Sarılmanın bedeli olur mu? Olur... Kadın sarılmak ister, erkek sevişmek...Kadın şefkatle bakar ,erkek arzuyla...Kadın saçlarının okşanmasını bekler, erkek teninin...
Sonra, sonrası yok...Kadının gerçekleri biter,sevdası biter,aşkı biter ve canı yanar hem öyle bir yanar ki... Herşeyin yalan olduğuna inanmak istemez ki, başladığı gibi devam edecek sanmaya öyle alışmış ki...
Hayalleri başlar tam orada, her bakışa başka manalar yüklemeye, kendince bir düşte yaşamaya başlar.
Sevildiğini hissetmek istiyor ya, sadece sarılmak için gururunu, onurunu, tabularını yıkıyor ya, her sözcüğü istediği gibi duyar artık. Cümlede bir tek sevgi sözcüğü varsa sadece onu duyar olur, birazcık sevgi gösterenin ,sen anlıyorum diyenin avuçlarına yüreğine bırakacak olur...
Neden bu duygu açlığı, nereye kadar ? Defalarca kırılana, gerçeklerle yüzleşene kadar!... Sonra yürek katılaşır, kadın katılaşır, güvenmemeyi öğrenir,sevmemeyi, sevilmeyi beklememeyi öğrenir... O da artık kuralına göre oynamaya başlar bu oyunu, ne masumiyeti kalmıştır geriye, ne aşka olan inancı.
Böyle mi olmalı peki ? İncitmeseler birbirlerini olmaz mı, birbirlerini anlamaya çalışsalar, bir anlık zevk için ,aşkı,sevgiyi kullanmasalar olmaz mı ? O kadar çok ki mutsuz insan,"Beni anladı sanmıştım " ile başlayan cümleler o kadar çok ki... "Aslında hiç sevmemiş"ler, "Yüreğimi kanattı"lar...o kadar çok ki pişmanlıklar,keşkeler, duygusal çöküntüler.
Sevmeyeceksin kardeşim! Bağlanmayacaksın, güvenmeyeceksin, "adam "yerine koymayacaksın, ederi kadar değer verip kimse için gözyaşı dökmeyeceksin! Tabii bunlar dile kolay... Gönül böyle işlemiyor, göz böyle görmüyor, bir çift göze bin tane duvar yıkılıyor. İşte buna Aşk deniyor!... Ben sevmem aşkı, sadece acı veriyor.
Oysa elele yürümeyi istemeli insan sevdiğiyle, uzun uzun bakışmayı,saatlerce sarılmayı konuşmadan, beraber film izlemenin tadına varmalı, bir yemeği, bir fincan çayı ,bir koltuğu paylaşmalı, dokunmaya öpmeye kıyamamalı ,sevdiğim dediği insanı üzmemeli, ağlatmamalı...
Kadınım diyebilmeli bir erkek , sevdam diyebilmeli, aşkımdan evvel. Bir güzel söz fısıldamalı kulağına, bir bakışa muhtaç etmemeli... İstemek, arzulamak ,dokunmak sarılmanın yerini almamalı...
Bugün ilişkiler bundan bitmiyor mu, evlilikler de taraflar iletişimi,dokunmayı, göz temasını kesmiyor mu zamanla ?
Birini çok istemek ,onunla hayatı paylaşmayı düşlemek değil midir,sadece bir gecelik, bir anlık mı oldu herşey biz büyürken ?
Kadınlar yaralarını kendi sarmayı ne zaman bıraktı da bir çift güzel söz söyleyenden medet ummaya başladı ?
Çoğu erkek için anlamsızdır bunlar, sarılmak, bir çiçekle gelmek, bir güzel söz söylemek,sevgiyle uzun uzun seyretmek kadınını,çoğu erkek için "gereksizdir" onun olan birşeye emek vermek.Keşke kadınlar için de bu kadar önemli olmasaydı da böylesine kırılmasalardı, beklemekten, ümit etmekten, düş kurmaktan yorulmasalardı!...
Sevgiyle kalın
Beyza Başar
beyzabasar80@yahoo.com
BEYZA BAŞAR