Bebekliğimizde beslenmek, bugünse öpüşmek için kullandığımız emmek, yutmak ve tutmak için gereken bütün biyolojik yetenekler doğumdan önce gelişiyor. Mekanik olarak konuşmak ve öpüşmek, hemen hemen meme emmekle aynı. Çünkü benzer üç refleks kullanılıyor. Görmüş olanlar bilirler yeni doğmuş bir bebek, tek hücreli hayvan gibi neredeyse yalnızca ağızdan ibarettir. Yaşam onun için öncelikle meme emmek ve dünyayı tatmaktan oluşur. Bebeğin yanağına dokunduğunuzda hemen öbür tarafına dönüp küçük, hızlı ve ani hareketlerle meme ucunu aramaya başlar. Bunu sevgilinizle deneyin, dudaklarını aralayıp arzu nesnesine yönelecektir. Ama bebekler her zaman aç oldukları için emmezler. Bebeklerin süt gereksiniminden ayrı olarak belli ölçüde emme gereksinimleri vardır.
Gençlerle yetişkinler ise öpüşmeye gereksinim duyarlar.
Peki, ihtiyacımız olduğu kadar öpüşemezsek bu gereksinimi başka ağız hareketleriyle mi karşılıyoruz?
Ağıza bir şeyler almak kendimizi korumak, yaşamı sürdürmek güdümüze bir örnek olabilir. Ağzımıza ne kadar çok şey atarsak, bunların bazılarının yenebilir olması olasılığı da artıyor. Ama bu aynı zamanda bağlanma, birisine ya da bir şeye yakın olma güdümüzün de bir örneği.
Öpüşme biçiminiz memeyle mi, yoksa biberonla mı beslendiğinizi ele veriyor.
BAĞIMLILIK YAPIYOR
Her genç kızın rüyası prensin büyülü öpücüğünü anlatan uyuyan güzel masalı büyük olasılıkla sıradan her erkeğin hayalindeki kadını canlandırıyor: ‘Uyuyan ve bekleyen’. Uyuduğu için genç adama sorun çıkartmaz, küstahlık etmez. Genç adam ona istediğini yapabilir. İlk anlatımlarda kız uyurken ırzına geçer. Sonraları Grimm Kardeşler ve Disney tarafından derlenen öykülerde, genç adam kızı öperek uyandırır.
Öpüşmek de, tıpkı koşmak ve âşık olmak gibi vücudun doğal afyonu olan endorfini tetikliyor. Ve bunların her üçü de bağımlılık yapıyorlar. Bilim insanları öpüşmenin beden tuzunun ya da derideki bezler tarafından salgılanan ve özellikle dudakların iç kısmında çok yoğun olan sebum denilen yağın değiş tokuşu için olabileceğini söylüyorlar. Sebum bazı kuşlardaki gibi, bizim de anne babamız ve sevgilimizle ilişki kurmamızda yardımcı oluyor.
“Çimsa sanata olan desteğine devam ediyor…”
“Bu Hafta Vizyona Giren Filmler ”
“Siber Hırsızlar Ses Kayıtlarını Hedefliyor”
“Ruzy Gallery Ahmet Güneştekin`in "Uyandığımız Çağ" Adlı Sergisi ile Kapılarını Açtı”
““Albüm” Uluslararası Adana Film Festivali’nde Yarışıcak!”
“Recai Çakır "BODRUM’DA 365 GÜN TURİZM" İçin Kolları Sıvadı”
“700 İnternet Sitesi Kapatıldı!”
“2018 Yazına Özel 9 Önemli Dekorasyon Önerisi”
““Burda Olan Burda Kalır İstanbul Açıkhava Gösteri Merkezi Yenikapı’da””
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32