>

ANNE - ÇOCUK

Düşükler aşıyla önleniyor

Son yıllarda üreme sağlığı alanında kaydedilen gelişmeler, düşük vakalarında bağışıklık sisteminin önemli rol oynadığına işaret ediyor.
 
   
 
 
     
Anatomik, hormonal ve genetik nedenlere, enfeksiyonlara, çevresel faktörlere bağlı olmayan düşükler ‘nedeni izah edilemeyen düşükler’ olarak tanımlanıyordu. Ancak son yıllardaki gelişmeler bu düşüklerin yüzde 80’inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bu vakaların birçoğunun yeni tedavi yöntemleriyle önlenebileceğini gösteriyor.

İnsan vücudu yabancı maddeleri reddeder. Oluşan embriyodaki özelliklerin yarısı anneden yarısı babadan geldiği için embriyo da anneye yabancıdır. Gelişen embriyo trofoblast adı verilen hücreler ile rahmin iç tabakasına tutunur ve beslenir. Bu sırada annenin vücudunda bu hücrelere karşı antikorlar oluşur. Normal gebeliklerde, oluşan bu antikorlar maskelenir ve baskılanarak embriyoya zarar vermez. Bu baskılamayı, bloke edici antikorlar gerçekleştirir. Cinsel ilişki sırasında erkeğin spermi ile temas eden kadınlarda spermin içerdiği yabancı proteinlere karşı antikorlar oluşur. İşte oluşan bu antikorlar bloke edici antikorlardır. Bunlar gebelik sırasında embri- yoya karşı oluşan zararlı antikorları baskılayarak gebeliğin devam etmesini sağlar. Bazı çiftlerde eşlerin immünolojik (bağışıklık sistemi) yapısı çok benzer olduğu için bloke edici antikorlar oluşmaz ve düşükler yaşanabilir.

İlk gebeliğim düşükle sonlandı. Tekrar düşük olmaması için ne yapmalıyım?

Gebeliklerin yüzde 20’si düşükle sonlanır. Gebeliğin ilk döneminde görülen düşükler genellikle genetik bozukluklara bağlı olur ve bunların önlenmesi mümkün değildir. Ayrıca bazı enfeksiyonlar, progesteron adı verilen hormonun eksikliği ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar da düşüklere neden olabilir. Önceki gebeliği düşükle sonlanan kişilere gerekli incelemeler yapılmalı ve bu gebeler gebelikleri süresince doktor kontrolü altında olmalıdır.

Az miktarda lekelenmem (vajinal kanamam) oldu, acaba düşük mü yapıyorum?

Gebe kadınların hemen hemen yarısında gebeliğin ilk 8-12 haftasında lekelenme görülür. Bu gebeliklerin yarısı düşükle sonlanır. Ayrıca dış gebelikte de vajinal kanama görülebilir. Gerekli hormon tetkikleri ve ultrason incelemesi ile kanamanın nedeni ve gebeliğin devam edip etmediği anlaşılır.

Düşüğün bulguları nelerdir?

Vajinal kanama ve takiben kasıklardaki kramplar düşük habercisi olabilir. Uzun süren kanama ve kramplar çoğunlukla düşükle sonlanır. Bu bulgular saptandığında doktora başvurmanız gerekir. İstirahat ve doktorunuzun önereceği ilaçlar düşüğü önleyebilir.

Kan grubum Rh negatif, bu bir problem yaratır mı?

Kan grubu Rh negatif olan kadın kan grubu Rh pozitif olan bir erkek ile evliyse ve Rh pozitif bir bebek taşıyorsa, kan uyuşmazlığı görülebilir. Kan grubu Rh negatif olan bir gebenin kan dolaşımına Rh pozitif kan (bebeğin kanı) karışırsa bağışıklık sistemi uyarılır ve oluşan antikorlar plasentaya geçer. Var olan gebelikte veya sonraki gebeliklerde bebeğe zarar verir. Bu durumun engellenmesi için gebelere 28. haftada RhoGAM adı verilen immünglobulin preparatı uygulanır. Düşüklerde de sonraki gebeliklerin sağlıklı olabilmesi için RhoGAM uygulanmalıdır.

Düşüğe yol açan annenin bağışıklık sistemindeki bozukluk aşı yoluyla nasıl tedavi ediliyor?

Annenin bebeğe ve plasentaya (bebeğin eşine) ait dokulara karşı gösterdiği anormal cevap sonucu gerçekleşen düşüklerde aşı uygulanıyor. Bu tedavi ile amaçlanan; anne adayında gelişen bebeği koruyabilmek için gereken bağışıklık sistemi cevabının oluşturulması. Aşı aktif veya pasif yolla sağlanabiliyor.

Aktif aşılama (Aktif immünoterapi):

Baba adayından alınan kandan ayrıştırılan lenfosit adı verilen hücreler anneye verilerek bloke edici faktörlerin oluşması sağlanıyor. Bu tedavi ile birçok kadın sağlıklı çocuk sahibi olabilir. Canlı doğum olasılığının artmasının yanında bu tedavi sonrası elde edilen gebeliklerde büyüme geriliği, erken doğum ve anomali riski de azalır. Bu aşının başarısı annede bloke edici faktörlerin oluşabilmesine bağlı. Hastaların yüzde 75’inde bu faktörlerin oluştuğu tespit edilmiş.

Pasif aşılama (Pasif immunoterapi):

Intravenoz immunglobulin uygulaması (damar içine immunglobulin verilmesi) ile yapılıyor. Genellikle gebelik öncesinde başlanan tedaviye ayda bir kez olmak üzere gebeliğin 28. haftasına kadar devam ediliyor. Heparin ve bebek aspirini de özellikle pıhtılaşmaya engel olarak düşüğe yol açan bağışıklık sistemi bozukluklarının tedavisinde kullanılabiliyor.

Kaynak:
www.fertijin.com.tr
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>