Bu hafta işimiz zor...

İş, ev bilimum sorumluktan sıkılıp bunalan kızlar bu haftasonu dışarıdayız. Haberiniz olsun herkese göre bir etkinlik var...

Yaz kapımızı zorlarken İstanbul sere serpe güzelleşiyor. Bu güzellik bulaşıcı. Kendimin ve insanların ışıltısı gözümü alıyor. Hal böyle olunca hoplayıp zıplamadan duramıyorum.

Şimdi ben aklımca en seçmece etkinlikleri sizlere öneriyorum. Ama nerede? Memlekette o kadar çok kültürel aktivite var ki hangi birini yazayım? Geçen hafta Notwist’i yazmadığım için azar yollu bir eleştiri aldım sayın Bülent Burgaç’tan. Kendisi organizasyon aleminin görünmez krallarındandır. Pek yakında İstanbul’u Fil Yapım olarak sallayacak aktivitelerin de baş sorumlularından.

Organizatörler çıldırmış olmalı...
Ne diyordum? Organizatörler çıldırmış gibi birbirinden güzel, konser ve partiler yapmakla meşgul. Hal böyle olunca seçim yapmak için iyi bir cüzdan ve boş vakit gibi pek çok bileşenin bir arada uyum sağlaması lazım. Sadece bilet parasıyla kalmıyor ki iş değil mi? Bunu taksisi, yemeği iyi bir yekün tutuyor.
Ama gözünüzü karartıp bu hafta bir şeyler yapacağım diyorsanız, alın size biribirinden afilli etkinlikler.

Alpay geçmişe çağırıyor..
İlk önerim 5 Mayıs Perşembe gecesi Yeni Melek’de çıkacak olan Alpay. Yumuşacık sesiyle her zaman insanda iyi hisler uyandıran sanatçının konseri nostalji ve romantizm düşkünlerine iyi gelecektir. Ama sevgilisinden yeni ayrılanlara, zorlu bir ilişki girdabında olanlara bu konseri önermiyorum. Malum, baharın enerjisi kadar depresyonu da meşhurdur. O yüzden depresyonu tetikleyecek her türlü hareketten kaçınmak lazım böyle dönemlerde. Eğer keyfiniz gıcırsa alın sevgilinizi ya da arkadaşınızı Yeni Melek’e düşürün yolunuzu.

Kadıköy cephesi Rollin’e...
Yine aynı akşam bu kez Kadıköy cephesinde ‘modern ozanımız’ Demirhan Baylan, Rollin’de konser verecek. Pek çok albüme imza atmış olmasına karşın sessiz ve derinden giden Baylan triosuyla alternatif müziklerden hoşlananlara sesleniyor. Biliyorum çok kimsenin Baylan’dan haberi bile yok ama o sevenlerine kendisine tutkal etkisi yaratan şarkılarıyla yapıştırmasını bilen biri. ‘Anlamlı Hatalar’ albümünü şiddetle tavsiye ettiğim Baylan’ı Kadıköy sakinleri yalnız bırakmasın. Zira kulağınız biraz ‘müzik’ duyacağı için memnun kalacaksınız.

Türkiye’nin Norah Jones’u...
Yine ayın 5’i Perşembe gecesindeyiz. Bu kez Jazz Cafe’de klasik kökenli Çiğdem Erken grubuyla sahneye çıkacak. Ben Erken’e dikkat edin diyorum zira Eylül ayında çıkartacağı albümünü dinlediğinizde “bu konsere niye gitmedik?” diye hayıflanabilirsiniz. Çiğdem Erken, bana kalırsa Türkiye’nin Norah Jones’u. Piyanosu ve harika besteleriyle bir elinde on marifet sanatını iştigal ediyor. Tiyatro müziklerinden, akademisyenliğine uzanan kariyerini kısa zaman sonra bir albümle taçlandıracak. Yine kaliteden yana tercihinizi kullanıyorsanız Jazz Cafe’ye perşembe gecesi bir uğrayın.

Elektronika müptelalarına...
Elektronika seven dostlarımız üzülmesin BWO (Bodies Without Organs) 6 Mayıs Cuma günü, saat 23.00'da Balans Music Hall'da sahne alıyor. ABBA ve Kraftwerk’in karışımı olarak lanse edilen grup benim merakımı uyandırdı. Bir yanda 70’lerin sevimli pop dörtlüsü ABBA diğer yandan zor işlerin elektronik adresi Alman Kraftwerk. Umarım iyi bir karışımdır aksi takdirde o kadar parayı ödediğimize bin pişman olabiliriz. Ama işin arkasında EMI ve Balans olunca bu elektro pop hadisesinin keyfi garanti oluyor.

Her daim Duman...
Gelelim haftanın en favori konserine. Türk rock müziğinin en adam akıllı grubu Duman 6 Mayıs Cuma gecesi Studio Live’da çıkıyor. Kulaklarımızın pasını silerken gözlerimize renk olacak Duman bu konserde yeni albümünden şarkılar ile gönlümüzü de şenlendirmeyi ihmal etmeyecek. Duman, her daim cool yoluna devam ederken Kaan Tangöze, Ari Barokas ve Batuhan Mutlugil kadrosuyla içimizi ferahlatmaya devam ediyor.

Biraz da tiyatro: “Müfettiş”
“Bu kadar müzik yeter” diyorsanız, bir de tiyatro önerim var size. Bu haftanın en sağlam oyunu Müge Gürman rejisiyle sahnelenen ‘Müfettiş’. 7 Mayıs Cumartesi akşamı Taksim Sahnesi’nde izleyebileceğiniz bu oyun Rus yazar Gogol’ün baş yapıtlarından. Gürman’ın üç saat boyunca heyecan içinde sürükleyen komedisi ‘Müfettiş’i izlerken insanın aklına Türkiye’nin halleri gelerek bir sıkıntı yaşatıyor. Belisnki’nin oyun için dediği gibi “Bu komedyanın sadece güldürücü bir yapıt olduğunu söyleyenler yanılıyor… Evet, ilk bakışta öyledir. Fakat içi acı, çok acı…” Söylendiği gibi gülerken düşünmek istiyorsanız Gogol’de memleketimden manzaralar bulabilirsiniz.

Geçen haftanın özetine gelirsek. Tercihimi Göksel konserinden yana kullandım. Güzide mekanımız Studio Live’da pop aleminin derinliklerine daldığımı itiraf etmeliyim. Çok kalabalık bir Göksel sever kitle olarak kimi zaman göbek attık, kimi zaman depresyona girdik. Gelenlerin keyfini hoş tutan Göksel’in aslında iyi bir sahne performansı olduğu da böylece tarafımdam test edilmiş oldu. Kısacası Göksel konserleri bundan sonra kaçmaz.

Bu hafta tabi ki sadece bu etkinliklerden ibaret değil. Türk Sanat Müziği düşkünlerini Cemal Reşit Rey’e, “Elektronikadan başka bir şey dinlemem” diyenleri Phonem münasabetiyle İndigo’ya göndererek herkesin gönlünü hoş tutabilirim kanatindeyim. Ne dersiniz?

Aslı Atasoy
asli@cosmoturk.com