Yeni bir tatil başlıyor..Uçağın tekerlekleri yere bastığı anda içimi bir heyecan kaplıyor.. Yıllar sonra ikinci defa geliyordum Bodrum’a. Havaalanında karşılamaya Aytekin ve Murat beyler gelmşti. Alandan özel bir arabayla alarak tatilimi geçireceğim Seçkin Konaklarına geldim.
Seçkin Konakları, Bodrum’un merkezinde, marinanın tam karşısında içinde özel havuzu bulunan, samimi ve güvenli ortamıyla insanı rahatlatan bir hotel.
Misafirlerine ev sahipliği yapan Galip Gür beyefendi ve personeli tarafından karşılandım.
Bodrum’a tatil için gelmek isteyenlere keyifli bir konaklama yaşamaları için tercih edilecek bir mekan.
Odaları ferah, konforlu ve temiz. Burada insan kendisini dinlenmiş ve zinde bir şekilde güne hazırlayabiliyor.
Bodrum merkezde bulunan Seçkin Konaklarında kalmak isterseniz iletişim bilgileri:
Telefon: (0252) 316 13 51 - Web: www.seckinkonaklar.com
Ve yeni bir güne başlıyorum. İlk günüm ve ilk durak noktam Bodrum ve Bodrum Kalesi;
Bodrum, bir turizm merkezi olmasıyla beraber kendine has bazı özellikleri olan görülmesi gereken Muğla ilinin ilçelerinden biri.
Antik çağdaki adı Halikarnasos. Halikarnas olarak okunmaktadır. Dünyanın 7 harikasından biri olan Mavsolos’un mozolesi Halikarnas şehrinde inşa edilmiştir. Zamanla yıkılan mozolenin mermer taşları Bodrum Kalesinin yapımında kullanılmış. Bodrum Kalesi, dünyanın en büyük sualtı arkeoloji müzesi olarak hizmet vermekte ve iki liman arasında kayalık bir alan üzerine kurulmuş. İç kale içinde Fransız kulesi (deniz seviyesinden 47,50 mt. yüksekliktedir), İtalyan kulesi, Alman kulesi, İngiliz kulesi ve Yılanlı kule adları verilmiş kuleler bulunmaktadır. Çift duvarlar arasında su hendeği, asma köprü, kontrol kulesi ve II. Mahmut tuğrası kalenin göze çarpan yerleri. Denizden çıkarılan anforalar ve batık gemi sualtı arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Bodrum’a geldiğinizde sadece tatilin yanı sıra Bodrumda yaşamış sanat güneşimiz Zeki Müren’in evinin de ziyaret edilmesini ısrarla tavsiye ediyorum.
Sanat güneşimiz Zeki Müren’in ölümünün ardından Kültür Bakanlığı burayı müze haline getirerek Zeki Müren’in evini ziyarete açmış.
Sanatçının kişisel eşyaları ile sahne kostümleri, özel fotoğrafları, yatak odası, oturma ve çalışma odası ile birlikte evinin bahçesinde cam fanusun içinde olan hayattayken kullandığı 1976 model Buick marka otomobili görülmeye değer. Ziyarete gelen sanatseverler Zeki Müren’in şarkılarını da dinleme imkanı bulmakta…
Artık Bodrum’un çevresindeki yerleşim yerleri olan turizm beldelerine dolaşmaya başlayalım;
Yalıkavak; tarihi boyunca en canlı ve zengin zamanlarını antik dönemde yaşamış, Selçuklu döneminden sonra eski önemini kaybetmiş. Yarımadanın Türklerin eline geçmesiyle bölgeye yerleşim XVI. Yüzyılın ortalarında Sandıma ile başlamıştır. Üç tarafı denizle çevrili ve Bodrum’a 19 Km. uzaklıkta bulunmakta. Denizi ve yerleşimiyle ‘’cennetten bir köşe‘’ diyebileceğimiz bir yaşam yeri.
Turgutreis; Bodrum yarımadasının en büyük koyu. Türk denizcisi Turgut Reis’in doğduğu yer olan küçük bir balıkçı köyü iken, uzun ve bakir kumsalına istinaden büyüyen, modern bir marina, otantik pazarı ile, tarihsel zenginliklerin yanı sıra muhteşem bir denizi, harika bir kumsalı ve koyları bulunan, nereden bakarsanız bakın, güneşin batışını olağanüstü güzellikte bir manzarasıyla adeta büyüleneceğiniz bir yer.
