmeden yaşayanlardansın.

Senin için mutluluk; boşu boşuna girdiğin borçlarının iyi kalpli biri tarafından ödenmesi, ya da internetten daha fazla oyun, resim, şarkı veya film indirebilmekten ibaret. Yıllardır çalıştığın iş yerinde bir gün bile fark edilmemen, hayatındaki tek ilerlemenin belediye otobüsün arka tarafına olması, seni tanıyan herkesin arkandan alay etmeleri seninle… Hep kaybetmişliğin belirtileri işte.

Hayatının en heyecan verici anı; bir sabah otobüsü kaçırıp işe gecikmen oldu. Bunda bile suçlayacak birini buldun; tabi ki o sabah uyuya kalacağını tahmin edip, daha geç gelmeyen otobüs şoförü. Senin ne suçun olabilir ki?(?) Olanlarda senin hatan asla olamaz. Sen sadece şansızsın çünkü. Tek ‘sorun’ bu öyle değil mi? sorumsuzluğun olamaz, asla.

Hiç yaşamadın aşkı. Karşı cinsle tek iletişimin telefon sapıklarıydı. Hiç dostun olmadı bilgisayarın ve kahve makinen dışında. Bir köpeğin ya da balığın bile olmadı. aç bırakıp ölümüne sebep olacağını biliyordun zaten. Yaşadığını sandığın o evde ölüm kapını çaldığında, cesedini kim bilir kaç gün sonra bulunacağını düşünürdün bazen. Yalnızlığın en büyük hükümdarısın çünkü. Kim fark eder ki öldüğünü. Seni merak edip, özleyip kapını çalacak biri yok ki hayatında. Belki iş yerinden ararlar ama niye işe gelmedi acaba? Kaytarıyorsa maaşından keseriz zihniyetiyle. Hepsi bu.

Ne umudun oldu bugüne kadar, ne kaybetmekten korktuğun biri. Babandan kalan eve bile, bir yatak, bir televizyon ve bir su ısıtıcısından fazlasını çok gördün. Tabi ki denedin değişmeyi, yenilenmeyi. Kararlar aldın; görünüşünü değiştirmekten bahsettin; en uzun rejimin 3 saat sürdü. Sağlıklı hayat dedin, niyetine girdin; sigarayla ayırdım yollarımı dedin. Her paketin son paket oldu. Erken kalkabildiğin tek sabahta çıktığın koşunun(!) 5 dakika sonra gelen ilk molasında bir sigara yaktın. Ve bunda da sigarayı icat edene çıkardın faturayı. Senin iradesizliğin olacak değildi ya(!) sana yaklaşmaya çalışan herkesten şüphelendin, oysa kimsenin çıkarı olabilecek bir şeyin bile yoktu ki senin. Her yüzüne güleni ağlattın acımasız eleştirilerinle. Sana göre açık sözlülüğünün ifadesiydi bu; insanların eksiklerini yüzüne vurmak. Onlar alınganlık yapıyordu hep, zaten senin ne suçun olabilirdi ki? Kimseyi gerçekten tanıma, sevme şansını bile vermedin kendine.

Başına hep kötü şeylerin geldiğine ve bunların şanssızlığından başka neden olmadığına inandırdın kendini. Ama ne acı ki; sorununun şanssızlık değil, kolayı kabullenmek olduğunu hiç anlayamadın. Bir gün kazanabilme ihtimalini unutup boşuna yaşadığın hayatta haybeden, kaybeden oldun! İnsanın her yaşadığı andan, yalnız kendinin sorumlu olacağını, hayatının kontrolünü ancak kendisinin sağlayabileceğini göz ardı ederek…

https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931


FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>