Sitem dilde değil yürekteydi… Bir sever bir kızardım...
Yalpalamam yürüyüşümde değildi…
İki yolcuyduk belki de birbirimizin hayatında... Birimizin memleketi birimize gurbet… Birimiz seyir halinde birimiz ise hep yaya…
Kavuşamayanlar kervanında yerimiz en itinayla çok önceden ayrılmıştı…
Öfkem, seni beni yaradana değil, sende benim yaratamadığımaydı… ‘Aşk’ aydı…
Gönülsüzlüğün savurdu bir o daldan bir o dala sevdamı… Yolgeçen hanına dönmüştü senden sonra bu yürek... Vur patlasın çal oynasın dünyasına…
Ya bir ayağı çukurdaydı sevdalarımın, ya da ayaküstü yaşanmıştı tüm aşklarım…
***
Senin de bayramlaşmaya gelen bir misafir gibi koltuk ucunda oturuşun vardı gönül tahtımda... Her an kalkıp gidebileceğini bana unutturmama telaşın…
Hiç aklımdan çıkmıyordu ki zaten… Boşaydı endişen…
Oysa dayasaydın bir kere sırtını, kurulsaydın gönlümün tahtına, hiç kalkmak istemeyeceğinden korkuyordun belki de…
Felekten çaldığın günlerdeydim; bir hırsız bir suçlu gibi ezik yaşarken beni…
Ezilmeden gururla yaşadım ben içimdeki seni... Yürekliydim…
***
Sevda dediğin nedir ki; iki tatlı bakış arası ruhun duymadan akmak bir başka gönüle…
Hesapsız… Kitapsız… Ve zamansızca…
Tekdüze sıradan yaşantının şikâyetçisi olduğun günlerde yalnız ve yalnız o iki tatlı bakış arasında yitirmektir tüm sıkılganlığını…
Ha uçan bir balon ha uçan bir kalp; uçurur işte seni de içine sızan o aşkın gazı en yükseklere… Kendi çapından taştığının resmidir artık aynadaki suretin…
Haydi, yüreğim sıkı dur hazırlan, bir taarruz daha göründü sana dersin bir kez daha…
Tüm stratejiler beyhudedir oysa bilirsin…
Vurgunsun… Sürgünsün sen… Daha başlamadan yenik…
Sevdana giden tüm yolların tuzak…
Yasa dışı bir aşka daha yardım ve yataklık eden bir yürekte her an baskınlardasın çünkü artık sen…
Nereye kaçsan bulur seni çaldırdığın yıllarının eşkâlleri... Olmadık yerlerde olmadık vakitlerde… Ve hatırlatır bir bir zaferlerini…
Hey gidi yenilgilere doymayan pehlivan yüreğim benimmm…
Yıllarca yağlanmalarından mıdır avuçlarımın içinde tutamayışım seni…?
Yoksa yağmalanmalarından mıdır…?
Her gün yeni bir şeylerden vazgeçişlerimin sebebi sen değildin…
Attığın her umuda çelme takan şu kahpelikler ortasında…
Dinle beni tarumar yüreciğim; şimdi bu tadilatların bu karantinaya alınışlarının sebebi sen değilsin…
Al giymedin ki alınasın…
Katil değilsin ki asılasın…
Varsın batan geminin malları gibi seni ucuza satan yürekler alınsın…
Varsın her umuda kurşun sıkan, yıkan yağmalayan, o faili hiçbir zaman meçhul olmayanlar asılsınnnnnnn.......…!!!
“Yüreğinizden zaferler eksik olmasın...”
Neşeyle kalınnn........:))
Neşe Özkan
firarisozcukler@hotmail.com
DİĞER ADRESLER 