Gümbet; adını beyaz kubbeli yağmur sarnıçlarından almış. Bodrum’un yalnızca 2 Km. güneyinde, yarımadanın en uzun kumsallarının bulunduğu, su kayağı, sörf gibi su sporlarıyla ünlü bir spor merkezi. Daha çok gençlerin rağbet ettiği Gümbet, İngiliz turistlerin ilk tercih ettiği lokasyon. Gündüz kumsalında güneşlenmenin yanı sıra, gece eğlencelerinin de baş mimarı konumunda…
Gümüşlük; Bodrum yarımadasının eşsiz doğa güzelliklerine sahip beldelerinin en başında gelmektedir. Yarımada üzerindeki en eski yerleşimlerden biridir. Sahil boyunca sıralanmış olan restaurant, pansiyon ve moteller bulunmaktadır. Gümüşlük kıyılarında her bölgeden denize girmek mümkündür. Kumsaldan, kayalardan ve açıktan denize girilebiliyor. Deniz çok berrak, temiz ve durgun. Açık denizden korunmalı iki koyu birbirinden ayıran adalardan birinin adı da Tavşan adasıdır.
Göltürkbükü; mandalina bahçeleri arasında beyaz badanalı şirin evleri olan Göltürkbükü (halk arasında Türkbükü olarak telaffuz edilir), Bodrum’a 20 Km. uzaklıkta bir tatil kenti. Eski adı Gölköy. Küçük gölü, bükü ve şirin yerleşimi bir araya gelince Göltürkbükü denilmiş. Bodrum yarımadasının en yeşil yerlerinden biri. Kıyı şeridi boyunca uzanan cafe, bar ve restaurantın bulunduğu köy, yörenin en hareketli yeridir.
Güvercinlik; Bodrum’a 25 Km. uzaklıkta olan yeşil ve mavinin iç içe barındığı benzersiz güzelliklere sahip bir koy. Tepeler çam ormanı, etekleri zeytinliklerle kaplı bir doğa harikası. Denizi pırıl pırıl, tatilinizi bir kez daha tekrarlamayı düşünebileceğiniz eşsiz bir yer.
Tatilimin son gününe gelirken marinanın yanı başında bulunan feribotun Datça’ya sefer yaptığını gördüm. Bodrum’dan her sabah 07,30’da hareket ederek Datça’ya gittiğini, akşam Datça’dan 19,30’da Bodrum’a döndüğünü öğrendim. Yolculuğun 2 saat gibi kısa bir sürede yapıldığını ve bu fırsatın kaçırmamak için Datça’yı görmek, tanımak adına bir sonraki gün için feribota bilet aldım
Bembeyaz dalgaları yararak yola çıktığımızda sağda ve solda kalan Bodrum’un uzantılarını bir kez daha hayranlıkla seyrettim.
Datça iskelesine yanaştığımızda yolcularını bekleyen şehir merkezine götürecek olan servis aracına bindim. Datça özgün, biryanına Akdeniz’i, diğer yanına Ege’yi alarak denizin açıklarına doğru uzanan ince uzun bir yarımada. Tamamen farklı olan tertemiz doğası, tarihi ve mavi sularında yaşanacak huzur veren bakımlı bir şehir. Tipik Akdeniz iklimine sahip olan Datça, ılıman iklimi nedeniyle oldukça uzun bir tatil dönemine sahipmiş.
Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir, Datça havası hakkında ‘’iklim tam insan boyutundadır. Sıcağı da soğuğu da, insan tahammülünü aşmaz. İklimi paltoyla, sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur’’ demiş.
Dönüş saatim yaklaştıkça içime bir hüzün sardı. Böyle bir kenti bırakacağımdan dolayı hızla ilerleyen saatlerin ardından Bodrum’a dönmek için feribotla tekrar dönüş yaptım.
Ayrılık zamanı geldi artık;
O güzel günleri geri bırakarak İstanbul’a dönüş yolculuğum başladığı gibi sona ermeliydi. Güzel bir tatilin keyfini doya doya yaşadığımdan tekrar gelmek üzere Bodrum’a veda ettim.
Yeni gezi notlarımda buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın....
Cengiz Baberen
CENGİZ BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER