Tek geceye sığdırılmak istenen sahte aşklar!
Aşık olmak isteriz. Delice ve çılgınca yaşamak ve bu aşkın ölene kadar sürmesini bekler dururuz.
Sanırım bizi kötü kandırmışlar…
Aşk dediğin şey sadece üç harften oluşan bir şey değil. Bazıları için aşk varla yok arasındaki gidiş gelişler… Bazıları için kelimenin arkasına sığınmak için bir liman. Bazıları içinse gerçek mutluluk.
Kendimizi bir gecede aşık olmuş sanıyoruz bir de bakmışız aslında aşk değilmiş. Sadece tutku. Ve tutkunun esiri olmuş yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Sorgulamıyoruz.
Aşkı ve seksi sorgulayan benim gibi insanlara da kızıyoruz.
İşleri güçleri yok aşkı ve seksi sorguluyorlar. Nereden gelmiş, kim keşfetmiş, kimin mezesi olmuş. Deli miyiz neyiz biz?
Neyse dağılmadan asıl konumuza gelelim….
Cuma ve cumartesi akşamları klasik olarak mekanlara akarım. Benim için bu mekanlar çok özel yerlerdir. Müziği dinler, biramı içer, dans eder, dostlarımla sohbet eder sonrada çevredeki kızları incelemeye başlarım.
Kendini sarışın sanan, esmer afetler, geçen hafta olduğu gibi mekanlardaki yerlerini hemen almışlar. Bir elinde bira diğer elinde sigara aksesuarları olmuş sahte gülücüklerle çevresindekilere neşe saçmak için uğraşıp dururlar. Bi de sigara içmeyi bilseler. Şöyle derin bi nefes alıp onun tadına varsalar. Nerdeeee…
Mekanın üst katlarından baktığımda saç diplerinden çıkmaya başlayan siyah saçları, altın rengi saçlarıyla sevişmeye başlamışlar bile...
Neyse herkesin kendi tercihi, kendini güzel hissediyorsa bana diyecek bi şey kalmıyor. Ama doğal güzellik bence daha önemli. Doğal kadınları oldum olası daha çok sevmişimdir. Doğal saç, doğal yüz ve doğal gözler… "Benim saklayacak bir şeyim yok, işte bu benim" derler… Ayrıca kendilerini ispatlamaya da çalışmazlar.
Fakat doğal olmayan yapay bebekler kendilerine bakıldığını fark ettikleri anda hemen havaya girip, yanında kim olursa olsun, çaktırmadan sana bakmaya başlarlar. Sen de bakarsın. Sonra bi punduruna getirip tanışmak için yollar ararsın. Eeee gece, müzik ve karanlık. Seni de farklı kılar ya…. Gecenin sonu ya evde biter ya kız gider ya da cep teller alınır.
Gerçi ben oldum olası mekanda içtikten sonra tek başıma evin yolunu tutmayı tercih etmişimdir. Sabah uyandığımda ismini bile hatırlayamadığım yapay sarışın bir bebeğin yatağımda yatmasından pek hoşlanmam. Ama mekanda kur yapmayı ve deli etmeye de bayılmıyor değilim. Tam yapay bebek tamam oltada keklik dediğinde gitmenin zevki de bir başka oluyor hani…Eeeee bu olayı hep kadınlar yapacak değiller ya…
Bir gecelik ilişki ve sonrası…. Ne aşk var ne de tutku…
Sadece seks… Sonrası yine boşluk… Bunu hiç anlamıyorum…
Seks bence bu şekilde ayaklar altına alınmamalı. Bu kadar basit bir şey olmamalı. Seks de aşk gibi… Bir başlangıcı ve sonu olan sonsuz bir tutku olmalı ve her saniyesi için emek harcanmalı… Kolay olmamalı…
Tabi bazılarınız aptal, kız seni istiyor. Sen de erkeksin beraber ol sonra ne yaparsınız yapın diyebilirsiniz. Valla istiyorsanız siz yapın bu işe beni bulaştırmayın. Mekanlarda zaten bu tarz erkekler var. Yapay bebek delisi… Sarışın tutkusu olan… Hayal ettiği kadını bulduğunu zanneden kuşbeyinliler… Gidin bulun sevişin… Beni ilgilendirmiyor. Yapay bir bebekle, belli aralıklarla 20’şer dakikalık mutluluklar yaşamak beni hiç heyecanlandırmıyor.
Bence aşk ve seks zamanı geldiğinde ve doğru kişilerle yaşanmalı. Benim vücudumu, tenimin kokusunu hak edecek bir kadın olursa seks olmalı. O zaman tüm benliğimle O’nun olurum. Bunu da zaten hemen gözlerinden anlarım. Gözlerinin masumca bakışı bunu hemen belli eder.
Tek gecelik yapay aşıklar…. Hala mekanlarda yaşıyorlar ve yaşayamaya devam edecekler. Gerçek aşkın varlığından haberleri bile olmadan.
Cenk Babaeren
cenkbabaeren@cosmoturk.com
CENK BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER