Asıl adı: Thera iken, Venediklilerin buraya santa-irini adını vermesinden sonra, bu isme kavuşmuş. Yunan adaları içinde en güzel manzaraya sahip ve bu yüzden dünyanın en çok fotoğrafı çekilen adası.
Güney Ege Denizinde, Yunanistan ana karasına yaklaşık 200 km. uzaklıkta. Yaklaşık: 73 km. karelik bir alana sahip. Merkezde, bir lagün var ve bunun çevresi, yüksek sarp kayalıklarla çevrili. Lagün merkezinde, su yaklaşık 400-1300 metre derinlikte. Böylece: her türlü nakliye için güvenli bir liman olabiliyor.
Adanın tarihi kayıtlarında görülen en büyük volkanik patlama: 3600 yıl önce, Minos uygarlığı sırasında olmuş. Bu patlama sırasında ortala çıkan volkanik küller ve dev tusunami dalgaları; 110 km. ötede, Girit’te kurulu bulunan büyük Minos uygarlığını ortadan kaldırmış. Hatta: bu patlama ile, denizlerin içinde yok olup, ortadan kalkan Atlantis ile bağlantı kuranlar da az değil.
GENEL ÖZELLİKLERİ:
Santorini (Thira) adası: volkanik bir ada, yalnızca, dünyanın en büyük volkanik çöküntüsünü çevrelemesi nedeniyle bile olsa; dünyanın mutlaka görülmesi gereken, ilgi çekici yerlerinden biridir.
Santorini: büyük bir yanardağ patlamasının, adanın ortasını atmosfere gönderip, dünyanın gelecek yıllardaki iklimini değiştirdiği, MÖ. 1500 yılına kadar, Kykladlar’daki diğer adalardan pek farklı değildi. Akdeniz’deki büyük gel-git dalgalarıyla gelen su; toprakta kalan 11 km. uzunluğundaki boşluğu doldurdu.
Adadan, günümüze kalanlar: asıl yuvarlak adanın dış kenarlarıdır. 300 metre yükseklikteki dimdik uçurumlar, ortadaki bu yanardağ kraterini kuşatıyor. Beyaz badanalı evlerden oluşan yerleşim yerleri: bu kraterlerin doruklarına yerleşmiş durumda. Bu görüntüsü ile, Santorini adası: uzaktan, kenarlarındaki kreması erimeye başlamış bir pastaya benzetilebilir.
Burada evlenmek moda. Ancak: bu moda nedeniyle, evlilik tarihi almak isteyenler 2 yıl sonrasına ancak alabiliyorlarmış. Evlendirme dairesi her an dolu imiş.
Adada ulaşım kiralık arabalar ile sağlanıyor. Yollarında araba ile gezerken ki bu pek uzun sürmez, çünkü ada ufaktır, yolun yanındaki toprağın ve kumsalın renki sürekli değişmektedir. Ufak bir ada olmasına rağmen: havalimanı ve büyük bir limanı var. Limandan; yerleşim merkezine giden yol, koca bir dağı tırmanıyor, çok dik ve yılan gibi kıvrılıyor.
Ada hilal biçiminde olduğundan, her noktasından iç deniz görülüyor. Volkanın orta kısmından buharlar çıkıyor, bu esnada batan güneş sanki bu dünyanın güneşi değil, muhteşem bir görüntü. Oia denen yerdeki güneşin denize batışı, bunu görmek isteyen turistlerin yamaçlardaki evlerin önünde birikmelerine sebep oluyor. Her yer, gün batımı levhaları ile donatılmış.
Merkezden, iç denize teleferik var. Ama; eşeklerle inmek, turistlerin daha tercih ettikleri bir yol. Ancak: sizde, böyle bir yolu seçerseniz adrenaline hazır olun.
Volkanik kayaların içine oyulmuş otellerde kalmak, muhteşem bir duygu.
