İşte erkeklerin birkaç klasik kur örneği ve anlamları...
Arkamızdan, yanımızdan, önünmüzden ıslık çalanlar vardır ya hani, işte bu bıçkın köy delikanlısı vaziyetinin pek öyle "ciddi" bir niyeti falan yoktur. Zaten genellikle yalnız değilken ıslık çalarlar, o da beğeni ölçüsünü yanındakine göstermek içindir, "nasıl ama güzel kıza laf atıyorum, değil mi?"...
Bazıları vardır ki ne kadar çekici ve seksi olduklarını göstermek için vücutlarının orasını burasını elleyip, göğüs kıllarıyla oynayarak, yüzümüze ebleh ebleh bakarlar (bunlara sapık ya da teşhirci de denilebilir); işte onların niyeti "çok ciddidir", aman hemen oracıktan kaçın!!!
Bakışlar her zaman ifade biçimiyle amacını da ortaya koyarlar. Mesela bir erkek kaçamak kaçamak bakıyorsa; "senden hoşlanıyorum" diyordur, yani diyemiyordur.
Eğer bir gözünü kısıp, öbür gözünün kaşını kaldırıyorsa, çapkınlık yapmaya çalışıyordur. Hiç size göre değil...
Dik dik gözünüzün içine bakıyorsa "benim ne harika biri olduğumu bir bilsen" bakışıdır bu; ya da ileri derece miyoptur, göremiyordur zavallı.
Rahatlıkla yanınıza gelip, esprili bir biçimde sizi beğendiğini söyleyenler de olabilir. Bunlar da işe yaramaz, yalnızca öyle konuşup kendilerini beğendirmektir amaçları. Onların egosunu tatmin etmekle kim uğraşacak.
Bir de daha tanışalı iki dakika olmamış, konuşurken dokunanlar vardır. Münesebetsizler! Bu ihtiraslı, cesur erkeğe alerjim var deyip, dokunmamasını söyleyin hemen, yoksa yılışmaya devam edecek!
Bazıları sizi iltifatlara boğar. Dikkat edin, abartıyorsa zaten bizim bir şey dememize gerek yok, siz de anladınız değil mi?
Ya da size bakarak, yanındaki kızlara (nedense) biraz daha ilgili olmaya başlayanlar var, kahkahalar, kızlara samimi el kol hareketleri falan falan... "Bak görüyorsun ki onları çok mutlu ediyorum, seni belki daha da çok mutlu edebilirim!" Ama başkalarını, ben almayayım...
Tanışır tanışmaz telefon numaralarını vermeye çalışanlar da var, çünkü büro hizmeti vermeye hazırdırlar. Akşam olmuş, keyfim yerinde, iş düşünmenin zamanı mı şimdi?...
Bazıları da ne kadar kültürlü olduklarından yola çıkıp, etkilemeye çalışırlar. Bayıltırlar...
Bir de maçolardan hoşlanıldığını sanıp, böyle şovlar yapanlar vardır. Ama onlar yalnız kazak giydikleri zaman "kazak"tırlar. Bu güzel yaz gününde çekilir mi canım!...
Kendine fazla güvenenlere diyecek söz bile bulamıyorum... O edalar, havalar, jön görüntüleri... "Git sen bir ajansa kayıt ol!" Ancak deterjan reklamlarında şansı olabilir böylelerinin...
Üzerlerindeki her şeyin marka olduğunu bie şekilde söyleyenler de vardır. Aman çok etkileyici!
Mal varlığı konusunda sizi gereksiz yere bilgilendirmeye çalışanlar da olabilir. Bu türlerin mallarından başka bir şeyleri de yoktur zaten, hatta bazen o da yoktur, yalan söylüyordur!
Hele esrarengiz görünmeye çalışanlara ne demeli... Kendilerine gizli kapaklı işler çeviriyor izlenimi vermek için ne kadar da çok uğraşıyorlar. Onun anlattığı o olağanüstü kahramanlık hikayelerini, biz her akşam eve giderken yaşıyoruz.
Ama bu iltifatlar yerinde (!) ve hoşunuza gidiyorsa, sonunda aradığınızı buldunuz demektir; daha mükemmel olanı buluncaya kadar.
Erkeklerin yaptıkları-yapacakları bu bayat "kur"larla bir yere varılamayacağını anlamışsınızdır herhalde... Bize kalırsa siz kendi gözünüze birini kestirin ve gidip ne istiyorsanız söyleyin. Olmuyorsa, "kısmet" değilmiş demektir. Hadi nerede hareket, orada bereket...
Erkekler Kur Yapmaz mı Sanıyorsunuz?
Çapkınca gülümsemeler, "clark" çekmeler, poz kesmeler, güzel sözler, iltifatlar, ufak-ufacık temaslar... İşte erkeklerin kurları!
“Sefalet”
“İştahsız çocuk için tavsiyeler ”
“Türk Yunan sivil diyaloğu...”
“adL+Cengiz Abazoğlu 2015-16 Sonbahar-Kış ‘‘Sonsuz’’ Koleksiyonu Sınır Tanımıyor”
““Cennete Bilet” İlk Fragman Yayınlandı!”
“Kadınların En Büyük Düşmanı Selülit”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32