>

KÖŞE YAZILARI | FERHAN PETEK

Hayal Kürü – Aslında

Şimdi birlikte bir hayal kuracağız. İş bilenler bundan kısa film çekerler ama biz hayalcileriz. (Ferhan Petek)
 
   
 
 
     

Şimdi birlikte bir hayal kuracağız. İş bilenler bundan kısa film çekerler ama biz hayalcileriz. Sadece bir HAYAL KÜRÜ olacak yaptığımız. İster kamera koyun beyninize şakacıktan,ister Jimmy Jeep tepesine çıkıp,içinizde bir yerlerde herhangi bir ukte kaldıysa, onu geçiştiriverin, siz bilirsiniz artık.

Ama yapın bu canlandırmayı benimle. Enteresan sayılabilecekler arasına girebilme ihtimali yüksek,öylesine bir hikaye anlatacağım ben,siz de canlandıracaksınız işte.

Karakterlere birer yüz verin kendi tiplerinizle:

1 Kız lazım şimdi bize ne kadar klasik ki bir de Erkek

Bir garson kız ama yüzü net olmasa da olur
Kalabalık sayılabilecek bir cafeye koyuverin şimdi hepsini.

Kız ve erkek ayna yansıması gibi ,tam karşılıklı oturmaktadır. Aynı şeyi içmekte,ve aynı anda aynı hareketleri yapmaktadırlar. Ruh ikizi desek yeridir yani. Kız kitap okumakta,erkek ise çizgi roman okumaktadır. (karakterlerin masaları arasında 2 boş masa var, yandaki diğer 2-3 masa dolu olarak hayal edin . )

Ekranı karartın sonra pat diye ışığa çıkıverin şimdi.

Erkeğin yanına bir kız gelir ve masasına oturur. Sinirli hareketlerle konuşmaktadır. Bağırdığı duyulur ama ne dediği çok anlaşılmaz. Kız bunu fark eder . Erkeğin masasına yakınlaşırız şimdi ve masasına aniden oturan bu kızın bir süre önce ayrıldığı ve ayrılığı kabullenemeyen eski sevgili olduğu anlaşılır.Kız kitabına da konsantre olamamanın verdiği rahatsızlıkla onları izlemeye başlar. Bir an erkeğin sıkılmış bakışlarıyla ,göz göze gelirler. Bir süre sonra erkeğin hareketlerinden ve az önceki bakışından , onun iyice bunaldığını anlayan kız aniden masasından kalkar ve erkeğin masasına doğru gider. Erkeğe gülümseyerek, masadaki kızı görmemiş gibi yaparak “merhaba canım,umarım çok bekletmemişimdir iş yerinden anca çıkabildim” der ve erkeğin yanına oturur.Erkek kısa bir süre şaşkınlık yaşar kendini toparlayıp oyuna devam eder ve kıza “ hoş geldin hayatım. Yok canım bende yeni gelmiştim zaten” der. Gülümseyip elini tutar. Masada oturan eski sevgili aniden kalkar ve “ demek bu yüzdenmiş” kendini toparlamaya çalışarak “ size mutluluklar dilerim” der ve zorla gülümseyerek hızla çıkar. Eski sevgili gittikten sonra kısa bir sessizlik olur. Kız aniden fark eder ve elini çeker. Erkek memnun bir ifade takınır ancak o da utanmıştır. Sessizliği erkek bozar,ve kısa bir dialog şahitliğimiz başlar;

E – (Şaşkın bir tebessümle)Bunu neden yaptın? Yani çok teşekkürler aslında. Gerçekten iyi oldu. Yani kurgulasam bu kadar güzel olmazdı. (Gülümser) ama neden ?

K – (Utangaç bir gülümsemeyle) Valla ben de bilmiyorum. (Birlikte kahkaha atmaya başlarlar) Aslında bunu nasıl yaptım ben de anlayamadım. Ama ,yani bağrışıyordunuz,aslında daha çok o bağırıyordu . Hem okuduğumdan bir şey anlayamadım hem de gerçekten rahatsız oldum. Sonra seninde huzursuzluğunu fark ettim. Bir an bana baktın ya sanki yardım ister gibiydin. Dayanamadım geldim. (Gülüşürler)

E – Valla yardım meleği gibisin. Yetiştin ve kurtardın .

K – (Endişeli) Sence gerçekten kurtuldun mu?

E – Onu iyi tanırım .Kesinlikle bir daha yanıma yaklaşmaz. (Gülümser)

K – Senaryoyu doğru tahmin etmişim sanırım. Eski sevgili kavgasıydı değil mi? Ayrılı kabullenemeyen kızın isyanı.

E – Kesinlikle ! Aslında uzun zaman önce bitmişti. Hatta bir şey de yoktu .

K – (Sinirlenir) İşte buna inanmam . Siz hep bunu yaparsınız. Önce canım cicim sonra aniden hevesiniz kaçar ve o yere göğe sığdıramadığınız kızdan aniden soğur kurtulma yolları ararsınız. Ya da çeşitli bahanelerle ortadan kaybolur kızları ne olduğunu anlamadan öylece ortada bırakırsınız.

E – (Şaşkın ) Deneyimlerimiz biraz acı olmuş sanırım?

K – (Sinirli) Ne ilgisi var canım? Sadece insanları iyi tanıyorum.

E – (Bilmiş bir ifadeyle)Madem karşı cinse karşı bu kadar tepkilisin neden bana yardım ettin?

K – (Duraksar) Ben…ben sadece yardım etmek istedim. Yani (ciddiyetle başını hafifçe kaldırır) cinsiyet ayırmadım.

E – (muzip bir gülümsemeyle) hımm anlıyorum.

K – (bozulmuştur) Her neyse. (Kalkar) İyi günler.Tekrar geçmiş olsun.

E – (Hızla ayağa kalkıp kızın kolundan hafifçe tutar) Bir dakika!

K – ( Kaşlarını kaldırıp erkeğin kolundaki eline bakar,bakışların erkeğin gözüne dikip “ ne var?” ifadesi takınır.)

E – Ben kimseye borçlu kalmadım bugüne kadar. Lütfen izin ver en azından benim yüzümden soğutup içemediğin kahve yerine bir kahve ısmarlayayım.

K – (Cevap vermez.)

E – (Yalvaran gözlerle) Teşekkür için..

K – (Hafifçe gülümser) Peki.

E – (Garsona) bakar mısınız? İki kahve lütfen. (Kıza dönüp ) – Ben sade içerim sen?

K – Bende.

E – (Garsona) Sade lütfen.

E – Buralarda mı oturuyorsun?

K – Evet. Evim biraz ilerde.

E – Ben de bu civarda oturuyorum. Buraya da çok sık gelirim.

K – Ben de. Ama seni daha önce görmedim. Yani uzun zaman bir yere gelince,ister istemez yüzler aşina olmaya başlıyor. Ama seni gördüğümü sanmıyorum.

E – Aslına bakarsan bende seni. (Gülümser) Acaba yeterince ilgi çeken tipler değil miyiz?

K – (gülümser) Hiçbir zaman böyle bir kaygım olmadı.

E - (Kahveler gelir,kamerada yüzü görünmeyen garson kıza teşekkür eder) Ne kadar zamandır buralardasın?

K – Doğduğumdan beri. Aslında birkaç kez şehir dışına çıktım. Otellerde çalıştım . Hani sezonluk işler. Ama artık buraya yerleştim. Son iki yıldır temelli buradayım.

E – Ben de. Müzisyenim. Sezonluk ,barlarda çaldım.

K – (ilgili) Öyle mi? Ne çalıyorsun?

E – Gitar. Tek çalıyordum. Burada çalıştığım barlardan birinde biriyle tanıştım. Sonradan onun bir arkadaşıyla derken, bir grup oluşturduk. 3 yıla yakındır onlarlayım. Buraya yerleştim.

K – Ne güzel. Grubunuzun adı ne?

