Duygularım kürtaj oldu!
"İşte aldatılan kadının da duyguları kürtaj olur. Duyguları kazınır, önce bir şey belli olmaz sonra sonra…" Diler Gülay'In yeni yazısı...
Bir okuyucuya yazdığım gibi;
Her yerde karşıma çıkan ‘aldatma’ konusuna, bir kadın sitesinde yazan biri olarak duyarsız kalmam imkânsızdı.
Peki yukarıdaki vakada ne mi olacak?
Hiç !!!!
Kocaman bir HİÇ!
Kadın affetsin mi, kendine mi kızsın? Adama kinlensin mi? Hatayı kendinde mi arasın? İntikam mı alsın?
Aslında hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Ders verecek durumda değilim. Yaşım 24; bu yaşlar ‘haşa!’ bu tür mevzularda ders verecek bir yaş değil. Ama kadın cinsindenim takdir edersiniz; duygularım onlardan yana. Uzun bacaklı bir şeytan, benim sevdiğimle de olacaksa her kadın gibi yıkılırım.
Taraflı yazdığımın farkındayım, öyle de olması gerekiyor.
Şimdi hiçbir şey olmayacak, kadın gururu incindiğiyle kalacak. Adam ne dese yiyecek, yutacak. Bir şey yapsa da yapmış olmayacak aslında. Dedikleri gibi kadın unutacak ama asla affetmeyecek!
Bir yerde okumuştum; kürtaj olan kadın bilinçaltında bir yerlerde adamı hep suçlarmış. Adamın hiç suçu olmasa da hep derinlerde bir yerlerde adamı suçlarmış; bebeğimin ölmesine sebep oldu gibilerinden.
İşte aldatılan kadının da duyguları kürtaj olur. Duyguları kazınır, önce bir şey belli olmaz sonra sonra…
“Buna değer mi?” demek lazım ilk başta onu tartmak gerek. Bir başkasını ruhunu kazımaya, deşmeye ne hakkımız var…
Üstelik her şey bu kadar basit mi yaşanıyor artık? Sevdiği insana başkasıyla olacağının haberini vermek, ne zamandan beri ‘normal’ davranış sayılıyor? Ne zaman başladık biz hiçbir şeye şaşırmamaya?
Bu olay ‘gerçek’; noktasına virgülüne kadar gerçek! İşte beni celallendiren de bu. Hayat sizin izin verdiğiniz kadar ‘dejenere’dir. Asla kabullenmeyeceğimiz olaylara ‘şaşırmak’, büyük erdem bana kalırsa. ‘Şaşırmak’ diyorum; çünkü ‘şaşırmak’ tepki göstermenin ilk adımıdır.
Genel ‘gidişat’ bize en absürdünü bile kabul etmeye itiyor olabilir; ama bu itici gücün karşısında olmak en doğrusudur bence. İşte olay burada yatıyor ‘bence’ demekle başlarız aslımızı korumaya. Tutucu davranmaktan bahsetmiyorum, yuları dizginlemeyi kastediyorum.
Evet farkındayım: Yıl 2007!
Muhallebiciler yok, camdan cama bakışmalar yok, el ele göz göze aşklar yok… Ama en önemlisi: İnsanların tahammülü yok!
Üstelik ‘aldatmak’ köşebaşı muhallebicilerinin olduğu zamanlarda da var olan bir ‘çelişki’yken o, bile şekil değiştirmiş gördüğünüz gibi. Aldatan adamın yüzünün kızardığı o günler nerede kaldı?
Tek suçlu adamlar mı peki? Değil elbette. Buna çanak tutan kadınların da en az onlar kadar payı var.
Aldatmak hangi taraf için geçerli olursa olsun ‘göze almaktır birçok şeyi’. “Göze alacaklarınızı bir daha, bir daha, bir daha düşünün!” diyorum. ‘Yakalanma’ riskini göze almaktan bahsetmiyorum. Nitekim yukarıdaki ‘olay’da yakalanma riski, adamın pişkinliğiyle ‘sıfır’a indirgenmiş, adamın içi rahat.
Ama ya tüm geceyi “gurur, aşk, kıskançlık, öfke” sancılarıyla geçiren o kadın ne olacak? Bir daha adama eskisi gibi bakacak mı? Baksa da sevecek mi?
Duyguları kürtajla alınmış bu kadın, doğurduğunda kaybettiği bebeğini hiç mi düşünmeyecek? O bebek için içten içe adama kinlenmeyecek mi?
‘Bence’ çok zor.
Kendi adıma söylüyorum: ‘Şaşırdım!’
Diler Gülay
dilergulay55@hotmail.com
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Sevgilinize, Kuzey Işıkları’nın pırıltısını sunmaya ne dersiniz?”
“Domates Diyetine Hazır mısınız?”
“Mutluluk Küçük Ayrıntılarda Gizlidir”
“Can Yaman Desa’nın Reklam Yüzü Oldu!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32