>

KÖŞE YAZILARI | FERHAN PETEK

Bulunan Kayıplar, Kaybolan Buldumcuklar

"Hayatınızdaki boyacıyı doğru seçtiyseniz, hiçbir beyazınız siyaha dönmez." (Ferhan Petek)
 
   
 
 
     

Bazen birini bulmak, aslında, birinde kendini bulmaktır. Birini tanımak, kendini tanımaktır. Peki, sen nereden bulacaksın kendini sana bulduranı? Hadi buldun diyelim; bunun kaybedilmeyeni yok mu? Ya da aslında bu kaybetme meselesi çok daha derin incelenebilir. Mesela,

Kaybeden sen misindir yoksa o mu? Kalana mı koyar, gidene mi yazık? Kaybettiğini düşündürüldüğün anda keşfetmiş olman gereken şey o kişinin O KİŞİ olmadığı mıdır? Kaybetmek, bir süreç mi, başa gelen bir iş mi, kazanç mı yoksa gerçekten KAYIP mıdır?

Hatta bazen, seçilmeyen kadın kendini suçlamaya başlar. Özellikle fiziksel suçlamalar ilk akla gelenlerdir. “böyle kalas gibi kadınlıktan uzak dolanırsan, bir gün beli olan bir kız gelir ve tüm masal kahramanlarını ayartır!” “ İki göz süzme bir şuh kahkaha öğrenemedin tanıdığın o kadar meşrebi hafiften!” Ne kadar erkek ama arkadaşın olan kişi varsa hayatında, hepsini kaptırdın bir şekilde dişi olabilmiş hatunlara. Görürsün, beğenirsin tanışırsın, tam detaylarına girecekken, senin flört dönemin sandığın zamanda karşı cins “kanka” sınırına ulaşmıştır ve sana âşık olduğu bir sürtükten bahseder. Yapabileceğin, elinden gelebilen tek şey, tanımadığın ve tanışmaya niyetli olmadığın, hatta tanıyor olmaktan korktuğun o sürtük hakkında ağzına gelen aklına varabilen her küfrü etmek olur.

Bazen de, felaketik bir şekilde öğrenirsin ki, aşağı yukarı her şeyini paylaştığın, arkadaş görünümündeki sözde dost özde sürtük kapıvermiştir adamcıklardan birini daha elinden. Sen daha adamı, hayatında koyacak bir statü bulamazken elin kızı gelmiş ve bir yerine yerleştirmiştir onu, “hayatının”. Hayat enteresan olaylarla dolu bir mucizedir. Başına her an her şey gelebilir. Mesela tüm olanları kabul eder vazgeçersin o ana kadar sahip olduğun ya da öyle sandığın her şeyden ve güm!: Geri geliverir.

Sadece bu kadar da değil. Bin bir hayal ve ümitle dalıverirsin hayatına. Yoluna başlar sonunda kendini koyduğun yer konusunda emin adımlarla ilerlersin. Ama en olmadık anda en olmadık zamanda birçok şeyin yerle bir olduğunu fark ediverirsin. Azıcık akıllıysan anında ve en doğru sayılabilecek yerde müdahale edip önlemler alırsın. O ana kadar ki gelenler için alınacak önlem ve yapılacak bir şey kalmamıştır. Sen de sonrakileri kurtarmaya çalışırsın. İleriye dönük plan ve düzeltmeler yaparsın. Unutmayı dener güvenmeme yeminleri edersin. Bilirsin ya da anlarsın ki, güvenmek iyidir ama güvenmemek çok daha iyidir. Biraz düşününce, bu zamana kadar ki yaşamının “bu sözün hayata geçirilmiş uygulaması” olduğu gerçeğini kabullenmen gereken bir zaman dilimine girersin. Bilmiyordun ki, baştan güvenmezsen unutman gerekmeyecekti. En başından bir halt yediysen de arkasında duracaksın. Madem yaşadın unutmayacaksın ki yaşadığın zamana, olaya ya da insana ama önce kendine ayıp olmasın.

Her şey başına gelebilir, her şeyi yaşayabilirsin. Kendine her olasılık için başka tepkiler edinmeli sürekli yenilenmelisin. İhtimallerin fazlalığında ezilmemeli, yokluk yolculuklarında kaybolmamalısın.

Ölümün kayıp olduğuna inandırılmışız. Böyle görüp böyle bilmişiz. Birinin öldüğü haberini bile “onu kaybettik” diye veririz. Nereye gittiğini bilmediğimiz için mi? Yolculuğunun nedenini merak ettiğimiz için mi? Ya yaşarken kaybettiklerimiz? Ya ölünce buluyorsak hayat boyu aradığımız soruların cevabını? Ya yaşarken içimizde ölenlerden sorumluysak bildiğimizin aksine? Her anın tadını çıkarmak varken, bir seferde hayatın tamamının içine etmek daha kolaydır. Çünkü bir şey yapmasan da o hayatın içine edilir. Oysa onu kurtarmak emek ve özen gerektirir.

Türü her ne olursa olsun, girdiği kılık ne olursa olsun, her ihtimalin, her buluşun, her kayboluşun, her sorunun, her cevabın, her hayalin, her hayal kırıklığının; yönü, temeli, geldiği, ulaştığı; insandır. Yapılması gereken tek şey ise, insana verilmiş bu “her şey”i, insana yakışır şekilde yaşamaktır. Ve en unutulmayacak kurallar listesine ek şudur ki; her başlangıç bitişiyle, her soru cevabıyla her sorun çözümüyle gelir.

Şimdi kayıpları yeniden gözden geçirme zamanı. Kim bilir belki de bildiğin şey aslında bilmediğin çok şeydir.

Twitter: twitter.com/#!/Fername


FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>