Gitme diye bir sözcük var beynimde ama sana bir türlü söyleyemediğim.
Söylemeye dilimin varmadığı ama gitmekten söz ettiğinden beri beynimde takılı kalan.
Aslında bu kadar basit bir sözcük.
Ama sessizce kendime fısıldıyorum arkandan.
Ne sen duyuyorsun cılız sesimi, ne de ben sana duyurabiliyorum içimdeki hissi.
Hoş bağırsam, haykırsam, seslensem kalır mısın?
İkimizde cevabını biliyoruz, gitmek zorundasın ve gidiyorsun.
Arkana bakıyorsun, gözlerim kendini ele veriyor ama yine de çıkmıyor o iki sözcük benden.
Ardından pişmanlık, zor geçen sancılı geceler, orada burada yazılmış dağınık sözcükler, düşünceler, notlar…
Her yerde kedinden izler…
Hiç değilse giderken kedin kalsaydı benimle ayrılık hediyesi olarak.
Senden bana kalan tek şey o olsaydı.
Onu da aldın ve gidiyorsun.
Ardından deli gibi temizlik yapıyorum, her ikinizden izleri silmeye çalışıyorum.
Eşyaların yerlerini değiştiriyor, sana dair ne varsa kapının önüne koyuyorum.
Ama ince beyaz bir kedi tüyü tüm günümü mahvetmeye yetiyor.
Tüye bakarak bütün gün kitlenip kalıyorum.
DENISE ALEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER