Yeni işim bir Meksika restoranında, El Sombrero, ve maalesef haftanın altı günü çalışıyorum. Zaman buldum sonunda ve işte son 1 ayda duygusal ölçekli yaşadıklarım sizlere…

Noel gününde bir Amerikalı ailenin yemeğine katıldım ve yapmamam gerekeni yapıp Heidi ile tanıştım. 23 yaşında gayet şirin bir kız, burada bir telefon şirketinde çalışıyor. Günler geçti, biz düzenli olarak beraber zaman geçirmeye başladık. 24 yaşına gelip de en uzun ilişkisi 4 ay olan bir erkek olarak, içten içten gerçek bir ilişki yaşamaya zorlamaya başladım kendimi. O kadar iyi bir iş yapmışım ki Heidi’yi sevdiğime inandım sonunda. Neyse beraberlik gayet iyi hoş derken, benim hayatımın nerede son bulacağı sorusu kafasını karıştırmaya başladı. Bir başka erkeğin konusu açılmaya başladı. Sinirlerim gerildi ve nihayet bir cumartesi sabahı evinden çıktım, bir daha geri gitmemek üzere yemin ederek. Pazartesi sabahı Cindy’de uyanıp işe geldim, akşam da Rachel’ı bir bara götürdüm. Bir ilişkiye uygun olmadığımı kendi kendime ispatlamak istedim. Salı gecesi Heidi’yi arayıp bütün olanları anlattım. Büyük ihtimalle Türkiye’ye döneceğimi ve boşu boşuna kendimi ilişkiye zorladığımı gayet güzel açıkladım. Bir daha görüşmenin ne kadar saçma olacağını örneklerle belirttim. Ama bayanlara doğru sinyalleri yollamanın ne kadar zor olduğunu perşembe geceyarısı çalan telefonda sarhoş ve aşık Heidi’yi duyunca anladım. Ertesi gün "Kusura bakma ne yaptığımı bilmiyordum." Açıklaması yeterli olmadı. "Zaten bugün Chris bende kalmaya gelecek." şeklinde bir ekleme de yaptı.

Taaa geçen pazartesiye kadar konuşmadık ve ben salakça bir hareket yapıp bir telefon sonrası kara kış demeden evine gittim. Uzun uzun konuştuk, "senin burada kalman çok hoşuma gidiyor ama ben Chris’le bir beraberlik istiyorum" ve benzeri cümleleri tekrarladı bana. Ben de kafasını karıştırmak istemediğimi, hayatından çıkacağımı belirtip eve döndüm. Gene olmadı, ertesi sabah telefon, açmadım… Çarşamba gecesi telefon, açmadım. En son bu cuma geceyarısı telefon. Bu arada ben hayatımı ilişkiye aç ama eğlenceli günlerle geçirmeye devam ediyorum. Yeni insanlar, yeni bayan arkadaşlar… Pazar günü oldu. Bütün günü boş geçirdikten sonra bir bara tek başıma gitmeye karar verdim. Gitmez olaydım. (bu olay net olarak 1 saat 40 dakika evvel oluyor) Barda Heidi’nin ev arkadaşı Julie… "Nasılsın?" saçma sapan baktım suratına, sanki bana söyleceklerini sezer gibi. "Senin artık Heidi’yle zaman geçirmen saçma olur, seni arkadaş olarak istiyor ama sen ilişki istiyorsun." sözlerinin ardından sakin bir insanın nasıl katil olabileceğini anladım. Allak bullak bakışlar atmaya devam ettim kızın suratına. Ne diyebilirim ki ??? "Julie, bak kızım Heidi’yi ne görmek ne de konuşmak istiyorum. Böyle bir izlenim bıraktığıma da inanamiyorum. Bir daha aramasın, hele sarhoş olup hiç aramasın." Bardan çıkıp eve geldim direk. Gecemi mahvettim kısaca. Şu anda yazıyı nasıl yazdığımı bilmiyorum, tek bildiğim sinirliyim. Yazının müsfettesi filan yok, aklımdan geçenler burada… Heidi’nin aşk müsfettesi oldum sanırım.