Trafik ışığı yanıyordu tüm kırmızılığıyla. Ben otobüsteydim, o arabasında. Ben ona bakıyordum, o dikiz aynasından siyah noktalarına. Bu mu diye düşündüm o an,bu mu bir kadının en çaresiz anı? İlk kırmızı ışıkta verilen siyah nokta avı molası.
Bulduğunu sıkıyordu hiç tereddüt etmeden. Sanki günün hatta hayatın tüm acısını çıkarıyordu onlardan. Kadının biriydi işte. Kim bilir nereden geliyordu,neresiydi gittiği? Kendi farkında mıydı sanki ne yaptığını? O an sadece siyah noktalar vardı onun için. başka her şey anlamını kaybetmişti çünkü. Belki aynaya,onu amacına uygun kullanmak için bakmıştı ama takılıvermişti gözleri bu hain,küçük siyah şeylere. Ve kopmuştu tüm bağlar hayatla. Nokta sadece nokta değildi artık onun için. güzelliğini gölgelediğini düşündüğü bir düşmandı. Tüm günün belki de hayatının bir bölümünü mahvetmişti o soğuk siyah nokta. Sanki onu sıkmasa,kurtulmasa hemen ondan,kocaman kara bir delik olacaktı yüzünde. Kırmızı ışığın süresi umurunda bile değildi. Yeter ya da yetmez savaş başlamıştı işte. Sadece kurtulmak istiyordu onlardan. Birini sıkıyor diğerini fark ediyordu tam bitti derken. Pes etmeden devam ediyordu savaşa. Belki başka derdi olmayanlardan,belki de en ufak sorunları büyütenlerden,belki de yenilmeyenlerdendi kadın. Uğraşıyordu işte.
Arkadaki arabalardan yükselen korna sesleri kırmızı ışığın görevinin bittiğini, ‘kadın milleti abi ne işi var direksiyon başında?’ bağrışları ise anlayışlı(!) karşı cinsin varlığına işaret ediyordu. O ise zaferinin ilan ediyordu o an. Mutlu ve gururluydu. Bir zafer daha kazanmıştı belki de hayatta. Belki aldığı bir tarifi başarıyla uyguladığından beri böyle bir başarısı olmamıştı. Gaza basarken şu siyah nokta bantlarından almaktı hedefi. En kısa zamanda. Ama eve varmadan unutacaktı nasılsa almayı.
O kurtulmuştu siyah noktalarından. Önlem almazsa yine geleceklerini de biliyordu ve buna göre yaşamaya karar vermişti artık.
Peki ya diğerlerinin hayatlarındaki siyah noktalar? Onlar içinde bir kırmızı ışık molası ya da özel bir siyah nokta bandı var mıdır? En kötüsü de kolayca fark edilememesi iyice büyümeden. Büyüyüp çoğalması ve ruhumuz bile duymadan tüm hayatımızı sarması. Sonunda bir kara delik olup bizi de içine alması ve belki de yok etmesi.
Belki de yapılması gereken tek şey, arabadaki kadının yolundan gitmek; her kırmızı ışıkta birkaçından kurtulmak.
https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER