"Tophane civarında salaş bir büfede oturup sokaktan geçen Akordeon’un güzel tınısıyla büyülenmek ne güzel…" Cenk Babaeren’in yeni yazısı…
ÇAY, SUCUKLU TOST VE AKORDEON…
Tophane civarında salaş bir büfede oturup sokaktan geçen Akordeon’un güzel tınısıyla büyülenmek ne güzel…
Bir saat önce evden çıkıp Tophane’ye geldim. Devletin şu kriz zamanında vergi affını çıkartmasını fırsat bilip, eski bir vergi borcumu yapılandırmak için kollarımı sıvadım.
Ne de olsa borç borçtur. Öyle ya da böyle ödenmesi gerekir. Zaten şartlardan dolayı salladığım kadar sallamıştım. Şimdi tam zamanı.
İçimden, - Hadi Cenk... Git Vergi Dairesi'ne ve kalan şu borcunu yapılandır, sonra başını yastığa koyduğunda rahatça uyu dedim.
Vergi dairesine gittiğimde saat 12.00 olması nedeniyle yemek tatiline rast geldim.
- Kafasız Cenk. “Hiç mi saatine bakmıyorsun”... Neyse git bir büfeye kendine sucuklu bir tost söyle, yanına da çay ohh misss…
Sıcak tostum ve çayım geldiğinde uzaktan duyduğum akordeon sesiyle birden kapıya doğru yöneldim.
Sokağın bir ucundan iki çocuk bana doğru yürüyordu. Birisi akordeon çalarken diğeri elindeki eskimiş kutuyla esnaftan para topluyordu.
Çaldıkları müzik beni oldukça heyecanlandırmış ve başka bir Dünya’nın içinde kendimi bulmamı sağlamıştı.
Ne güzel ki şehrin tüm sorunları ve gürültüsünden arınmıştım.
Yaşadığımız şu Dünya’da tüm olumsuzluklara rağmen, hiç beklemediğin bir anda olumlu şeyleri görmek çok güzel şey…
Saat 12.30 ve vergi memurları karınlarını doyurmuştur diyerek kalktım büfeden, geldim vergi dairesine.
Borcumu yapılandırdım. Keyfime diyecek yok :)
Onsekiz ay biraz zor geçecek ama… Rahat bir uykunun ve yastığımın beni beklediğini düşününce, tüm zorluklar vız geliyor.
Ne olursa olsun kimseyi zor durumda brakmak istemem.
Vergi dairesinden çıkarken yüzümü görmenizi çok isterdim.
Herkese gülümsüyordum.
Hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen gülümsemeye de devam edeceğim.