İş yaşamı günümüzün ve doğal olarak hayatımızın büyük bir çoğunluğunu alıyor. Özellikle de eğer tam zamanlı çalışıyorsak. Tabi çalışma alışkanlıkları da önemli. Esnek çalışma saatlerini seçip gene de işte boğulan ya da yaptığı işi keyif olarak gördüğü için çalışmadığını hissedenler var.

Burada sorulması gereken ve insanın kendine sormaktan çekindiği, bazen de sorar gibi yapıp cevabını duymadan geçiştirdiği temel bir soru var “ne istiyorsunuz? Gerçekten istediğiniz nedir?” Çalışıyor olmak sizin için gelir, rol, statü ve sorumluluk ifade ediyor olabilir. Başka ne ifade ediyor? İşiniz, rolünüz, statünüz hangi değerlerinizle örtüşüyor? Hepsinden önemlisi severek mi çalışıyorsunuz?

İnsanın iç sesine kulak tıkaması onu kendisine yabancılaştırır. Korkular, çekinceler hareketleri tutuklaştırır. Tereddütler zaman kaybıdır çoğu zaman, cevap kişinin içinde hazırdır çünkü. Karar aşamasındaki kişinin karar vermesi için gereken bilginin %90’ına zaten sahip olduğunu, biraz daha öğrenmem lazım diye kararını ertelerken aslında geriye kalan %10’luk parçanın ya çok zahmetle öğrenilecek fayda-maliyet kısmı tatmin edici olmayan ya da aslında hiçbir zaman elde edemeyeceği bilgiler olduğunu biliyor muydunuz? Eksik olan kişinin içine dönüp bakması, kendi sesini duymasıdır. Koçluk çalışması bunun için güzel bir araçtır.

Sabahları yataktan mutsuz kalkıyorsanız, giyinirken söylenip işe giderken ayaklarınız içinizde tersine yürüyorsa, harekete geçmenin zamanı gelmiş demektir.

Bir şeyleri farklı yapmanın zamandır bu. Her zaman iş değiştirmek anlamına gelmesi de gerekmez. Bazen işinizde bir şeyleri farklı yapmak ve ortaya çıkan sonucu değiştirmektir. Bazen iş ilişkilerinizde farklılık yaratmak ve mutluluk duyacağınız bir iş ortamına sahip olmaktır. Bazen hayal hatta cüret edemediğiniz pozisyon ya da roller için bir adım öne çıkmaktır. Bazen bir adım önde olduğunuz işinizde tıkanma duygusunu aşmaktır... Her zaman bir şeyleri farklı yapmak, değiştirmek, dönüştürmek mümkündür. Çoğu zaman bu korku veren bir süreçtir. Ancak risk alınmazsa kazanım da olmaz.

Şöyle bir çevrenize kulak kabartırsanız siz de duyacaksınız, herkes işini değiştirmek istiyor.

Her şey bir adım geride meslek seçimi aşamasında başlıyor. Neyi arzu ettiğimiz değil neyin garanti olduğu daha önemli oluyor çoğu zaman. Arzularımızı statü, rol tanımları belirliyor. Çoğumuz işin başına geçene kadar aldığımız eğitimin neye karşılık geldiğini anlayamıyoruz bile.

Nereye gittiğinizi biliyorsanız, oraya ne kadar sürede varacağınızla ilgili bir isteğiniz ön görünüz varsa, tercih ettiğiniz bu yol sizi mutlu ve motive ediyorsa, yaptığınız iş hayatınızın keyifli bir parçası ise tamamdır. Değilse neyi değiştirmek istersiniz bu resmin içinde diye sormak istiyorum size? Kendiniz için ne kadarına cüret edebiliyorsunuz? Kendinizi nasıl gerçekleştirebileceğinizi biliyor musunuz? Başlamaya hazır mısınız?