1. Eviniz öncelikle sizi yansıtsın
Dekorasyon konusunda bir mimar ile çalışmayı tercih edenler, öncelikle mekan ve eve ilişkin ihtiyaçlarını listelemeli. İhtiyaçları belirlerken yıl içerisindeki birkaç gün anlatılabilir. Günlük rutin, evin fonksiyonel tasarımı için önemli bir kaynaktır. Dekorasyona ilgili ve tasarım sürecinin bir parçası olmayı sevenlerden iseniz evinizde aidiyet hissi yaratmalısınız. Eviniz sizi anlatmalıdır. Sanat eserleri, kişisel koleksiyonlar, porselenler, desenli duvar kağıtları eve kimliğinizi katmanıza yardımcı olur.
2. Zamansız mobilyalara öncelik verin
Mobilya konusunda dönemlik trendlerden uzak kalmaya çalışın. Hayatınızın her “an”ını paylaşabileceğiniz mobilyaları tercih edin. Siz de göreceksiniz ki klasikler estetik ve tasarım açısından daha değerli.
3. Evinizin % 60’ında ana renginizi; % 30’unda ikincil ve % 10’unda ise noktasal vurgu yapan canlı renklerinizi kullanmayı deneyin
Bir rengi sevmek, onu her yerde kullanabileceğimiz anlamına gelmiyor. Öncelikle 1 ya da birbirine uyumlu 2 ana renk seçmelisiniz. Ana renkleri destekleyen en fazla 3-4 yardımcı renk seçmek evdeki renk paletini oluşturmaya başlamak için iyi bir adım olabilir. Bu renklerin mevsimlik renklerden olmamasına dikkat edin. Eğer aklınızda özellikle belirlediğiniz bir renk yoksa, ana renginizi koyu ya da açık doğal renklerden belirleyebilirsiniz. Füme, petrol rengi, haki renk, acı kahve veya beji ana renk olarak kullanabilirsiniz. Renk kullanımına ilişkin daha net bir formüle ihtiyacınız varsa; evinizin 60%’ında ana renginizi, 30%’unda ikincil renginizi ve 10%’unda ise noktasal vurgular yapabileceğiniz canlı renkler kullanabilirsiniz.
4. Doğru malzemeli eşyalar ile evinizi yaşayan bir mekana dönüştürün
Eviniz müze değil, sizinle birlikte yaşayan ve sizin tarafınızdan yaşanan bir mekan. Kirletmekten korkmaktansa doğru malzemelerden yapılmış beyaz ve açık renkli mobilyalarınızın keyfini çıkarın. Ahşap kullanılmış bir sehpa veya mobilya ile ferah bir aurayı yakalarken doğallığı da sağlarsınız. Ayrıca açık renkli ahşabı da beyaz renkli aksesuarlarla birleştirirseniz temiz ve nötr bir hava oluşturursunuz.
5. Evde tüm aile fertlerinin buluştuğu odak noktaları yaratın
Evde bir odak noktası yaratmak önemlidir. Tarih boyunca evin merkezi yaşam tarzını takip etti. Önce ateş, sonra ocak, mutfak, radyo ve televizyon ailenin biraraya geldiği ve etrafında toplandığı odak noktaları oldu. Bugün bu odaklar dağılmış görünse de aile için bir araya gelme noktaları tasarlanmalı. Mutfakta veya salonda aile bireylerinin rahatlıkla toplanabileceği alanlar açın.
6. Evinizi dekore ederken acele etmeyin; kendinize boş alanlar bırakın
Her zaman kendinize boş alan bırakın. Tasarımda, tasarım öğelerinin dışında kalan alanı temsil eden negatif alan bırakmak kıymetlidir. Çünkü gerçek bir dekorasyon projesi ev sahibi tarafından kullanıldığı süre içinde tamamlanır. Zaman içerisinde beğendiğiniz gerçekten size anlam ifade eden eşyalara yer verin. Bu yaşanmışlık hissi için mekanda yer açın.
7. Asimetrik yerleşimlerle dinamik bir görünüm elde edin
Simetri, insan beyninin doğası gereği aradığı bir durumdur. Kısa süre içerisinde tam simetri monotonluğu beraberinde getirir. Her zaman herşey simetrik olmak zorunda değil, küçük asimetrilerle evinize hareket katın. İster mobilyalarınızı asimetrik yerleştirin, isterseniz bir kanepenin yanına sehpayı veya lambader kullanarak asimetriyi yakalayın. Modern ve dikkat çekici sonuçlara ulaşacaksınız.
8. Aydınlatmanızı çeşitlendirin
Doğru aydınlatılmış bir mekan, psikolojinizi en az dekorasyonu kadar etkiler. Bu sebeple tek bir mekan aydınlatması yerine kullanım amaçlarına uygun birden fazla noktadan aydınlatmayı tercih edin. Kalabalık bir akşam yemeğinde mekan aydınlatması sizi ferahlatırken, okuma yaparken direkt aydınlatma kullanılmadır. Işık yönetimini doğru yapmak mekan üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
9. Evinizde bitkilere yer vererek tazelik hissi katın
Bitkileri seviyorsanız, evinize bambaşka bir hava katacaklarından emin olabilirsiniz. Bitkiler, evde yaşanmışlığınızı ve rahat hissetmenizi sağlar. Çiçekçinizden destek alabilir veya daha kapsamlı bitkilendirme için bir peyzaj mimarı ile görüşebilirsiniz. Bitki seçerken uzun vadeli düşünün, hızlıca büyüyerek bol alana ihtiyaç duyacak bir bitki zamanla pencerenizden gelen ışığı kesebilir veya tavan yüksekliğiniz yeterli gelmeyebilir. Geniş yapraklı salon bitkileri dekoratif olmakla beraber zehirli maddeleri emerek çevreye de duyarlıdır.
10. Duvarlarınız boş kalmasın
Duvarlarınızın tamamını boş bırakmak evinizde donuk bir görünüme sebep olabilir. Tek bir duvarınızda bile kullanacağınız, tamamen zevklerinizi yansıtan; sevdiğiniz bir şehir, bir doğa resmi ya da soyut bir tablo ile evinizin havasını bir anda değiştirebilirsiniz.