Bu konulardan biri olarak ise Obsesif Kompulsif Bozukluk yani ‘’Takıntı Hastalığı’’ karşımıza çıkıyor. Bu problemin dizi senaryolarında işlenmesi, sorunu yaşayan kişilerin çözüm arayışında bir farkındalık yaratmak adına önemli bir adım olduğunu dile getiren Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, “Toplum tarafından anlaşılamayan bu rahatsızlık, kişilerin durumlarını daha da zorlaştırıyor. O yüzden bu sorunun aslında kişi iradesinde olmadan ortaya çıktığını başta OKB’ li kişilerle birlikte yaşayan aile üyelerinin görmesi ve rahatsızlığı kabul etmesi bu sorunu yaşayanlar için çok önemli bir gelişme” ifadelerini kullandı.

OKB olarak kısaltılan Obsesif-Kompulsif Bozukluk, kişilerin tekrarlayan, istenmeyen düşüncelere, fikirlere veya hislere sahip olduğu bir bozukluktur. Sürekli, kendilerini durduramadan tekrarlayan bu davranışlar, kişilerin yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor. Toplum için büyüm önem arz eden bu rahatsızlık bu ara dizilerin gündeminde olması ile kişiler arasında konuşulan konuların arasında ilk sırada yer alıyor.

Pandemide Temizlik Takıntısı Arttı

Sayıları tahmin edemeyeceğimiz kadar fazla olan takıntı problemine sahip insanlar için bir farkındalık yaratması açışından bu tarz yapımların çok önemli olduğunun altını çizen Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, ‘’ OKB, bulaşma riskinden korkma, her şeyi düzenli yapma ya da hareket tekrarı gibi birçok farklı şekilde ortaya çıkıyor. Toplum tarafından anlaşılmayan bu durum, kişilerin bu rahatsızlıktan kurtulma arzusuna da engel oluyor. Bu kapsamda kişinin elinde olmadan ortaya çıkan bu durum kişilerin, kişilik özelliğinden dolayı oluşuyor. Özellikle pandemi döneminde takıntı vakalarının artması, bulaşma korkusundan dolayı artış gösterdi. Malesef bu durumu erken keşfedip düzeltme çabalarını aramak bu vakalarda söz konusu olmuyor “ dedi.

Utandıkları İçin Bu Rahatsızlığı Konuşamıyorlar

Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük oranda kadınlarda sıklıkla görülen bu durum nüfusun ciddi bir rakamını oluşturuyor. OKB’ ye sahip bazı kişiler yaptığı davranışların normal olmadığının farkında olsa bile bu durumu engelleyemez. Takıntılı bir kişiyle yaşayan aile fertleri başta olmak üzere iş arkadaşları (haberleri var ise) son derece bu durumdan huzursuz oluyorlar. Onlara rahatsızlık verdiğini bilen takıntılı kişilerde zaten sıkıntılı hayatlarına bunu da ekleyerek daha büyük sonuçlar doğuruyor. Bu problemin çözümü ise bilinçaltında yatıyor. Bilinçaltından takıntılı hareketlerine ve kompulsif yani dürtü ile yaptıkları hareketlerin geri dönüşümü sağlanıyor. Dürtü ile hareket komutu geldiği zamanlarda malesef mantık işlevsiz kalıyor. İşte o mantığı bilinçaltı temizliği yaparak yeniden iş başına getiriyoruz. Gerçekten bir insanın başına gelebilecek en zor durumdur takıntılara sahip olmak ama çok uzun sürmeyen bilinçaltı temizliği yöntemiyle artık bu sıkıntıdan organik şartlarda kurtulmak mümkün. Bu zor durum konuşulmadığı için özellikle bilinmemesi kişinin stresini arttırıyor. O yüzden bu tarz dizi yapımlarını izleyicide büyük farkındalık oluşturuyor. Böylelikle bu tür insanların yanındaki insanların onlara karsı daha anlayışlı karşılamalarını sağlıyor.’’