Evet, gezmek üzere bu adaya gittiğinizde, oraya varınca: doğuda, dik kraterin ilerisinde, güzel asma bahçeleriyle kaplanmış düzlükleri görecek ve şaşıracaksınız. Aslında, burada her yıl 100.000 şişeden fazla şarap üretilip, dünyanın dört bir yanına dağıtılıyormuş. Asma bahçelerindeki sarmaşıklar son derece yaşlı ve dayanıklı. Winsanto diye adlandırılan şarabı meşhur. Aslında, bu adanın iklimi üzüm yetiştirmek için uygun değil. Ama, halk asma dallarını bükmek suretiyle, varolan suyun minimum kayıp ile kullanılmasını sağlayan bir yöntem geliştirmiş. Bazı dükkanlarda, bükülmüş asma dallarının kurutulmuşları, dekoratif eşya olarak satılıyor.
Peki, adada neler yapabilirsiniz? Bu adanın siyah kumlu plajı, volkanik kayaların tepesindeki köyleri, bir de ortada volkanik adası var. Tercihinize göre: deniz-kum olayından haz etmiyorsanız, köylerde dolaşabilirsiniz. Ama, unutmayın ki, deniz güzel. Ama amacınız yüzmek ise, manzaradan vazgeçin ve gençlerin mekanı olan PERİSSA bölgesinde bir yerde konaklayın. Çünkü: güzel manzaralı şirin köyler, hep tepelerde bulunuyor.
Yüzmenin dışında: binin eşeklere, için şarapları, daracık sokaklarda dolaşın. Yalnızca, şunu unutmayın, bunanın fiyat standartları, ülkemizden yüksek.
Santorini plajları: güneşin altında yakıcı bir ısıya ulaşan, ince, siyah ve kırmızı volkan kumundan oluşmuşlar. “Kamari” ve “Perissa”:otelleri, barları ve restoranlarıyla giderek büyüyen bir sayfiye yeri. Fira ve Akrotiri’ye yapılacak bir geziden sonra, dinlenmek için güzel bir fırsat bulabilirsiniz.
Bu arada: buranın plajlarındaki kum ve çakıl renkleri; koyudur. Bu nedenle, su önemli ölçüde sıcaktır çünkü lav ısı emici işlevi görür. Ayrıca: bilmelisiniz ki, adada denize girmek biraz zordur. Çünkü deniz kenarındaki taşlar inanılmaz kaygan. Bir denize girme teşebbüsünde aman dikkat, düşebilirsiniz.
Restoranlar: Fiks menülere aldanıp, gördüğünüzün iki katı hesap ödeyebilirsiniz. Ekmek,su, peçete, çatal-bıçak, servis fiks menu hesabına dahil olmayabilir.Fira’da, ucuz yemek için :goody’si tercih edebilirsiniz.Kalamar ve karides gibi, fast-food tarzı deniz ürünlerine dair menüleri tercih edebilirsiniz. Fiyatlar fazla anormal değil.
Fira bölgesinde kalacaksanız: otobüsler yerine eşekler veya teleferik tercih edebilirsiniz. Çünkü: burada, 587 basamaktan oluşan, taşlık dar bir patika, Fira kasabasını, küçük rıhtıma bağlıyor. Günümüzde: burada, gemilerle gelen turistleri kasabaya taşımak için bekleyen bir eşek filosu var. Bu adada: eşekten düşme veya eşek tarafından ezilme olasılıklar çok fazla. O yüzden eşeklere dikkat etmelisiniz. Daha hızlı bir yöntemi tercih edenler ise; deniz seviyesinden, kayalıklara doğru, birkaç dakikada, döne döne çıkan teleferiği kullanıyorlar. Ama teleferik için muhteşem uzun kuyruklar oluşuyor.
Genellikle yeni evlilerin balayı için tercih ettikleri romantik ada, iki ana merkezden oluşuyor. Fira ve Oia.
Adanın asıl kasabası: “Fira”. Fira, en büyük kasabadır. İçinde pek çok şey bulunur, pahalıdır, kalabalıktır ve günbatımında manzarası çok güzeldir.
Adanın merkezi. Burada görülmese gereken yerler; çarşı bölgesinden yürüyerek, panaromik tepeye ulaşın. Buradan, adanın karşısındaki Thirassia, kameni volkan adası ve oia köyünün muhteşem manzarasını seyredin. Manzaralı kafe, restoranlardan birini seçip, güneşin batışını seyretmek bir adet haline gelmiş. İçerisindeki uzun kıvrımın, merkezinde bulunan yüksek uçurumun tepesinde kurulmuş. Çarpıcı manzaralara sahip binalar, suya doğru iniyor.
