Merhaba

Uzun zamandır kendi sitem dışında yazmama kararımı çok yeni tanıdığım ama çok beğendiğim COSMOTURK ile bozuyorum işte…YAN PENCEREDEN adını verdiğim köşemde sizlerle bazen alternatif yaşamla ilgili bilgilerimi, bazen yayınlandığı zaman çok ilgi gören KADINLARA ÖZEL yazılarımı, bazen de ERKEKLERE ÖZEL yazılarımı, çok beğendiğim etkinlikleri paylaşacağım. Beni tanıyanlar bilir benim meşhur bir sözüm vardır. “105 yaşıma kadar yaşlanmayacağım, sonra bakarız…’’ Bu yazıları okursanız bana süründünüz demektir. Bana süründüğünüz zamansa 105’e kadar yolunuz var demektir. Hayatta her ne olursa olsun sağlığımız ve bizim için çok önemli olan kişilerin bizle olmamasından daha kötü, mutsuz olacak bir şey yoktur. Aşk, para, şöhret, her şey gelip geçer. Sevdiklerimize sımsıkı sarılalım. Yaşama sımsıkı sarılalım…

İlk yazımı Cosmopolitan’da yazdığım zaman okuyucularımdan gelen, okuduğumda çok etkilendiğim bir yazıyla açmak istiyorum. Bu yazı kanser hastası EMMA BOMBECK tarafından kaleme alınmış ve Emma bu yazıdan çok kısa süre sonra hayatını kaybetmiştir. Herkesin okuması gereken ve yastık altında saklanması gereken bir hikaye:

Hayatımı Yeniden Yaşabilseydim Eğer;
Hastayken yatağa girer, dinlenirdim. Ben olmadığım zaman herşey kötüye gidecek gibi düşünmezdim.
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz, yakardım.. Daha az konuşur ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV seyrederken patlamış mısır yer ve şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda, leke olacak diye daha az korkardım..
Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım..
Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.
Saçım bozulmasın diye arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.
Ömür boyu garantili, pratik vs denilen hiçbir şeyi satın almazdım.
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu farkederdim. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini, yüzünü yıka" demezdim. Onlara daha çok "Seni seviyorum" ve ondan da çok "Özür Dilerim" derdim.
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu. Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme.. Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç.. Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı ile ilgilenmezdim.. Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.. Unutmayın, sahip olduğumuz ruhsal, fiziksel ve duygusal herşey için allaha şükredin.. Tek bir hayatımız var ve birgün sona eriyor. Umarım hergününüzü değerlendirirsiniz.
Artık küçük şeyler yaparak veya elde ederekte mutlu olabiliyormuyum önemli olan bu… yani Hintli Bilgenin dediği gibi bardağın dolu yanlarını görmeye çalışıyorum…

SEVGİYLE KALIN…

www.almulamerter.com