>

KÖŞE YAZILARI | ÇAĞATAY ÖZTÜRK

Sevmek mi? Korkmak mı?

"İşte bir sevgililer günü daha geldi ve geçti. Bende bu özel günden yola çıkarak aslında içeriğinin ‘Sevgi’ olduğu bir yazı yazmak istedim." Çağatay Öztürk`ün yeni yazısı...
 
   
 
 
     

SEVMEK Mİ? KORKMAK MI?

İşte bir sevgililer günü daha geldi ve geçti. Bende bu özel günden yola çıkarak aslında içeriğinin ‘Sevgi’ olduğu bir yazı yazmak istedim. ‘Sevgililer günü yaklaşıyor neler yapmayı planlıyorsunuz?’ diyen Psikoterapistlerden olmadım hiç. Sanırım şu ana kadar olmadıysam bundan sonra da olmam. Çünkü sevmenin ve sevilmenin yılda sadece bir kez yaşanacak bir duygu olduğunu düşünenlerden değilim. Ayrıca sevgi gibi kutsal bir duyguyu sadece sevgiliye duyulan bir duygu olarak, tek bir kişiye indirgenebileceğini de düşünmüyorum.

Akdeniz veya orta doğu toplumlarının sevgilerini daha rahat gösterdiklerini düşünüyorum. Ancak son yıllarda toplum olarak işin açıkcası Türk toplumunda, insanların sevgilerini ve sevdiklerini gösterme konusunda çok cimri davrandıklarını gözlemliyorum. Adeta paranoyak bir savaş içerisinde herkes. Sevdiğini söylemek ayıp sanki. Bence Türk insanına ve Türk toplumuna yakışmıyor bu korkaklık ve paranoya. Bence Türk insanı daha cesur olmalı sevgisini gösterme konusunda. Kim ne der? Onu mu derler? Bunu mu derler? kaygısını gütmeden özgürce haykırmalılar. Ancak herkeste bir güvensizlik ve korku var. Aslında sevgi ve nefret birazda kardeş duygular gibi geliyor bana. Sokakta, duygusal bağınız olmayan bir insana çok fazla kızamazsınız. Ancak çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz birinin her davranışında bir anlam ararsınız çoğu zaman. Daha öznel düşünür ve hissedersiniz. Her davranışını üzerinize alınır, farklı analiz edebilirsiniz.

Ben sadece sevgilimi değil, annemi, babamı, kardeşlerimi, arkadaşlarımı, köpeklerimi (Zeyna, Clara, Roxy) kitaplarımı, hayatımda saniye geçirdiğim heryeri ve herkesi çok seviyorum. Onlara bunu belli de ediyorum. Dilim döndüğünce! Sevmek biraz da karşınızdakini şımartmak demektir. Ona her an onun yanında olduğunuzu hissetirmeniz. Birçok kişi sevdiğini şımartmak ister ama onları şımartmak konusunda çekimser davranırlar. Oysaki asıl korktukları onları şımartmak değil o kişiler tarafından terk edilmekten korkarlar. Bunun için de sevgilerini belli etmemeye çalışırlar. Siz sevdiğiniz ve sevdiğinizi belli ettiğiniz sürece size düşeni hissettiğinizi yapmışsınızdır. Gerisi karşı tarafın sorunudur. Aslında sevginin en kutsal olanı koşulsuz olanıdır hiç şüphesiz. Onun için sanırım anne, baba, çocuk sevgisi daha bir farklı.

Koşulsuz sevgiyi ben aslında köpek sahibi olunca anladım. O zaman bile bazen bir köpeğimi öteki ile kıyasladığımda bazen en mahsum olanı daha çok sevdim. Bazense benim sözümü dinleyip sözümden hiç çıkmayanı. Ama sevgimi hep gösterdim.

Bende ihanetler, hayal kırıklıkları yaşadım elbette. Sevgi hileleri. Birçok karmaşık duygu. Ama yılmadım. Yıldığım anın bittiğim an olduğunu bildiğim için hiç bir zaman da yılmaya niyetim yok. O hayal kırıklıklarını yarınlarıma mal etmedim hiç bir zaman. Yarınlarımı o ihanetlere ve yaşadığım hayal kırıklıklarına gebe bırakmadım hiç bir zaman. Yarınları bugünlerden sorumlu tutmadım. Belkide birçok kişinin hatası bu oluyor. Bugün yaşadıklarından ötürü yarın yaşayacaklarından kendini mahrum etmek. Ne büyük yanılgı ve acizlik. Her ne olursa olsun sevmeyi hiç bırakmamalısınız. Sevdiğiniz belli etmeyi de. Sadece sevgilinizi değil. Herşeyi ama herşeyi çok sevebilirsiniz. Bu arada korkmayın günün birinde sevginiz biter mi diye. Sevgi öylesine engin ve paylaştıkça artan bir duygu ki hiç bitmez. Artar azalmaz merak etmeyin. Sevgililer günü sadece yılda bir gün, sevmek ve sevilmekse her an ve her dakika unutmayın.

Hiçbirşey ve hiç kimsenin sevginizin ‘katili’olmasına izin vermeyin. Sevgiyle kalın, hoşçakalın!

Bu arada unutmayın her hoşçakal bir merhabadır aslında!

Çağatay Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com


ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>