İz Koçluk Kurucusu, Eğitim, Öğrenci ve DEHB Koçu Elgiz Henden, devlet bakımında olsun ya da olmasın DEHB’li çocuk oranının dünyada ve Türkiye’de belli bir oranda görüldüğünü, ortalama okul çağı çocuklarının %3 ila %5’inin DEHB’li olduğunu belirtiyor.
Çocuğun DEHB’li olup olmadığının okul çağlarında daha çok teşhis edildiğini ifade eden Henden, anne babaların “ebeveyn körlüğü” nedeniyle çoğunlukla bunu farketmediğine dikkat çekiyor. Henden, farkedildiğinde ve konu hakkında bilgi sahibi olduklarında DEHB’li çocukla sağlıklı bir şekilde ilgilenebilecek donanıma sahip olduklarını söylüyor.
Ancak devlet korumasındaki çocukların DEHB’li oldukları farkedilmediği gibi teşhis edilmesinin de uzmanlık eksikliği nedeniyle kolay olmadığını kaydeden Henden, en büyük sorunun burada başladığını, dolayısıyla devlet korumasındaki çocuklarla ilgilenen görevlilerin bu konuda bilgilendirilmelerinin önem taşıdığını belirtiyor.
Çocuk yeni aile ortamı hakkında bilgilendirilmeli
Henden, devlet korumasındaki ortam ile aile içindeki ortamın çok farklı olduğunu ifade ederek şunları belirtiyor: “Devlet korumasındaki çocukların içinde bulundukları belli bir ortam, belli bir yaşam tarzı ve yaşadıkları kurallar söz konusu. Örneğin bu çocuklar sabahları belli bir saate kalkıyor, yataklarını topluyor, kahvaltı saatleri belli, ortak yaşam kuralları vb. var. Aile yanına geçtiklerinde ise yaşam tarzı baştan aşağı değişiyor. Bu noktada ailelere büyük sorumluluk düşüyor. Bu çocuklar hazırlıksız olarak farklı bir ortama geçtiklerinde doğal olarak ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemiyorlar. Bunun için çocuğun bakım sorumluluğunu üstlenen koruyucu anne babalar, çocuğu yeni ortamı, yeni yaşam tarzı hakkında bilgilendirmeli ve yeni hayatlarına hazırlamalılar.”
Aile ortamına uyum
Koruyucu aile ortamına giren çocukların duygularının da çok farklı olabildiğini vurgulayan Henden, şu önerilerde bulunuyor: “Bu çocukların duygu deneyimleri farklı olabiliyor. Sevgi, şefkat gibi duyguları yeterince tanımıyor olabilirler. Dokunarak temas kurulmasından hoşlanmayan, buna alışık olmayan çocuklar da olabilir. Çünkü devlet korumasında bu duyguları, deneyimleri yaşamamış olabilirler. Ancak koruyucu anne babalar her şeyi samimiyetle, içtenlikle paylaştıklarında, çocuğu yeni ortamına alıştıran, ısındıran davranışlar sergilediklerinde, çocuğun olası davranış problemleri görülmeyecektir. Bazı koruyucu aileler, tıpkı çocuklar gibi başlangıçta ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemiyor, hatta bu konuda korkular yaşayabiliyorlar. Belirttiğim gibi paylaşımlarını bilgilendirici ve samimiyetle yaptıklarında, açık iletişim kurduklarında ve sevgilerini samimiyetle gösterdiklerinde davranış sorunları yaşanmayacaktır. Aileler tek başlarına aşamayacaklarını düşündükleri, zorlandıkları durumlarda ise bir danışmandan destek alabilirler.
Koruyucu Aileler Çocukların Uyum Sorununa Dikkat Etmeli
Çocuk yeni aile ortamı hakkında bilgilendirilmeli...
DİĞER HABERLER
Türkler Evlilikte Az Çocuk İstiyor!
Yapılan bir araştırmaya göre Türkler, evlilikte eskiye göre çok çocuk istemediği açıklandı.
Gebeliği Engelleyen 5 Önemli Neden
Kısırlık tedavisi gören kadınlarda pek çok faktör başarıyı olumsuz etkileyebiliyor.
“aaa”
“Bilinçsiz diyetin zararları ”
“Yaşamımızın bir parçası: Stres ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32