Hani bazen bir daralırsınız ya, "Nefes almak istiyoruuummm !!" diye bağırmak istersiniz. Hani herşey üstünüze geliyormuş gibi hisseder,kaçacak ,sığınacak bir yer ararsınız. Kimi zaman anne şefkatidir ihtiyaç duyduğunuz, kimi zaman dostça bir sohbet, kimi zaman sıcacık bakışlardır, kimi zaman birinin sadece sarılması yetecektir...Ya da sadece yalnız kalabilmektir...Uzaklaşabilmek tüm sorunlardan ve sorumluluklardan !...
Her zaman aynı enerjisi olmuyor insanın, her zaman aynı gücü bulamıyor kendinde.Kaç cephede birden savaştığını unutmak istiyor bazen...Hergün sormadan,sorgulamadan yaşayıp gittiğimiz hayata bir dur diyebilmek, "Ben de varımmm!!,beni de görünn!" diye haykırmak istiyor!... "Sessiz çığlıklardan atıyorum, duymuyor musunuz? ! " demek istiyor!! Zayıf olduğu, aciz ve savunmasız hissettiği zamanlar oluyor bazen...Yüzümüzde bir tebessüm, pür telaş yaşarken hayatlarımızı, bazı anlar bir nefeslik huzur da arıyor insan...
Kendinize zaman ayırın diyorlar ya hani, kendinizi mutlu edecek birşeyler yapın, kendiniz için birşeyler yapın!...Ne kadar doğru!...
Otuzlu yaşlarda anlıyor insan bu lafın doğruluğunu, otuzlu yaşlarda mutluluk aramaktan yorulmuş oluyor insan belki de. Gerçekten huzurlu hissetmeyi, gözünden yaş gelinceye kadar gülmeyi özlüyor, ilk gençlik yıllarında yaşadıklarını, o zamanki arkadaşlarını, kalp atışlarını,heyecanlarını, kahkahalarını özlüyor.Otuzlu yaşlarda aslında hala şansı olduğunu anlıyor insan, mutluluğun elinde olduğunu, seçimlerin, kararların sonuçlarına katlanabileceğini anlıyor... Kendine bir saat ayırabilmek bile lüks olmamalı diyor, anne olmak,kadın olmak,evlat olmak aslında esaret değil ki diyor...
Beni tanıyanlar bilirler, resim yapmak ,kızımdan sonra en büyük tutkumdur. Şovalenin karşısına geçip tualime aktarırken duygularımı bir başka ben olurum. Aşık olmak yasak değil orada, yalnız ol,olabildiğince...Dans et, dağa çık, bulutlarda dolaş, saraylarda yaşa...o an ne istersem özgürüm.Ne hissediyorsam, ne hissetmek istiyorsam onu resmedebilirim. Ben orada nefes alıyorum!...Herkesin böyle sığınakları olmalı, günlük telaşlardan kaçıp saklanabileceği bir yerleri, hiçbirimiz taştan değiliz ki. Bazen tahammülümüz de bitiyor, keyfimiz de kaçıyor. Önemli olan şu kısacık hayatlarımızı ufak dokunuşlarla renklendirebilmekse size tavsiyem bir tutkunuz olsun. Yarım kaldıysa tekrar başlayın, inanın bana çoook iyi gelecek... Dostlarınızla görüşün, uzaklaşmayın arkadaşlarınızdan, ev-iş - çocuk yorgunluk deyip kaçmayın hayattan.Sağlıklı olmak için çalışın,spor yapın,yürüyüş yapın, yürüyüşler terapi gibi geliyor inanın!...Kendinizi sevin, şımartın,özen gösterin, vazgeçmeyin, mutlu olmayı herkes hakediyor. Hepimiz hakediyoruz!
Ben yıkıyorum duvarlarımı tek tek!...Bu gece birini daha devirdim !... Kendimle hesaplaşmaları, kendimi yargılayıp mahkum etmeleri bırakıyorum. Herkes için ,tüm sevdiklerim için koşturup durdum yıllarca, severek isteyerek yaptım ama bu gece ...bu gece bambaşka, zorunlu olmak istemiyorum artık, mecbur hissetmek istemiyorum,kıymet bilinmeyecekse ömrümü tüketmek istemiyorum!...Herkesin beklentilerini karşılamak için sessizce çırpınırken ne kadar da yorulmuşum, yeni anlıyorum. Siz de bir adım atın kendiniz için, çıkın cenderenizden, mutlu olmak için ,kendiniz içn birşeyler yapın bugün. Kimse için değil kendiniz için mutlu olun! Yine gün doğuyor, yeni bir sabah...Kaldığımız yerden devam edeceğiz düne, edelim ama birazcık renk katalım :)) Sevgiyle kalın...
Beyza Başar Özbay
beyzabasar80@yahoo.com
BEYZA BAŞAR