Erkekler kadınların en çok nelerine sinir olur?

"Sevgiliniz sizi gerim gerim geriyorsa, vardır haklı bir sebebi."

Vakti zamanında erkekler arasında yaptığım "Kadınların en çok neyine sinir oluyorsunuz?" araştırmasının sonuçlarını tüm bayanlara, ibreti alem olsun diye açıklamak istiyorum sevgili okur-seyirciler. (Bunu şimdi uydurdum. Zira siz yazılarımızı ekrandan okuyorsunuz. Bir ekran söz konusu oldu mu da size yarı seyirci demek mümkün elbet. Ha ha haaaaaa.) Şimdi bu araştırmaya katılan kişiler benim öz be öz arkadaşlarım. Hem de bildiğim kadarı ile erkekler. Ancak biraz huysuz ve bilmişler. O yüzden bana ne kadar sağlıklı bilgiler vermişlerdir, herhangi bir dalga geçme söz konusu mudur, aralarında kadın düşmanı var mıdır, cevaplarda kasıt ne ölçüdedir tam olarak bilemiyorum. Ancak "Ben ne yapıyorum da ilişkilerim bir türlü yürümüyor?" diyenlerdenseniz, cevapları yine de bir okuyun derim. "Bana ne, ben bildiğimi okurum!" da diyebilirsiniz. O da iyi. İnsan doğru olduğuna inanıyorsa bildiğinden vazgeçmemeli. Tabi sonucunda kendi de dahil kimse sinir krizi geçirmiyorsa.

İlk deneğim (ha ha haaaaaaaaa) olan arkadaş 30 yaşında ve "danışmanlık" mesleği ile iştigal. Ancak ona ne danışılıyor hiç sormadım. Müzmin bekar olan bu güzide gencimiz aynen şöyle cevap vermiş:
"Kadınların benim önceliklerime önem vermemesi ve kendi öncelikleri ile
ilgilenilmesini tercih etmelerinden rahatsızlık duyuyorum. Biraz anlayış ve
empati ile orta yol bulunmalı bence. Anlıyorum daha fazla zaman istiyorlar,
ama benim o kadar zamanım olmuyor. (Burada zamansızlıktan şikayet ediyor.) Gereksiz naz ve kıskançlık yapmalarından hoşlanmıyorum. Beni bunaltıyor. (Bundan hiçbir erkek hoşlanmaz ama eyleme gelince sahiplenilmeye bayılırlar. Hatta et bir kadınla onun için saç saça baş başa bir kavga da bak; nasıl ağız kulaklarda?)
Belki mühendislikten gelen bir beklenti ama ne söylemek istiyorlar ise lütfen
direkt söylesinler. Onlara vakit ayırmadığımdan şikayet edip, bulmacalarını çözmek için zaman harcatmasınlar. Bulmaca çözmek yerine onlara vakit ayırayım daha iyi. Bakımsız olmalarından da haz etmem. (Bulmaca çözmeyi sevmiyor; hem bakımsız hem de çözümsüz kadınları evine götürmüyor. )"

Şimdiki arkadaşımız daha 26 yaşında, gazeteci ve menşuuuuuuuuur bir artistin oğlu. Kendi de çok yakışıklıdır, hep öyle der. Baba ünlü olunca evlilik için sıkıştıran bacılar da çok oluyor elbet. Ancak ben şahidim kadınları çok sever. Bakalım o neler demiş?
"Erkeğin üzerinde evlilik baskısı oluştan kadınlar beni deli ediyor. (Ama dadlım sen zaten çok küçüksün.) Aşırı kıskanç olmaları, (zira kıskançlık makul ölçülerde kabul edilebilir bir huy) her olaya şüphe ile bakmaları, karamsar tavırları, çoğunlukla anlayış göstermemeleri, günün her saatinde telefonla aranmak istemeleri, birlikte bir program yapılacaksa ne olacağına mutlaka kendilerinin karar vermek istemesi ve en önemlisi özgürlüğünüzü ellerine geçirmeleri diğer rahatsız olduğum hususlar."

