Günün sonunda, başladığınız yerde olduğunuzu hissettiğiniz oldu mu? Cevap evet ise yalnız değilsiniz. Hepimizin iş yerinde zaman zaman zor geçen günleri oluyor. Ama kendinizi iş yerinde sürekli baskı altında ve stresli hissediyorsanız, işte bu durumla başa çıkmanın birkaç yolu...

Çok fazla iş yapmaya kalkışıp kapasitenizi zorlamayın.

Bazen hepimiz kendimize mantıksız görevler veririz. Bu, baskı altında hissetmemize sebep olurken, kapasitemizin de azalmasına neden olur. Bazen her zaman mükemmel olmamanın da iyi olduğunu kendinize hatırlatın.

Öncelikler... Her gün ilk iş, kendinize o gün neleri yapmanız gerektiğini belirten bir öncelikler listesi hazırlayın.
Ve buna uyun.

Size en zor gelen işe öncelik verip, onu yapmaya çalışın. Bitirdikten sonra rahatlayıp diğer işlerinize sakin kafayla devam edebilirsiniz. Gün sonunda yapılacaklar listesini güncelleyip ertesi gün için planınızı yapın.

“Hayır” demeyi öğrenin.

Bazen “hayır” diyerek başkalarını üzmemek için kendi sorumluluğumuz altında olmayan işleri de yapmaya çalışırız. Yapabileceklerinizin bir limiti var ve bu yüzden hayır cevabından çekinmemelisiniz. Eğer patronunuz çok fazla şey yapmanızı istiyorsa, görevlerin öncelik sırasını sorun. Öncelik belirlemek patronunuzun da sorumluluğu.

Düzenli olun.

Masanızı dağınıklıktan kurtarın. Eğer zaten düzenliyse, basit bir dosyalama sistemi oluşturun. Posta ve broşürleri ne zaman geldiyse o günün altına dosyalayın. Her gelen dökümanla hemen ilgilenin ki, masanızda kalabalık yapmasın. İkide bir postanızı kontrol etmeyi de bırakın. Çünkü bu size zaman kaybettiren eylemlerden biri.

Daha büyük ve önemli işler için en son teslim tarihine bakın ve plana göre hareket edin.

Büyük bir projeyi son ana bırakmayın. Aksi takdirde kendinizi gereksiz yere strese sokarsınız. En önemli ve büyük olanı bölümlere ayırarak her gün bir parçasını yapın. Bu, işi daha az korkutucu hale getirecek ve son ana sıkıştırmanızı önleyecek.

Düzenli aralar verin.

Öğle yemeğinizi asla atlamayın ve mümkünse ofis dışına çıkıp temiz hava alın. Bu, aklınızı rahatlatarak işinize daha iyi konsantre olmanızı sağlayacaktır. Eğer yorucu ve uzun saatler çalıştığınızı düşünüyorsanız, mutlaka haftanın bir günü de olsa kendinize ayırın. Mesela iş arkadaşlarınızla buluşun, spor salonuna, masaj yaptırmaya veya meditasyona gidin. Böylece iş yerini mesai saatinin bitiminde terk etmek zorunda kalacaksınız. Ayrıca kendinizi “işe ilk varan ve son çıkan ben olmalıyım” saçmalığından da kurtarın. Yapmanız gerektiğini yaptığınız sürece mesai bitiminde iş yerinden ayrılmaktan çekinmeyin.

Tatil izninizi kullandığınızdan emin olun.

Hiç kimse olmazsa olmaz değildir. Merak etmeyin, şirketiniz birkaç gün siz orada değilsiniz diye batmayacaktır. Hiç kimse son dilek olarak iş yerinde olmayı herhalde dilemez. Anahtar kelime “dengeyi iyi ayarlamak”. Böylece iş yeriniz korkutucu olmaktan çıkıp eğlenceli bir yer haline gelecek. Yapmanız gereken, işi iş yerinde bırakmak.

Eğer tüm bu stratejileri uygulamanıza rağmen size verilen görevlerle başa çıkamıyorsanız, müdürünüzle bunu konuşun.

Altında olduğunuz baskıyı açıklayın ve verilen görevlerin üstesinden başarıyla gelebilmenizi sağlayacak birkaç yöntem söyleyin. Örneğin, eğer patronunuz sürekli son dakika işleri veriyorsa, yapılacak işleri plan dahilinde gösteren bildirim toplantıları düzenlemesini isteyin. Olumlu olmaya çalışın ve ofisteki diğer kişilerin de iş bölümüne katılabileceği öneriler sunun.

Eğer bunlar hiçbir işe yaramazsa kariyerinizi tekrar gözden geçirmekten çekinmeyin.

Kendinize zevk alacağınız bir iş borçlusunuz. İş yerinde sürekli üzgün ve stresli iseniz iş değiştirmenin zamanı gelmiş demektir. Büyük resmi düşünün ve kendinize gerçekten ne istediğinizi sorun. Diğer insanların beklentilerini unutun. Sizi mutlu edecek daha iyi bir iş ve pozisyon bulmaya çalışın.