Trafik gürültüsü olmadan; serbest bir şekilde dolaşabileceğiniz dar geçitleriyle; Fira; alışveriş sevenler için tam bir cennet. Alışverişte: ikonlardan, faberge yumurtalarına, en iyi kalite mücevherden en beğenilen tasarımcıların giysilerine kadar her şeyi burada bulabilirsiniz. Burada: sadece demir ve camdan muhteşem böcekler, balıklar ve balık kılçıkları heykelleri sergileyen ve yapan dükkanları gezebilirsiniz. Hediyelik eşya için, Fira’daki çarşıyı öneriyorum, binlerce alternatif var ve ucuz.
ŞARAP MÜZESİ:
Koutsoyannopoulos şarap müzesi. Altındaki mahzenlerinde, hareketli kukla sistemlerinye, küçük odacıklarda şarap üretiminin nasıl yapıldığı canlandırılıyor. Sonrasında şarap tadımı yapabiliyorsunuz. Buradan hediyelik şaraplar ve eşyalar almanız mümkün.
ARKEOLOJİ MÜZESİ;
Butiklerin ve barların arasında, kültürel açıdan ilgi çekebilecek iki yer var. Meydanda, teleferik istasyonunun hemen yanında bulunan: Arkeoloji Müzesi. Burada: adada bulunan çömlekler ve sanat eserleri sergileniyor.
MEGARON GYZİ MÜZESİ:
Teleferik istasyonunun kuzeyindeki “Megaron Gyzi Müzesi” ise, 17’nci yüzyıldan kalma, restore edilmiş güzel bir evde bulunuyor. İçinde: sergilenen eserler arasında, en güzel olanlardan biri, 1956 depreminden önce, ada manzaralarını gösteren fotoğraf sergisi.
Evet, Fira, güzel bir yer. Ama ziyaretçiler dar sokakları doldurunca sıkıcı oluyor. Kuzeye doğru, biraz ileride, hayatın daha sakin olduğu küçük bir köy var.
OİA BÖLGESİ:
Adanın öbür tarafındadır. Adanın kuzey ucunda ve en güzel yeri. Fira’ya kıyasla, çok daha şirin, çok daha sakin ve çok daha şık mekanları barındıran bir yer.
En önemli özelliği ise, bir ayin şeklinde güneşin batışını izlemek. Yüzlerce kişi, Oia’nın batışın en iyi izlenir yerinde toplanıp, sessizce (evet burası çok önemli çünkü konuşmaya kalkarsanız, yanınızdakiler susmanız için uyarıyorlar) güneşi uğurluyorlar. Güneşin ufuk çizgisinden tam kaybolduğu anda ise, çiftler birbirleriyle gayet romantik bir şekilde öpüşüyorlar. Bu arada, bir kısım seyirci tarafından yaratılan bir bir alkış seramoninin tüm tılsımını bozuyor ve ve ayin bitiyor.
OIA KÖYÜ:
Ia (oya diye okunur) köyü, kuzey kayalıklarına yerleşmiş. Kendine has, bizim Bodrum evlerine benzeyen, beyaz evleri, mavi kubbeli kiliseleriyle, daracık, pırıl pırıl sokaklarıyla, yel değirmeni mahallesiyle rüya gibi bir yer. Köyü: bir baştan başa dolaşıp, fotoğraflar çekiyorsunuz ve bir sürü sevimli kafeler, restoranlar görüyorsunuz. Manzaralı olanlara geçin ve bir şeyler yeme içmenin keyfini yaşayın. Olağanüstü manzara ile birleşince, büyük bir haz yaşayacaksınız. Tüm Ege ve volkan adası, ayaklarınızın altında.
Geçmiş zamandan bu yana, birçok sanatçının evi olan Ia, Fira’ya nazaran bohem bir atmosfere sahip. Yamaçlara inşa edilen evler ilgi çekici. Bazıları, sanat galerilerine ve koleksiyonu yapılabilecek çeşitli ürünlerin satıldığı mağazalara dönüştürülmüş. Mimari: Kyklad tarzının güzel örneği ve bu köy, çok renkli cepheleriyle, dünyada en çok fotoğrafı çekilen köylerden biri imiş.
Rezervasyon İçin:
444 19 18
www.gemi.com.tr