"Hediye Paketi 2"

27.11.2002

Oğuz’la iki haftada tam "6" kez görüştük. Her bir buluşmamızda ortalama "5" saat birlikteydik ve ben her "5" saatlik birlikteliğimizin en az "3" saatini hatırlayamıyorum.

Onunlayken zaman ve mekan yok oluyor, sanki bütün dünya siliniyor da sadece O ve ben kalıyoruz. Velhasıl; aşk güzel, Kasım güzel, Kasım’da aşk bir başka güzel.
Tam hayallerimdeki gibi ,Oğuz’la Kasım’da aşk yaşıyorum. Tamam henüz açılmadı bana ama iki haftada "6" kez görüşmek boş değildir herhalde…Neredeyse günaşırı…

Her buluşma öncesi de ayrı bir krizdi tabii bu arada. Giyim kuşam, süs püs bakımından yani…Neyse ki zevk sahibi dostlar var da, kırmızı alarm halinde gardroplarının kapılarını ardına dek açıyorlar. Böylelikle her buluşmaya şık, her buluşmaya yepyeni ve her buluşmaya tam gaz gidilebiliyor.

Herşeyi tüm ayrıntılarıyla anlatmayacağım ama arkadaşlarıyla tanıştığım geceyi anlatmasam olmaz.

Cumartesi öğlen aradı beni "İnci akşama bir işin var mı" İşim mi? Seni düşünmekten gayrı ne işim olabilir ki "akşam için bir planım yok şimdilik Oğuz" Bu cümlede geçen "şimdilik" kelimesinin çok ciddi bir yükümlülüğü var tabii. Cümleye "şimdi yok ama muhtemelen olacaktır, sen de beni çok boşta sanma hani, ezik de değiliz bu arada" gibi anlamlar katması için özel olarak seçildi. Gerçekte bir planım da, planımın ortaya çıkma ihtimali de yoktu tabii...

Akşama birlikteydik. Arkadaşının evine gitmeden önce, alışverişten hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu "kesinlikle çok hoşlanırım" dedim. Kendine kış için birkaç şey alacakmış, benim de son derece zevkli olduğumu düşündüğünden –eksik olmasın- fikrimi almak istemiş. Ahh bunları yazıyorum ama yazarken bile inanamıyorum. Adama bak yaa! Alışverişten hoşlanıyor, hem de bir bayanla…
Zara’ya girmek istedi, girdik. Ne göstersem bayılıyor, hemen deniyor. O denedikçe de ben O’na bayılıyorum. Bu bir bilgisayar oyunu gibi; önce erkeğini seçiyorsun, sonra da istediğin kıyafete tıklıyorsun, bilgisayar adamı giydiriyor, sen de bayılıyorsun!

Mağazadan çıkarken bayan reyonuna da bakmak istediğini söyledi. Allah Allah niyeki? Ay yoksa filmlerdeki gibi bana "sevgilime hediye alacağım yardımcı olur musun" mu diyecek???

Ben bunları düşünürken elinde bir bereyle yanıma geldi ve "şunu bir dener misin benim için" demez mi? Eyvah eyvah, kime alacak ki bunu? Yok İnci yok, zaten sende şans olsa istridyeden çıkardın…Hiç renk vermeden kafama geçirdim takkeyi, pek de yakıştı ama benim aklım başka yerde; Bu bere kimin için? Teşekkür etti bana ve mağazadan çıktık.
Anlamadım, kimseye almadı şapkayı, ne ki bu, fantezi mi yaptık şimdi?

Herneyse…Cadde de ilerliyorduk ki "a-ah İnci bak sigara almayı unuttuk,hemen şurda büfe var, alıp geliyorum" ve kayboldu. Oturup beklemeye başladım ama büfe falan da göremiyorum yakınlarda. Sonra Oğuz göründü, elinde bir hediye paketi var ve gülümsüyor, kendimi tutamadım;
"hey sigarayı paket mi yaptırdın, ne güzel düşünmüşsün…"
Yine saçmaladım ve O yine güldü, ne güzel, her saçmalığıma da gülüyor.

"İnci bu senin için, küçücük birşey…"

Pardon anlamadım? Sadece bir aydır tanışıyoruz, 7 kez buluştuk, tam olarak çıkmıyoruz ve muhteşem yemek yapmayı ve ya zarif hareketlerle dansetmeyi beceremem, şimdi sen bana hediye mi aldın? Ağlatacak mısın beni? Off offf…Bunca zaman hayatının erkeğini ara dur, sonunda da bu kadar yakınında bul!!!