Kız mı erkek mi?
Türkiye'de yasak olduğu için bebeklerin cinsiyeti seçilemiyor. Ancak, PGT isimli genetik ayıklama yöntemi, ailelere henüz doğmamış çocuklarının cinsiyetini anne karnına girmeden seçme şansını veriyor.
Dr. Erçelen, PGT'nin cinsiyet seçimi için dünyada nasıl uygulandığına ilişkin soruları yanıtladı. Genetik ayıklama yöntemi PGT ile bebek doğmadan cinsiyet seçimi de mümkün mü?
Preimplantasyon genetik tanı (PGT) adı verilen ve embriyonun genetik yapısını ve kromozom kuruluşunu belirleyebilen tekniklerin gelişmesiyle; embriyonik aşamada cinsiyet belirlenmesi de mümkün hale gelmiştir. Bu tekniğin uygulanabilmesi için tüp bebek uygulamasına ve bu uygulama ile embriyo oluşturulmasına gereksinim vardır. Tüp bebek uygulamaları etkinlikleri ve güvenilirlikleri oldukça uzun sürelere yayılan takipler ile kanıtlanmış uygulamalardır. Cinsiyet seçiminin gündeme gelmesi ile iki son derece tartışmalı olan etik konu gündeme gelmiştir. Sonuçlardaki başarı oranı nedir? PGT yöntemleri arasında cinsiyet belirleme, yapılan en belirgin seçimlerdendir. Yüzde 99 oranında başarı sağlanabilir.
Tıp dünyası neden bu konuyu neden tartışıyor?
Bunlardan ilki; sadece doğacak çocuğun cinsiyetini belirlemek için tüp bebek ve PGT uygulamalarının yapılmasının ne derece doğru ve etik olduğudur. Tüp bebek uygulamalarının oldukça güvenli olması nedeniyle tüp bebek yapılması kabul edilebilir bir uygulama olabilir. Hayati tehlike ve önemli komplikasyon riski son derece azdır. ABD'de para karşılığında yumurta bağışı yapılmasının etik ve kabul edilebilir olması da bu savı desteklemektedir. Sonuçta yumurta bağışı yapacak olan kişiler; sağlıklı ve genç olup, bunu sadece para karşılığında yapmaktadır. Ancak konu cinsiyet seçimi olunca, başka bir etik problem devreye girmektedir. O da; karşı cinse ait oluşmuş embriyoların ne yapılacağı konusudur. Embriyoların sadece istenmeyen bir cinse ait olmaları nedeni ile atılmaları, bir nevi ayrımcılık olup genelde kabul görmesi zordur. Embriyoların daha sonra kullanılmak üzere dondurulup saklanmaları ise diğer bir seçenektir. Ancak taze embriyo transferi sırasında istenmeyen cinsiyetteki embriyoların daha sonra da istenmeyecekleri göz önüne alındığında; bu da çok mantıklı görünmemektedir. Aile dengelenmesi amacıyla oğlu olanların kız, kızı olanların da oğlan istemesiyle; PGT yapılması ise bazı çevrelerce etik görülmesine rağmen karşı cinse ait embriyoların ne yapılacağı konusu ağırlıklı olarak etik önemini korumaktadır.
Aile planlama yöntemi olarak kullanılabilir mi?
İlk bebek için cinsiyet seçimi, tüm dünyada genel olarak kabul görmüyor. Daha önce tüp bebek ile gebe kalmış veya normal yoldan gebe kalmış, ancak ikinci bebek için tüp bebek gerektiren çiftlerde ise karşı cinsin seçilmesi; etik açıdan kabul edilebilir bulunabiliyor. Bu durumda genelde kız çocuğu olanların erkek, erkek çocuğu olanların ise kız seçecekleri düşünülürse; dengesiz bir dağılım olmayacaktır. Öte yandan kısır olan bu çiftlerde, arta kalan embriyoların daha sonra kullanılmak amacıyla dondurulup saklanabilme olanağı da vardır. Bir cinse ait çok sayıda çocuğu olan çiftlerde ise (örneğin 6 erkek veya 6 kız) tüp bebek ve PGT ile cinsiyet seçimi yapılması, başka etik tartışmalar yaratacak önemli bir konudur. Burada da karşı cinse ait embriyoların yok edilmesi problemi ortaya çıkmaktadır.
Cinsiyet seçimi dünyanın nüfus dengesini bozabilir mi?
Cinsiyet seçiminin genelde popülasyondaki erkek-kız oranını nasıl etkileyeceği de tartışılmaktadır. Bu uygulamaların geniş çapta kullanılmasıyla çeşitli kültürlerde tercih edilen cinsiyet olan erkeklerin artacağı kuşkusu olsa da; uzun vadede bunun dengeleneceği ve tercih edilen cinsiyetin kız olacağı düşünülmektedir. Mevcut tüp bebek uygulamalarının genel popülasyondaki oranına bakılacak olursa; bugün için bu önemli bir sorun gibi görünmemektedir. Cinsiyet seçimini savunanlar, bunun genelde artan dünya nüfusuna bir denge getireceğini ve ailelerin genellikle karşı cinsten iki çocuğa sahip olduktan sonra artık çocuk yapmayacaklarını söylemektedirler. Cinsiyet seçimini savunanların diğer bir tezi ise; istenmeyen cinsten olan çocukların daha az sevgi ile yetişeceği ve hatta karşı cinse ait çocukların cinsiyet saptandıktan sonra düşükle sonuçlanabileceğidir. Sonuç olarak; cinsiyet seçimi etik mi, değil mi?' sorusunun basit bir cevabı olmadığını ve iki tezi savunanların da haklı olduğu noktalar olduğu görülmektedir.
DİĞER HABERLER
Türkler Evlilikte Az Çocuk İstiyor!
Yapılan bir araştırmaya göre Türkler, evlilikte eskiye göre çok çocuk istemediği açıklandı.
Gebeliği Engelleyen 5 Önemli Neden
Kısırlık tedavisi gören kadınlarda pek çok faktör başarıyı olumsuz etkileyebiliyor.
“Yeni Kazanç Kapısı: İnternetten Canlı Yayın”
“Sevgiliniz porno bağımlısı mı?”
“İklim Değişikliği Kaygıyı Arttırıyor!”
“Çocuklarınıza 23 Nisan için çok özel armağan...”
“Kaş ve Kipikleri Gürleştirmek”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32