İki Genç Kız
Gencim güzelim agresifim
Perihan Mağden'in ayni adlı romanından uyarlanan İki Genç Kız, henüz gösterime girmeden adından hayli söz ettirdi bildiğiniz gibi. Kimliği belirsiz birileri 'lezbiyen' kelimesini fısıldadı, ortalık bir anda karıştı. Bugüne kadar sıradışı filmlerin yönetmeni olarak anılan Kutluğ Ataman'ın yönettiği yapımda, Feride Çetin, Vildan Atasever gibi genç ve yetenekli iki aktris, 'abla'ları Hülya Avşar'la karşılıklı oynuyor... Mahmutbey'de yaşayan orta sınıf bir ailenin kızı olan Behiye, Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanmıştır ama hemen her yeni yetme gibi kendisine istediklerini vermek konusunda cimri olan hayata karşi bitimsiz bir öfke beslemektedir. Aslında hayatı bir şekilde değişecektir, yeni tanıştığı ve kısa süre 'kanka' olduğu Handa vesile olur buna. Sonrası malum; 'iki genç kız' yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen iki arkadaş olur, ancak bu dostluk zamanla ikisinin birden uçurumdan yuvarlanmasına neden olacaktır... İki Genç Kız Kutluğ Ataman'ın agresif rejisi ve 3 başrol oyuncusunun başarısı (özellikle Feride Çetin) sayesinde rahat izleniyor. Ama "bu film bize ne anlatıyor" sorusunun cevabı meçhul...
Elektra
Mankenden bozma tetikçi
Çizgi roman sayfalarından sinema perdesine transfer olan son kahramanımız Elektra. Kendisi şahane bir dövüşçü ve ermiş düzeyinde psişik güçlere haiz. Yeri geldiğinde düşmanının ağzını burnunu kırmaktan çekinmiyor, ancak yeri geliyor şefkatli bir anne de olabiliyor... Çizgi roman sayfalarında kalması hepimiz için daha hayırlı olabilecek bu filmin tek kayda değer yanı, 'catwalk' yürüyüşüyle yürek hoplatan Jennifer Garner... Son olarak ekliyorum; Terence Stamp'i böylesine 'gudik' filmlerde oynamaktan kurtaran hayırsever bir işadamı, tarafımdan büyük hayır duası alacaktır.
Rehine / Hostage
Macerayı seven adam
Klasik bir Bruce Willis aksiyonu bekliyorsanız, bu karşımızda öylesinden değil. Artık 50'sini devirmiş bir adamın damdan dama atlaması elbet düşünülemez. Ancak adamımız artık kanlı atletini çıkarmış olsa da 'macerayı seven adam' çizgisini bozmuyor ve o maceradan vazgeçse de macera ondan vazgeçmiyor... Rehine, senaryosunun handikaplarını yönetmeninin 'klas' hareketleri ile bertaraf ediyor ve türün sağlam örneklerinden biri olmayı beceriyor. Usta işi açılış sahnesine özellikle dikkat!
Koro / Les Choristes
Çokseslilik gibisi var mı?
Klasik gitar sanatçısı Christophe Barratier'ın hem yönetmenliğini yaptığı hem de senaryosunu yazdığı Koro çocukluk anılarıyla yoğrulmuş duygu dolu bir hikaye. 1949 yılında, o sıralar işsiz olan müzik öğretmeni Clement Mathieu problemli çocukların devam ettiği bir okula gözetmen olarak alınır. Baskıcı bir tutum sergileyen okul müdürü Rachin çocukları hizaya getirmekte zorluk çekmektedir. Onlara şarkıların gizemli dünyasının kapılarını açan Mathieu hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir…
Luther
'Kafir'den kahramana
Yeni Papa 16. Benedict tarih sahnesine çıkana kadar "Hristiyanlık dinini etkilemiş Almaları sayınız" diye abuk bir soruyla karşılaşsak düşünmeden Martin Luther cevabını yapıştırabilirdik. 16. Benedict tarihe nasıl etki edecek bilinmez ama Hristiyanlık'ın bugünkü 3 kutuplu halinin müsebbiplerinden biri Martin Luther tarihin akışını hayli değiştirmiş bir isim. Luther'in hayatını anlatan bu önümüzdeki film ise, Joseph Fiennes'in başını çektiği ilgi çekici bir oyuncu kadrosuna sahip. Ama bu kadro filmi taşımaya yetiyor mu? Ne yazık ki hayır...
Talip Ertürk
terturk@cosmoturk.com
DİĞER ADRESLER 