E – Tripot.

K – (gülümser)

E – (Kızın önündeki kitabı fark eder.) Ne okuyorsun?

K – Osho.

E – Duymuştum. Ama okumadım. Tek bildiğim adamın hiçbir şeye inanmadığı.

K – Kesinlikle. Zaten ben öyle yoga ,buda vesaire takıntısı olanlardan değilim. Bir süre önce bir arkadaşım tavsiye etmişti. Bende merak edip okumaya başladım. Yazdıklarının çoğu görüşlerimi doğruluyor. Çok keyif aldım.

E – Çoğu derken? Ne gibi mesela?

K – Olumlu dünya görüşü. Bir çok arkadaşım bununla alay ediyor aslında. (Gülümser)

E – Nelerden bahsediyor ? Yani ne üzerine?

K – Hayata olumlu bakmaktan. Yaşadığın her anın ve yaptığın her şeyin içinde sevgi olması gerektiğini savunuyor. Açıkçası ben umudu kesmiştim bu konuda. Tek olduğumu düşünüp neredeyse bunalıma girecektim. (Gülümser) Benimle en azından bir kişinin aynı şeyleri düşündüğünü bilmek beni umutlandırdı.

E – Fazla olumlusun sanırım (Gülümser) Ya da öyle olmaya çalışıyorsun.

K – (sıkılmış gibi ) Ay rica ederim sen de şu “ dışın gülüyor ama acılarını dertlerini içine atıyorsun aslında” tarzı cümleler kurma. (Gülümser)

E – (Kahkaha atar) Genel de öyle mi diyorlar?

K – Evet. Ve ben bundan çok sıkıldım. Derdim tasam yok deyince kimse inanmıyor. Bir ara varmış gibi davranıp bir şeyler mi uydursam diye düşündüğüm bile oldu. (Gülüşürler)

E – Ben o kadar olumlu olamıyorum. Yani sanırım senin görüşünle “herkes” gibiyim. Diğerlerinden. Hatta gayet karamsarım diyebilirim.

K – Bak bu konuda yardımcı olabilirim.

E – Nasıl olacak o ? Osho kitaplarından mı önereceksin?

K – (Gülümser) Hayır kesinlikle. İlk etapta hiçbir işe yaramaz. Yani onu anlamak ya da hak vermek söz konusu bile değil. Onun gibi en azından yakın düşünmen gerekiyor ki bu ne yahu deyip kitabın ilk birkaç sayfasından sonra onu bir kenara atma.

E – O halde derslere başlayalım. (gülümser)

K – Nasıl yani?

E – Nasılsa ikimizde sürekli buraya geliyormuşuz. Yani bir daha görüşmeyeceğiz desek bile bu mümkün olmayacak. Eh kaderin önüne geçmeye çalışmanın anlamı yok. (Güler) her gün bu saatlerde burada buluşuruz ,kahvemizi içerken sen de bana olumlu hayat tüyoları verirsin. Benimde aklıma yatar ve becerebilirsem bende senin gibi olurum. Böylece ölü bir adam dışında canlı kanlı biri daha senin gibi düşünmeye başlar. Olmaz mı?

K – (hafif mahçup bir gülümsemeyle) Bilmem. Mantıklı gibi geldi?

E – Tamam o halde.

Sahne 2: Kız ve erkeğin anlaşma ve kaynaşma detayları verilir. Hareketli müziklerle,çeşitli aktiviteler yaparlar. (Sinema, Tiyatro,uzun yürüyüşler vs.) Efendim türk filmi edasında isterseniz bir fon müziğiyle besleyerek hayal edebilmenize müsait bu sahnelerde bir detayı unutmayınız ki,kızımızın ve esas oğlumuzun aynı anda fark etmeden yaptıkları hareketler vurgulanır. Tanıştıkları cafeye giderler ve orada onlara kahve servisi yapan kıza teşekkür ederler. O ana kadar garson kızın yüzü görünmez. Kahveleri bıraktıktan kamera yavaşça kızın yüzüne doğru çıkar ve ilk sahnedeki erkeğin eski sevgilisi olduğunu görürüz. Garson kız onlara gülümser “ afiyet olsun” der ve arkasını dönüp diğer masaya sipariş almaya gider. (Tüyler ürpertici değil mi? Durun daha vurucu darbe gelmedi)

Sahne 3: (Aynı cafede kız ve erkek sohbet etmektedirler.)

