Düğün dediğin nasıl olmalı?
İyi olan hatırlanır. Doğrudur. Ama kötü olan da kolay unutulmaz. O zaman ne yapmalı? İşte cevapları...
“Düğün dediğin şöyle olur” demeyeceğiz. Çünkü illa ki şöyle olacak diye bir kural yok. Ama bir kural var ki o kuralı asla çiğneyemeyiz. Düğün hem katılanları, hem de düğün sahibini mutlu etmelidir. Adet yerini bulsun diye yapılan bir düğünün gelenekler için de bir anlamı yoktur.
Diyelim ki düğün yapıyorsunuz ve yemekli olmasına karar verdiniz. Konuklarınıza sunduğunuz yemekler, konuklarınızı gerçekten memnun etmiyorsa bu yemeğin hiçbir anlamı kalmamıştır. Bu durumda yemeksiz bir düğün kesinlikle daha doğru olacaktır. Ya da sigara dumanları içinde, havasız, basık bir düğün salonunda katılımcılar için işkenceye dönüşecek bir organizasyonun kime ne faydası vardır? Olmasa daha iyi olur. Böylece konuklarınız da adet yerini bulsun, ayıp olmasın diye düğününüze adeta zorla katılmak zorunda kalmazlar.
Müzik için de benzer bir durum söz konusu. Orgunun başında iki saat boyunca ne olduğu anlaşılmayan klavye dokunuşlarıyla, dım tıs dım tıs kafa şişiren beşinci sınıf bir “piyanist şantör”, en azından davullu zurnalı bir düğünün yerini alabilir mi?
Düğün sizin ve konuklarınız için bir angaryaya dönüşmeye başladığında herşeyi en başından tekrar gözden geçirin. Herşey gerçekten yolunda mı? Olacakları en başından görebilmek hiç de zor değil. Kendi tecrübelerinize kulak verin. Katıldığınız düğünleri bir düşünün.
Siz düğününüzün nasıl hatırlanmasını istiyorsunuz?
“İş Sanat Etkinliklerine İş Kuleleri Salonu’nda Devam Ediyor”
“Plaza Kadının Güzellik Sırları”
“Altın Portakal’la Taçlananlar Antalya Migros’ta”
“Timothy Green’in Sıradışı Yaşamı”
“Aynalar”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32