Birlikte yaşamak out!
Artık çiftler, şehir içinde birbirinin evine seyahat ediyor. Modern kadın ve annesi arasında, genellikle bilindik aynı diyalog tekrarlanıyor.
Birbirinde kalmak...
Artık çiftler, şehir içinde birbirinin evine seyahat ediyor. Modern kadın ve annesi arasında, genellikle bilindik aynı diyalog tekrarlanıyor bugünlerde. "Onu seviyorum anne, bana birlikte yaşamayı teklif etti!" Alınan yanıt da şu ya da bu şekilde hep aynı doğrultuda gelişiyor. "Yapamazsın. Evlenmeden kesinlikle olmaz. Bize çok ters."
Modern kadın, kendi bilinci içinde son derece mantıklı olan bu kararı, çoğu zaman çok sevdiği ve saygı duyduğu ailesi için ikinci plana atıyor. İkiye bölünerek, bölük pörçük bir yaşama katlanmak zorunda olsa bile, yükü çekmeye hazır görünüyor. Karar vermekte zorlanmak Her an birlikte olmak, ortak arkadaşlarla görüşmek, tüm işleri birlikte yapmak, birlikte gezmek ve uyumak... Kısacası paylaşmak ve soluk kesici bir cinsel yaşamı takip etmek. Ama ne yazık ki, bu düşün hiç de hayal edildiği gibi olmadığını görmek riski de var. İşte aile baskısı bu noktada bir bahane aslında. Yapılan son bir araştırmaya göre, evlenmeden aynı evde yaşayan çiftlerin ayrılma oranı, evlendikten sonra aynı evi paylaşanlarınkine oranla dört kat daha fazla. Bu herkes için aynı şekilde olmasa da, genç çiftlerin birlikte yaşamaya başlamaları, genelde gençlerin, ayrı ayrı, kendilerini partnerleriyle olan
ilişkilerinde sıkışmış, hatta tuzağa düşürülmüş hissetmesine sebep oluyor. Birlikte yaşamak, aslında insanların düşündüğünden daha farklı bir konu. Evlilik kadar bağlayıcı değil belki ama tam anlamıyla bağımsızlık da değil... Belki gelecek sözleri verilmiyor ya da o imzanın getirdiği romantizm yaşanmıyor ama yükümlülükler daha fazla omuzlara biniyor.
Bir evi paylaşmak
Başlangıçta, ilişkideki hemen hemen her şey heyecan ve eğlence üzerine kuruludur. Ekonomik yükümlülüklerin ve evle ilgili zorunlulukların omuzlara bindirileceği yük düşünüldüğünde, bu heyecanlı hayat bir süre sonra ister istemez kişiyi hayatın gerçekleriyle karşı karşıya getirecektir. Ve bu noktada, birlikte yaşamanın evlilikten hiçbir farkı olmayacaktır. Birlikte yaşamayı, en güzel şekilde başarmak için gerçekten de çok iyi düşünülmesi ve belki de biraz daha beklenmesi gerekebilir. Kısacası, sevgilinizin giysilerini, kendi dolabınızda görmeye başlamadan önce kendinize biraz daha zaman tanımalısınız. Erkek arkadaşınızla mutlu bir şekilde yaşamanız, sizin beklentilerinize ve bunları dile getirip getirmemenize bağlı. Tüm bunlar duygusal açıdan olgunlaşmanız ve kendinizi bulmanızla doğru orantılı olarak gelişir.
Modern kadın, artık birlikte yaşamak yerine, hem kendi ailesini rencide etmemek, hem de kesin kararını vermeden önce biraz daha beklemek için birbirinde kalmayı uygun görüyor. Uzmanların "neredeyse birlikte yaşamak" olarak nitelendirdiği bu durum, günümüzdeki ikili ilişkilerde sık sık rastladığımız ve olağan karşıladığımız bir durum artık. Böylelikle, hem ciddi bir adım atmadan önce kendinize süre tanımış oluyorsunuz, hem de birbirinizden kopmamış oluyorsunuz. Kadın ve erkek, birbirini ev ortamında tanırken, arzu ettiği takdirde de alıp başını kendi dünyasına dönebiliyor.
“16.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Film Festivali Başladı!”
“Burcunuzun Perisini Biliyor Musunuz?”
“Medya Takip Merkezi’nden iletişim sektörüne büyük kolaylık…”
“Evlilik İçin Bunları Unutmayın!”
“2014 İlkbahar Sezonunda Longchamp’ın Yeni Yüzü Alexa Chung”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32