>

KÖŞE YAZILARI | CENK BABAEREN

İçimde büyüttüğüm çocuk…

"Ne yaparsam yapayım durduramıyorum. Bir kere bileklerimi kestim devamlı akıp duruyor." Cenk Babaeren’in yeni yazısı…
 
   
 
 
     

İÇİMDE BÜYÜTTÜĞÜM ÇOCUK…

Evimde beşi kız, biri erkek olmak üzere altı afacan var. Kedim Cosmo bir ay önce, ikinci kuşak yeni yavrularını dünyaya getirdi. Hepsi çok şekerler.

Aslında afacanlar yedi tane idi… Süreyya’nın doğum gününde, gazeteci dostum Zeynep ve sevgilisi bir tanesine aşık oldu.

Almak istediler. Şimdi onlarla yaşıyor. İlk aldıklarında erkek demiştim ama sonradan kız olduğu ortaya çıkınca rezil oldum : )

O kadar da incelemiştim :)

Kız olsun erkek olsun ne fark eder ki… :) Çoookkkk şekerlerrr…

Sonra düşündüm altı yaramazın evimde olmasından neden bu kadar mutluyum diye?

Tabi cevabı çok basit… Çocuk özlemi…

Hani bir zamanlar yana yakıla istediğim, ama sonrasında bir anda kesilen babalık hasretim….

Çok iyi hatırlıyorum. Eski şirketimde, binanın çıkış kapısından çıkan çalışma arkadaşlarımı göz ucuyla takip ederdim. Bakalım kim X-ray cihazının içinden geçmeyip yanından sıvışacak diye….

Yanından geçenlerin hamile olduklarını şakkkk diye anlardım : )

Şirkete çocuklarıyla geldiklerinde gözlerim dolardı.

Çünkü otuzaltı yaşına gelmiş bir adam olarak, yana yakıla arzuladığım çocuk özlemime bir türlü kavuşamıyordum.

Ne garip, yeni evlenen çiftler iki – üç sene sonra çocuklarını kucaklarına alırken, ben, sevgili ben, bir türlü yanıp tutuştuğum babalık hayalimi günden güne eritiyordum. Sanırım bu kader…

Böyle yazıldı ve çekmem gerekiyor.

Her şeyi beceren Cenk, her şeyi hayal eden Cenk, bir bu hayaline kavuşamıyor, üstelik eline yüzüne bulaştırıyordu…

Sonuçta ebediyen bu olayı kapattım. Sorun sağlık sorunları falan değil, duygusal anlamda kapattım.

Evimdeki altı kediyi çocuklarım olarak kabul ettim. Şimdi hepsiyle tek tek ilgileniyorum.

Tek yapamadığım şey göğsüme alıp sokağa çıkaramamak..

Ama olsun varsın. Şu an küçük mutluluklar da bana yetiyor.

Onların birbirleriyle oynamaları, ara sıra elimi tırmalamaları beni havalara uçuruyor.

Bazen dostlarım soruyor “Peki neden başka bir kadınla birlikte olup çocuk yapmıyorsun?” diye….

Sevgili dostlar!... Ben o defteri bir sene önce kapattım.

Çocuk istediğim tek kadın vardı. O da artık yok.

Var ama yok!... Mutlu olması için benim yok olmam gerekliydi. Yok oldum. Yanıp küllerime karışmayı tercih ettim.

Çoğu geceler kendimi tutamayıp ağlıyorum.

Merak etmeyin psikolojim gayet iyi. Sadece ara ara gelip gitmeler devam ediyor. O da kendimi suçlamaktan…

Dostlarım “Ne kadar mutlu yaşıyorsun?” diyorlar.

Gelin de içimde kanayan yaraya bir bakın. Kanın akması hiçbir zaman durmuyor. Ne yaparsam yapayım durduramıyorum. Bir kere bileklerimi kestim devamlı akıp duruyor.

Kabul ettim artık nereye kadar akarsa aksın. Madem durduramıyorum, o zaman akmasını seyredeceğim. Hiç yoktan aktığı yeri biliyorum...

Bir yerlerde donup kalmıyor.

Neyse, bir gün gelecek beni daha iyi anlayacaklar.

Yine gün ışımaya başladı… En iyisi ben yatayım. Yoksa daha kötü olacağım…

Sevgilerimle,

Cenk Babaeren
cenkbabaeren@cosmoturk.com


Dipnot:

Hani geçen yazımda beni heyecanlandıran bir iş teklifinden bahsetmiştim. Son anda olmadı.

Sanırım biraz fazla geldim.

Benim yerime eski çalışma arkadaşımla anlaşmışlar. Kendisini çok severim. Ve bu işi hakkıyla yapacağına yürekten inanıyorum.

Belki de böylesi daha iyi oldu. Nedenini söylemeyeceğim. O bende saklı kalacak.


 


CENK BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>