Aradığı şeyin gerçek aşk ya da sonsuz sevgi olduğu konusunda kendini bile kandırmaktan çekinmeyen o kadınlar gibi olmak, göründüğü kadar kolay olmamakla birlikte, geri kalan -ki hala varsa- türlerin bu hayatta nefes alması bile gittikçe zorlaşıyor. Ve ne aradığını bilmediği, ne istediği hakkında hiçbir fikri olmadığı gibi; olması gerektiği konusunda da hiçbir farkındalık taşımayan bir sürü kadın yüzünden, yığınla erkek telef oldu. Geride kalan kadınlara da diğer kadınların bıraktığı kalıntıları toparlamak kaldı ki bu durum yüklerini daha da arttırdı. Aradığı adamı bulduğu hatta onunla tanıştığı halde eğer ufacık bir ümidi bile yoksa yine de kendi içinde vazgeçmeyip, sonsuza dek ondan başka hiç kimseyle olmamayı göze alan bir kadın tanıdınız mı mesela? O kadınlara derdini soran olmadığı gibi onların da anlatmaya niyeti yoktur zaten. Çok şeyle uğraşırlar da gıkları çıkmaz. Çünkü ne istediklerini ve neyi, kime, ne zaman anlatacaklarını bilir, sadece beklerler.
Tam da buldum dediğin, “o” kişi olduğu hakkında kendi kalbine söz geçirmeye çalıştığın, bir şekilde ilgi duyduğuna kendini inandırdığın kadın ya da adamı o can çekiştiğimiz sosyal medyada takibe alırsın. Sadece onun profilinin sohbete açık olduğu saatlerde başlarsın ana sayfa nöbetlerine. Ve bir gün, pat diye kapatıverir hesabını muhtemelen geçici bir süreliğine. Bu o kadın ya da adamın “cool” olmaya çalışıp aslında hesabı kapalı olduğu zamanlarda neler olup bittiğini deli gibi merak ettiği, etrafındaki kuru(!) kalabalıktan ve aşırı sosyallikten bıkmış gibi davranmaya çalıştığı dönemde yaptığı bir saçmalıktan başka bir şey değildir. Hatta bu türler profilleri açıkken ekledikleri fotoğraflara, paylaşımlarına yorum yapanlara da cevap vermezler. Onlar böyle yaptıkça beğenileri artar. Umursamıyormuş gibi yaptıkları her şeyin daha fazla ilgi gördüğünü iyi bilirler çünkü. Ve emin olun çoğunun bu donmuş profillerinde deli gibi özleyecekleri ana sayfa güncelleme anlarını yaşayıp tatmin olmak için sahte profillleri vardır. Tıpkı gerçek zannettikleri hayatlarında kendilerinin sahte oluşları gibi. İşte bu türlerden birini sevdiğinizi zannettiğinizde de o sevgi sevgi değildir. En azından gerçek değildir.
Duygularınızdan asla emin olamazsınız. Ve işte o zaman hissettiğiniz şeyin aşk acısı olduğunu zannetmeye başlayıp aşkın acı verdiğine inanan insanların acınası hallerinden edinirsiniz kendinize. Gerçekten seviyorsanız, zaten seviyorsunuzdur işte. Her halini, her şeklini, her söylediğini, her yaptığını… Onu asla yadırgamaz ya da değiştirmeye çalışmazsınız. Olduğu gibi sever olduğunuz gibi görünürsünüz. Karşılığını ummadan belki sadece hayal ederek duyduğunuz ilgiyi fark edecek diye korkmanız ise sadece sevginin büyüklüğüne eşit bir hakaret olur. Fark etse ne olacak ki? Dünyanın sonu değil bu kesin ama belki başka bir şeylerin başlangıcı olmayacağını nereden bilebilirsiniz ki? Bırakınız fark etsinler ama şımarmasınlar. Bırakınız anlasınlar ama anlamamazlıktan gelemesinler. Vazgeçmek zorunda da değilsiniz, siz sadece sevdiniz, sevebildiniz ve o madem sizinle ilgilenmiyor o halde sevginizden sizden başka kime ne ki? Bırakınız sanal dünyalarda debelenenleri kendi hallerinde. Siz kendi gerçekliğinizde hayallerinizin o kişisine yer ayırın. O ister gelir ister gelmez, kendi bileceği iş. Ama siz birine “sensin” deyip yer açabiliyorsanız, en azından kendinizle ilgili sorununuz yok demektir.
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
https://twitter.com/#!/Fername
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
