Örgütsel yapı üzerinde de önemli sorunlara yol açan stres, bireyin iş ortamındaki düzenini ve ahengini bozduğu gibi motivasyonunu da önemli ölçüde düşürüyor.
Stres, her birey için belli bir ölçüde olması gereken duygusal bir durum olarak özetlense de yüksek düzeyli ve uzun süre maruz kalındığında, kalp krizinden inme ve kanserlere dek, pek çok tehlikeli hastalığa yol açabiliyor.
Kişinin genetik yapısına uygun stres yönetimi ile bu alanda çığır açan uygulamasıyla dikkat çeken GENTEST Enstitüsü Direktörü Dr. Serdar Savaş, stresin vücut üzerindeki etkileriyle başa çıkmada, genetik yapı ve yatkınlıkların da etkisi sebebiylehastalık risklerine karşı mutlaka önlem alınması gerektiğini belirtti.Dr. Savaş,konu ile ilgili yaptığı açıklamada stresten uzak duramasak da stres ölçümleri ve sonrasında stresi yönetmek için yapılacak uygulamalar ile stresin olumsuz etkilerinden korunabileceğimizin altını çizdi ve ekledi;
“Bugüne kadar stres, psikologların yüz yüze yaptığı görüşmeler ve uyguladıkları anketlerle ölçülmeye çalışılıyordu ancak bu ölçümler subjektif değerlendirmelere dayanıyor ve matematiksel kesinlik içermiyordu. Dolayısıyla bu anketlerden pratik bir fayda elde etmek de pek mümkün olmuyordu. Şimdi elimizde ileri teknolojiye sahip bir yöntem var. Kişinin 24 saatlik sinir sistemi aktivasyonunu ölçüyoruz. HRV (Heart Rate Variability) tekniğiyle stresin fotoğrafını çekiyoruz. Bu yöntem objektif ve tamamen matematiksel sonuç veriyor. Çok yeni bir teknoloji olan HRV ile stres ölçümü sonrası kişinin fizyolojik özellikleri belirleniyor ve buna göre uzman psikologlar tarafından stresi yönetmek üzere kullanacağı teknikler konusunda eğitim veriliyor. 6 ay sonra yapılan stres düzeyi ölçümlerinde sonuçlar şaşırtıcı derecede olumlu çıkıyor.”