Sebepsiz yere çıktığımız yolculuklardan geriye dönüş değil midir içimizi acıtan…
Bir tren, bir otobüs penceresinden hüzünle sallanan bir el, belki kalbinde gitmenin verdiği bir ağırlık…
Gitmek belki de o kadar zor değil; ne giden için ne kalan için….
Asıl zor olan eylemi gerçekleştirmekten çok hissetiklerimiz…
İçimizdeki ürkek, hüzünlü, küçük çocuk…
Giderken bakar arkamızdan bir rüyada kendini görmek gibi…
Bir yere ait eşyaların yer değiştirmesi de hatırlatmaz mı ki bize ilk yerini…
Belki aldığımız andaki duyduğumuz heyecan, zamanla sıradanlaşan alıştığımız nesne…
Duygularımız da böyle değil mi?
Hayatımızda olan kişilere alışkın olduğumuz öteden beri gelen alışkanlıklar, yeni kişiler yeni heyecanlar ve belki de ne zamandır unuttuğumuz duygular…
Kitaplıkta unutulmuş kitaplar, eskiden kalmış notlar sararmış solmuş renkli kağıtlar…
Sesi kısık radyoda çalan belli belirsiz duyulan bir müzik…
Tavandaki pervanenin ağır ve yavaş dönüşü…
Yüzüme verdiği hafif serinlik…
Göz kapaklarımı ağırdan kapatan hafif tatlı bir uyku…
Deniz Alen
alendenise@gmail.com
DENISE ALEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER