>

KÖŞE YAZILARI | ÇAĞATAY ÖZTÜRK

Ben Çok Nankör Birisiyim

Aslında ben çok ‘nankör’ birisiyim! Kimi zaman karşılaştığım vefasızlıklara aynı şekilde karşılık vermediğim için... (Çağatay Öztürk)
 
   
 
 
     

Bugüne kadar insanları yargılamak yerine hep onları anlamaya çalıştım. Bundan sonra da farklı bir tutum sergileyeceğimi sanmıyorum. Gerek mesleğim açısından, gerekse kişiliğiden ötürü böyle bir tutum içerisinde olmam aslında pek fazla şaşılacak bir durum değil. Bir psikoterapist olarak hiç bir duygu ve insan bana yabancı değil sözünü çok sık tekrarlarım. Genel olarak her danışanıma eşit mesafede olduğumu da...

Özel yaşamımda dost dediklerimden ve bir ömür boyu beraber yol almayı arzuladığım insanlardan darbeler aldığımda oldu incindiğim de!

Ancak insanlara güven duymamı yaşadığım hiçbir olumsuz deneyim engel olamadı. Çünkü insanlara güvenmek adeta yaşamın bir anlamı benim için..

Aslında ben çok ‘nankör’ birisiyim!

Kimi zaman karşılaştığım vefasızlıklara aynı şekilde karşılık vermediğim için. Arkadan hançerlenmelerim karşısında sessiz kalıp insanları kendi ayıplarıyla baş başa bıraktığım için. Yadırgadığım ve hoşlanmadığım tutumlarla insanlara karşılık vermediğim için.

Birilerinin beni kullanmak istediklerini fark ettiğimde onlara ders vermek yerine yaşamlarından sessizce uzaklaştığım için.

Kolay değil insanların sizi sırtınızdan hançerlenmeleri karşısında onları aynı silahla vurmadan sessiz kalmayı başarabilmek.

Kolay değil bir çok olumsuz deneyim karşısında önünüze yeni çıkan insanlara güvenmeyi elden bırakmamak.

Kolay değil olumsuz deneyimler karşısında yenik düşmemek.

Yaşamım boyunca gördüğüm iyilikler ve olumlu jestler karşısında hep aynı üslupla vefa örneği sergilemeye çalıştım. Ne var ki karşılaştığım vefasızlıklara aynı üslüpla karşılık vermedim, veremedim...Kısacası karşılaştığım olumsuz tutumlara aynı şekilde karşılık vermediğim için ‘ben çok nankör birisiyim’.

Yaşamda karşılaştığınız her tutum karşısında aynı şekilde karşılık vermeniz gerekmiyor. Özellikle olumsuz tutumlar karşısında. Çoğu zaman karşınızdakini ‘sizsizliğe’ mahkum etmek karşınızdakine vereceğiniz en büyük cezadır. Zaten karşı taraf sizin yokluğunuzu bir ceza olarak algılıyorsa, siz amacınıza ulaşmış olursunuz. Karşınızdaki cezasını çekmiş olur. Oysaki karşınızdaki için sizsiz olmak ve kalmak, hiçbir anlam ifade etmiyorsa, o halde zaten siz o kişi için büyük bir önem arz etmemişsiniz demektir. O halde buradan çıkan sonuç, önemli bir anlam ifade etmediğiniz bir kişi için üzülmeye değmez...

Yaşadığım her türlü nankörlük ve olumsuzluk beni çok daha fazla büyüttü. Olgunlaştırdı. Güçlendirdi. Deneyimlerimi, olaylara soğuk kanlı yaklaşmayı eğitimim süresince okuduğum kitaplardan daha fazla içimi kanatan bu tür deneyimlerden ve ‘nankör’ insanlardan aldığım darbelerden kazandım.

Umarım yaşamda deneyim sahibi olmak için, içinizi acıtan deneyimlerle karşılaşmak zorunda kalmazsınız. Ve tabii ki nankör insanlarla karşılaşmak zorunda da kalmamanızı ümit ediyorum. Eğer karşılaşırsanız da onlara vereceğiniz en büyük ceza, size yaptıkları kötülüklere, aynı üslupla karşılık vermeyerek yani onlara bu anlamda ‘nankörlük’ etmek.

Bir kez daha sizlerle paylaştıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık.

Hoşça kalın. Mutlu kalın.

Bu arada unutmayın, her hoşça kal bir merhabadır aslında.


ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>