Artık fazlaca nokta koymuyorum yazılarıma. Beceremiyorum da ondan. Aslında teknik bir sebebi var bu durumun. Cep telefonumun nokta tuşu bozuk; yavaş çalışıyor. Ben de uğraşmıyorum fazla kendisiyle. Yazı işleri müdürümüz "Spotlara neden nokta koymuyorsun?" diyor bazen. O da tamamen teknik bir hatadan ibaret. Allaha şükür imla kurallarına sonuna kadar saygım var zira. Ancak garip bir biçimde noktasız çıkıyor bazen cümlelerim. Ben zaten üç noktayı tercih ederim. Yani "daha söyleyeceklerim var..." Noktalı virgüller de fazla hayatımda. Hoşuma gidiyor noktalı virgüllü aşklar. O da günün birinde geri dönebileyim diye. "Kattiyen görüşmeyelim." dediğim her eski sevgilimle mutlaka görüşmüşümdür. Kin tutamadığımı bildikleri için, bu huyumu sonuna kadar sömürmüşlerdir sağolsunlar. "Sen çok iyisin, mutlu ol e mi? Süpersin, her şeyin en iyisine layıksın. Sın sın sın sın........." Madem o kadar iyiydim de, neden adam olup bana sahip olamadınız? Hikaye yani. Beni hak edememiş ya, günah çıkartıyorlar akılları sıra.

İçlerinden birini bile gerçekten sevsem gam yemeyeceğim üstelik.

Allah için hepsine de "seni seviyorum" demişimdir ama. Hissetmeden. Sırf onlar da bu lafı sürekli bana söylesinler diye. Eski eşime boşandıktan sonra "Ben seni hiç sevmedim ki." demiştim ve o da inanmıştı. Gerçi bir yere kadar doğruydu. İlişkimiz başlayalı daha bir hafta olmuştu ki, "ölüyorum, bitiyorum, deli divaneyim"lere başlamıştı çocuk. Oysa ben ona karşı hiçbir şey hissetmiyordum. Ne yalan söyleyeyim, beraberliğimiz süresince de onun beni sevdiği kadar ben onu sevmedim. Bu doğruydu. Ama benim onu "hiç sevmediğime" inanıp, ortak çevremize "Beni hiç sevmemiş, sadece kullanmış." dedikodusunu yaymıştı. Bazı erkekler neden bu kadar saf salak olmak zorundalar? Kardeşim hiç sevmeseydim seninle evlenir miydim? Pis dedikoducu...

.....................

"Aykut, bir İkizler erkeği var. Tavsiye alayım lütfen!.." Aykut kuzenim. Çok akıllı, bir o kadar da enteresan adamdır. (Zaten tanıdığım en enteresan adamların çoğu kuzenim. Akraba olunca ortak da bir dil oluşturuyorsun ve deli gibi de eğleniyorsun.)
Aykut’la birbirimize kadın ve erkeklerin zayıf yanları konusunda tüyolar veririz hep. Kendi cinsinin sırlarını vermekten hiç çekinmez, gocunmaz. (Aslında onun cinssiz olduğunu söylemek daha yerinde olur. İki tarafa göre de fazla demokrat çünkü.) Üstelik o da bir İkizler.
"Sakın hemen yatma!"
"Kem küm..."
"Sakın arama o zaman."
Olur aramam, zaten tarzım değil...
"En iyisi uzak dur sen ondan. İkizler erkeği kadar berbatı yoktur. Aşk özürlüdürler, sana uymaz."
"Peki Aykut."
Aslında o kadar açıklama yapmasına bile gerek yoktur. Onun bir "hayır"ı bile yeter bizim camiada. Aldığım tavsiyelerin de ışığında, ben her zamanki gibi iyi, mert ama yalnızımdır...


(Canım kocama not: Bu yazı senden önce yazılmıştı. Ellerinden öpüyorum. Çabuk dön...)

ilknur@cosmoturk.com