K – Ya itiraf etmeliyim ki ,bu arkadaşlığımızdan çok memnunum. Ama en güzeli , gerçekten huzurluyum seninleyken. Erkeklerin bana sadece karşı cins olarak bakmaları beni o kadar rahatsız ediyordu ki. Yani kimseyle arkadaş ,dost olmana imkan yok. Kızlar fesattırlar,birbirlerini çekemezler,erkekler desen sadece et olarak bakarlar ve illa bir şeyler umarlar. Hepsi en az bir kere şansını mutlaka dener.

E – Sana itiraz edebilmeyi çok isterdim. Ama bu hiç dürüstçe olmazdı. Maalesef hemcinslerimden ben de memnun değilim. Ama benden gerçekten emin olabilirsin.

K – Bunu hiç söyleme.Kendim karar vermeliyim buna. Hem sözde samimilerden bunları o kadar çok duydum ki. Bana bu sahteliklerle gelmek yerine, diğerlerinin verdiği sahte vaatleri yaşattığın için teşekkür borçluyum.

E – (Gülümser) Ben de sana. Hocam ,unuttunuz mu? Sayenizde dünya görüşüm değişti. Artık bende sizdenim. (Gülerler)

K – (Önünde ki kahve fincanını kaldırarak ) Dostluğumuzun şerefine o zaman .

E & K – Şerefe..( gülüşürler.) Ekran kararır.

Sahne 4 : Kız evine gelir. Burayı çok net ve özenle hayal edin. Girişteki portmantoya anahtarlarını bırakır. Yatak odasına gider. Üzerini değiştirip pijamalarını giyer. Banyoda,ayna karşısında dişlerini fırçalar. Gülümsemektedir. Ancak aynadaki aksini görmeyiz. Banyodan çıkar ışığı kapatır. Yatak odasına gider. Odadaki aynayı kızın yansıması olmadan görürüz. Sonra kızın aynaya baktığını ve gülümsediğini görürüz. Ancak aynadaki aksi görünmemektedir. Kız yatağına yatar. Gözlerini kapar ve ekran kararır.

Sahne 5: Kızın yatak odası. sabah olmuştur. Kız uyanır. Uyku mahmurluğuyla banyoya gider. Eğilip yüzünü yıkar. Kafasını kaldırır aynaya bakar (aynadaki aksini görmeyiz) Gülümser. Ayna ile birlikte kızı görürüz. Aynadaki yansımasında Erkek vardır. Kız ile aynı hareketleri yapmaktadır.(aynanın kenarındaki küçük dolabın kapağını açar ,Z kutusunu görürüz. İçinden bir tane alır tam yutmak üzereyken,aynaya bakar,gülümser hapa bakar.Hapı çöpe atar. Kutuyu yerine koyar.Aynadaki erkek aynı hareketleri yapmaya devam etmektedir. Kız kameraya bakar ve gülümser.

- SON –

Peki biz burada ne anladık neden bu hayali kurduk bu küre neden katıldık? Ben sadece gerçeklerle yüzleştiren bir hayal kurdum sizi de içine kattım. Bir kadın ve bir erkek istisnalar haricinde dost olamaz,arkadaş hiç olamaz. Olduğu durumlarda ise ya kız muhakkak adamın bir şekilde işine yarıyordur ve adam ondan vazgeçemiyordur ya da kız baktı başka şansı yok kankalığı kabullenmiş makus kankalık kaderiyle savaşmaktan vazgeçmiş demektir. Bir kadın anca kendine arkadaş olabilir yada yutar hapları bir hayal kürüne temelli dalıverir.

https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931


FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>