Bu hayat öyle kısa ki üzülmeye değmiyor. Ama bir yandan da üzülmeden edilemiyor!... (Cenk Babaeren)
Bu hayat öyle kısa ki üzülmeye değmiyor. Ama bir yandan da üzülmeden edilemiyor!...
Garip bir döngü… İçinde yaşadığımız toplumun kurallarına ayak uydurmak veya dışlanmak. Ayak uydurduğunuz taktirde sizden kral kimse yok. Ama bir şeylere karşı geldiğinizde sizden kötü insan yok…
Bu döngünün içinde var olmaya çalışmak. Patrona, çevreye, aileye karşı baş kaldırmak... Peki ne değişiyor?
Baş kaldıranlar zaten uzun süre yaşatılmıyor. Hemen başları eziliyor.
Ama bir şey var ki başkaldırı olsun ya da olmasın kimse engel olamıyor: VİCDAN…
Ne yapılırsa yapılsın insan yaptıklarının vicdanı ile yaşıyor. Zaten vicdanı olmayanlara da İNSAN denilmiyor.
Bildiğiniz gibi yaklaşık iki senedir annemin rahatsızlığı ile uğraşıyoruz.
Kolay değil bir sene ömür biçilen dünya tatlısı bir insanı iki sene yaşatmak.
Var gücümüzle annemi yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Dışarıdan çok kolay gözükse de oldukça zahmetli bir iş.
İnsanlar nasıl olduğunu arada sırada telefon açıp soruyorlar. “Sanal telefonlar bunlar. Sadece aramak için arıyorlar.”
Başlarına bir gün benzer şeylerin geleceğinden sanırım haberleri yok veya VİCDAN denen şeyi kaybetmişler bulamıyorlar.
Yazımın başında bu hayatın kurallarından bahsettim. İşte kurallar bu dönemlerde ortaya çıkıyor.
NE YAPARSAN KARŞILIĞINI AYNI ÖLÇÜDE ALIRSIN.
Ne kadar başkaldırıcı olsan da bu hayatın kurallarına sağlık girdiğinde kurallara uymalısın.
Çünkü diğer başkaldırdığın şeyler sisteme karşı başkaldırılar.
Ama iş sağlık olunca sistemden biraz ayırmak gerekiyor. Ticari boyutunu dahil etmiyorum. Vicdani boyutu beni ilgilendiren…
Çevrenizde mutlaka bir arkadaşınız, dostunuz şu an benim yaşadığım olayları yaşıyordur.
“Ona telefon açmak yerine kıçlarımızı kaldırıp bir saatimizi ayıramıyor, ziyaretine gidemiyorsak yuh bize….”
Her şeye herkese zaman bulabiliyoruz. Doğum günlerine, sinemaya, alışverişe gidiyoruz ama iş arkadaşımızın kötü gününde yanında olmaya gelince çok işimiz oluyor.
“Çok İşim Var”, “İşten Başımı Kaldıramıyorum”….
O ZAMAN SEN YAŞAMA BİRADER. Sen vicdanını kaybetmişsin. Çok işin olsa neye yarar!..
Bazen kendi kendime soruyorum. Annem terziydi ve sağlıklıyken herkese yardım ederdi. Şimdi o herkes nerelere gitti?
“ÇÜNKÜ ŞU AN ÇOK İŞLERİ VAR!...”
Bir gün gelecek bu “Çok İşler Bitecek” ve aynı duruma kendileri geldiğinde başkalarının “Çok İşleri” olacak….
Dostlar, Ne olursa olsun. Ne kadar yoğun olursak olalım. Hiç değilse bir saatinizi ayırıp, sağlık problemi yaşayan ailenize, arkadaşlarınıza biraz zaman ayırın.
Hiç değilse kaybolmuş vicdanı biraz da olsa ortaya çıkartın.
Bu hiç zor değil….
Çok işinizin arasına bir saati sığdırmak hiç zor olmasa gerek…