Şu an askerde olan ve 25 yaşlarını süren canım grafiker bir arkadaşım kadınlar konusunda daha dertli idi. İşte hepimizde nefret ettiği yanlar: " Kadınlarda sevmediğim yanlardan biri birlikte oldukları biri varken, daha iyi bir hedef bulunca pusulayı anında diğer yöne kaydırmaları, (burada daha zengin, safça ve evlilik konusunda kolay ikna olabilecek gariplerimden bahsediyor) daimi özgürlük istekleri, (özgür olanlar bile daha fazlasını ister. Fazla özgürlük diye bir şey yoktur ama onlar hep ister.) her zaman "saçlarının ne kadar güzel gözüktüğünü" duymak istemeleri, şartlar ne olursa olsun kesintisiz ilgi ve alaka beklemeleri, erkek arkadaşları büyük bir sorunla karşı karşıya kalınca arkalarına bakmadan kaçmaları, ilişkileri bitip de birden özgürlüklerine kavuşunca erkeklerden beter çapkın olmaları. Daha da kötüsü, kadınsız hayatın imkansız oluşu..." (Bu arkadaşımızın da belli ki kız arkadaştan yana yüzü hiç gülmemiş.)

Şimdiki arkadaşımız bir doktor. Halk deyimi ile "baytar". Bir baytar ne anlar kadın iç dünyasından demeyin; çok içlidir. Karısıyla boşanmanın eşiğinden döndü; kutlamak için de eşini hamile bıraktı. Belki siz bunları okurken baba bile olmuştur. Bakın 34 yaşında ve evli bir adam kadınlarda nelerden daralıyor?
" Başım ağrıyor bahaneleri, (demek ki karikatürlerde çok doğru temalar işleniyormuş) ayak tarak kemiğinin çıktıntılı olması, (hı?) kendinden emin olmaz tavırları, kendi yapabileceği halde günlük olaylarda yersiz yardım istemeleri ( şu tencereyi indirir misin, elimdeki
poşeti sen taşır mısın v.s.) tartışmanın hemen başında ağlayarak 1-0 öne geçmeleri, (gözyaşı işe yarıyormuş he?) yersiz kıskançlıklarla erkeği boğmaları. (Bakınız bu herkeste ortak sorun. Niye acaba?)"

Son sözü ise Türkiye’de isim hakkı ile yayımlanan saygın bir derginin pozitif bilimlerle yakından haşır neşir yazarlarından biri alıyor. Bu araştırmacı-yazar canım arkadaşım yaşını hatırlamıyorum ama 45’ten fazladır. Bir de ağzı iyi laf ettiği için felsefe yapmış canım benim. Bakalım olgunluk çağında durum nasıl?
" ‘Erkekler kadınlarda neleri sevmez’ konulu bir yazı yazabilirsin ama böyle düşünemezsin. Çünkü erkekler kadınlardaki her şeyi severler. Aynı şekilde kadınlarda erkeklerdeki her şeyi "N.Ş.A." severler. Düşün, senin köşenin kahramanın bile bir erkek= Don kişot. (Burada laf bana değiyor.) Şu durumda dikkate alınması gereken nokta, kadın ve erkeği karşı karşıya koyan şeyler ( karşıtlıklar) nelerdir diye düşünmek. Böylesi çok daha sağlıklı ve verimli. Bu karşıtlık da aslında doğru ve gerçek bir bağlantı ve olmazsa kadın-erkek ilişkisi diye de bir şey olmaz. Bence sürtüşmelerin de olması gerekli. Bu iki karşıtın anlaşması durumuna da, aralarındaki bağa aşk ve sevgi deniliyor ki, bundan da sağlıklı bir cinsellik doğuyor. (Çok okumuş bu adam.) Doğadaki temel fiziksel örnek= anlaşmaları durumunda (+) 'nın zıttı olan (-) 'yi çekmesi, çatışmaları durumunda da (+)’nın (-)’yi götürmesi; yani yok etmesi. İnsan sinir sistemi olan bir varlık olduğundan buna ne diyor? Aşk sevgi falan filan..."

Yaaa arkadaşlar genci olgunu, dertlisi derstsizi, kadın düşmanı veya düşkünü bizimle ilgili bunları düşünüyor. Haftaya da "Kadınlar erkeklerde neleri sevmez?" başlıklı bir yazı yazabilirim. Tabi siz de fikirlerinizi bana yazarsanız. Mail adresim aşağıda. İstemeyenler ismini vermesin ama yaş, meslek ve yorumlarınızı bekliyorum. Ondan sonraki haftada belki "Çocuklar ebeveynlerinde neleri sevmezler?" konusunu işleyebilirim. Keyfime kalmış. Belki kel alaka bir yazı da yazabilirim. Bu da benim ruhiyatıma bağlı. Huzurlu ve sorunsuz günler dilerim...

ilknur@cosmoturk.com