Evliliklerde yaşanan pek çok sorunun altında kişilerin kendi anne babalarına aşırı bağımlı olmaları yatar.
Günümüz toplumunda evliliklerde yaşanan pek çok sorunun ve aile terapisi başvurusunun altında kişilerin kendi anne babalarına aşırı bağımlılıklarının yattığını belirten uzmanlar çocuğu yetiştirmen tarzının evliliklere nasıl yansıdığını anlatırken patates ve meyve benzetmelerini kullanıyor.
Ülkemizde halen temel olarak iki tipte çocuk yetiştirilir. Bu çocuk yetiştirme tarzlarına tarımsal benzetmelerle meyve çocuk ve toprak altı gövde çocuk diyebiliriz. Yani ilk yetiştirme tarzında çocuğumuz elma olarak yetişirken diğer çocuğumuz ise adeta bir patates olarak yetişir.
Bu çocukların temel farkları biri dalın ucunda yetişir ve zamanı gelince ağaçtan kopar ve bağımsız olarak kendi ağacını yaratır kendi meyvelerini yetiştirir. Ancak patates çocuğumuz ise ana gövdeye bağlı bir yumru olarak büyür ve ruhsal ve fiziksel anlamda asla gövdeden kopamaz. Tek derdi kendisinin bağlı olduğu gövdeyi beslemek daha da büyütmektir. Zaten gövde yani çocuğun ailesi de kendisinden maddi manevi sürekli destek bekler ve hatta onu sömürür.
YETİŞME TARZI EVLİLİKLERİN KADERİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Özellikle geleneksel yaşam tarzını benimsemiş ve bundan kurtulamayan ailelerde büyütülen çocuklar eğer süreç içinde kendilerini koparmanın bir yolunu bulamazlarsa bağımlı kişiler olarak yaşar ve çoğunlukla evliliklerinde beklediklerini bulamazlar. Onlar için tek çözüm yolu kendileri gibi patates çocuklarla evlenmektir.
Patates ve meyve çocukların evlilikleri çok uzun sürmez ya da çatışmalar ve kavgalarla doludur. Diğer bir versiyon da meyve aile olan ancak meyvenin daldan düşmesine izin vermeyen görünürde geleneksel olmayan ailelerin çocuklarıdır ki bu çocuklar da daldan kopamadan orada kurur ya da çürürler.
PATATES KOCALAR KADINLARIN HAYATINI ZORLAŞTIRIYOR
Evlilikte erkeğin patates ya da dalda kurumuş meyve olduğu yani bağımlı bir erkek olduğu zamanlarda ise evlilik hayatı kadın için çok güçleşir. Sürekli olarak kendi ailesini besleyen ya da daha doğrusu aile olarak hala anne babasını gören bu erkek tipi çoğunlukla eşini hatta çocuklarını ihmal eder ve ikinci plana atar. Özellikle annelerine aşırı bağlı bu erkekler aslında gerçekte sadece kadın olarak annelerini ya da onlara benzeyenleri severler onlarla ilgilenirler. Eşlerinin de aynı şekilde kendi anneleri gibi davranmasını isterler. Onlar için annelerinin böreği yemeği tatlısı hep eşlerininkinden daha lezzetli ve daha güzeldir. Bayram ve özel günlerde hep öncelikle kendi anne ve babasına gidilir onların elleri öpülür.
Ancak bu durum kadın için belli bir süre sonra çekilmez bir hal alır çatışmalar gerilimler başlar. ‘Benim annem, senin annen benim ailem, senin ailen’ tartışmaları içinde kişiler aslında yeni bir aile sahibi olduklarını unuturlar ve bu aile bakımsız ve ilgisiz kalır. Bakımsız ve ilgisiz kalan her şeyi ise tabiat belli bir süre sonra geri alır. Yani bu evlilikler konusunda uzman bir psikolog tarafından terapiye alınmazsa bitmeye mahkumdur.
“Anneme hediye ettiğim şiirimi paylaşmak ister misiniz benimle?”
“Philips Satin ice Optima Epilatör 90 Gün Sonunda Geri Ödeme Garantili!”
“‘The Phantom of the Opera’dan Anneler Günü Sürprizi!”
“Yılbaşı Hediyeleriniz ev+’da!”
“Bahar Yorgunluğunu Ciddiye Alın!”
“48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali 10 Ekim Programı ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32