Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği acı felaket sonrasında bütün ülke yasa boğuldu. Toplumsal olarak bir anda yaşanan ve sonucunda büyük ölümlerin görüldüğü felaketler mutsuzluk, acı ve kederi de beraberinde getiriyor. Kime bakarsanız bakın öfkeli, üzüntülü ve hayattan zevk almıyor. Ancak yine de tabii ki en çok ateşin düştüğü yer yanıyor ve en büyük acıyı yakınlarını yitirenler yaşıyor. Genç yaşta eşini kaybeden kadınların, babalarına doyamadan tek başına büyümek zorunda kalan çocukların yaşadıkları travmalar, bölgeye sevk edilen profesyonel ekipler tarafından tedavi edilmeye başlandı. Travma yaşayanların bu acıların üzerini kapatmadan sonuna kadar yaşamaları gerektiğini belirtirken bir süre sonra hayatlarında yapacakları küçük de olsa olumlu değişikliklerin travmayı en azından hafifletmede yardımcı olacağının altını çiziliyor.
Hayatlarımız normal ve alıştığımız akışında devam ederken aniden yaşanan ve yaşamımızı alt üst eden olayların kişilerde korku, endişe ve çaresizlik yaratmasının “travma” olduğunun belirten Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, travmanın, psikolojik dünyada yaralanma belirtileri bıraktığını belirtti. Yaşanan büyük acıların kişinin ruhsal yapısı üzerindeki etkisini her zaman hissettirdiğine dikkat çeken Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “Büyük ve beklenmedik acılar yaşayanlar, bir süre sonra huzursuzluk, dış dünyaya karşı bir kapalılık, rutin işlerini bile yapmada isteksizlik hissedebilir. Birey için bu süreç gerçekten hiç de kolay değildir” şeklinde anlattı.
Soma faciasında kişinin yaşadığı acıyı “yaşamasının” altını çizen Gülnur Ünal şöyle devam etti: “Birçok farklı ilçede aileler yakınlarını kaybetti. Birbirlerine komşu olanlar ortak acıyı paylaşıyorlar. Ancak ne olursa olsun bu acı hiç yaşanmamış gibi bir anda hayata devam edilmemelidir. Acı sonuna kadar yaşanmalıdır çünkü üstü kapatılan acılar ve travmalar ileride karşımıza mutlaka başka olaylarla çıkacaktır. Bu yapılmadığı takdirde bastırılan duygular ileride kendini daha sert ve ağır gösterecektir.”
Eşlerini kaybedenlerin veya oğullarından ayrı düşenlerin kendilerine bir zaman vermeleri gerektiğini söyleyen Ünal, bu süre sonunda kişinin kendisine iyi gelecek uğraşılarla meşgul olmasının olumlu etkiler yaratacağını belirtti. Travma yaşayanların normal hayatta yaptıklarından farklı uğraşılara yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gelişim Danışmanı, “İlgilendikleri alanlarla ilgili kurslara katılabilir, kitaplar edinebilirler” dedi.
Travmaların kişinin kendisine söyleyeceği olumlu cümlelerle biraz da olsa azaltılabileceğinin altını çizen Ünal, “Önemli olan kayıpları, yaşanan acıları ve gelecekte yaşanabilecek zorlukları kabul etmek veya bunun üstesinden gelmeye çalışmaktır. Bu çok zordur ancak kişinin bunu yapabilmesi çok önemlidir. ‘Geçmişte artık bana hizmet etmeyen bütün anıları, olayları bırakıyorum. Hayatta mutlu olmayı seçiyorum’ gibi olumlama cümlelerini tekrarlamak ve buna inanmak önemlidir” dedi.
“Mevsim Geçişlerinde Beslenme Uyku Ve Giyiminize Özen Gösterin”
“2011’de Çizme Ve Botların Dünyası…”
“9.Laleli Fashion Shopping Festival”
“Doğum kontrol hapı yanlış eş seçtiriyor”
“Kişiselleştirilmiş Tıpla Yorgunluğa Veda Edin”
“Flört`ten Kabına Sığmayan Bir Albüm: Bambaşka”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32