>

DİĞER HABERLER

Gecikmeli de Olsa...

"...tesadüf mü bilmem ama tüm hislerim, aşk hayatım dibe vurdu..." Deli Fişek'in yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Gecikmeli de Olsa...

Yine bir özür borçluyum size. Biraz ara vermek zorunda kaldım yazılarıma. Ama biliyorsunuz ev taşıma, sonra yerleşmeye çalışma, bunların yanı sıra akşam geç saatlere kadar süren yoğun bir iş temposu derken bilgisayarın başına keyif içinde oturup yazı yazmaya imkan bulamadım. Ama içimden bir his benim bu masa başındaki, sanki ağır bir hukuk eğitimi almışım gibi kontratlarla iç içe geçen hayatımın sona ereceğini ve hayalini kurduğum işlere bulaşabileceğimi söylüyor. Zaten hayal etmek olmasa benim işim çok zor olurdu. Ama bazen de hayallerim o kadar yüksek! oluyor ki, bunun uçukluğunu fark edemeyip ani bir kararla hareket ediyor ve dibi boyluyorum. Mesela geçen hafta yaptım son olarak, sonra da tesadüf mü bilmem ama tüm hislerim, aşk hayatım dibe vurdu. Ardından, en eski sevgilim bana “hayatımın aşkını buldum” diye sevinç çığlıkları attığını rahatlıkla duyabildiğim bir mesaj attı. Halbuki fırtınaların, başka kadın ve erkeklerin sağlam aşkını asla ve asla bozamayacağını, her şekilde bana olan aşkının sabit olacağını söyler dururdu. Ben de “Canım geç bunları, sen hayatının kadınıyla karşılaşmamışsın daha!” derdim bir abla edasıyla. Uzun lafın kısası “eski”, “en eski”, “potansiyel”, “alternatif”, “hayal”, “sınırlar ötesi”, “deniz aşırı” kategorilerine giren tüm erkeklerim silinip gitti hayatımdan bir anda ve ne yazık ki aynı anda!!! Aslında bu da beni bir miktar rahatlattı. Yeni evimle birlikte yeni bir hayata başlama sözü vermiştim kendime...Bir kez daha “Yaşasın dostluk, yaşasın kız arkadaşlar” sloganım yerini buluyor. Neyse işte, bırakalım aşkı meşki de arkadaş demişken size biraz yeni evimden bahsedeyim.

Biliyorsunuz ki, iki hafta önce tekrar Cihangir’e döndüm. Evimiz gerçekten nefis. Ama bu kadar nefis olunca da evden arkadaşlar eksik olmuyor. Bu cumartesi günü Serdar’ın arkadaşları evi doldurup taşırdı. Neyse ki Serdar, çoğu hatta hepsi benim de arkadaşım. İşin en güzel yanı, eve gelen kişilerin arkadaşlarım olmasına rağmen onlara ev sahipliği yapmak zorunda kalmamam. Benim canım kitap okumak istiyor diyip rahatlıkla odama kapanabiliyorum. Bir diğer güzel yanı da, liseden beri dolaba tıkılmış olan CD ve kasetlerin tekrar gün ışığına çıkmış olmaları. Gençliğimizde, yine beraberken dinlediğimiz Twisted Sister, Metallica... albümlerini sesini dilediğimiz kadar açıp dinleyebiliyor olmak da evimi daha fazla sevmeme sebep oluyor. İnsanlar gidip de yalnız kaldığımızda, kedi gibi camın kenarına yapışıp boğazı, gemileri, parkı, muhteşem dolunayı izleyip ne kadar şanslı ve mutlu olduğumuzu düşünüyoruz. Konuşmadığımız anlarda bile yüzümüzde geçmek bilmeyen bir sırıtma ikimizin de aynı şeyi düşündüğünü kanıtlıyor. Serdar sürekli “Şimdi İstanbul’da yaşadığımı daha iyi anlıyorum” diyip duruyor. Bunca yıl Moda’da nefis bir sokakta ve çok güzel bir evde yaşamış olmasına rağmen, o da hemen Cihangir’in büyüsüne kaptırıyor kendini. Bu da beni sevindiriyor. Aslına bakarsanız ev o kadar da deniz görmüyor ama bu kadarı bize yetiyor. Şimdilik hayat bizim için çok iyi gidiyor. Çünkü biz öyle istiyoruz.

Herşey hayal ettiğiniz gibi olsun!


Deli Fişek

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>