Sabah uyandığımız andan gece yattığımız ana kadar bütün bir günümüz iletişimle doludur. İş, aile, özel hayat, çevre, eş dost ve hatta bindiğimiz taksi, yanı başımızdaki komşu, sürekli uğradığımız restaurant, asansördeki hiç tanımadığımız insanlar vs. Eğer kişi, kendisiyle mutlu ise, tüm bu verilen örneklerde ve yaşamı boyunca diğer bireyler ile de doğru iletişim kurabilir ve stressiz bir gün ve hatta bir ömür geçirebilir.
Ve fakat önemli bir gerçek vardır ki; insanların dışa dönük mü yoksa içe dönük mü olacakları doğuştan belli oluyor.Ne derece kendilerini geliştirip geliştirmeyecekleri ise sadece ailede bitiyor. İçe dönük kişiler enerjilerini iç dünyalarındaki duygu yoğunluğu, hisler, odaklanmalar ve düşüncelerinden alırlar. Kararlarını genellikle kendi kişisel doğrularını esas alarak verirler ve çevrelerine danışmadan, akıl almadan içten yaparlar. Sessiz bir yaratıcılık iç dünyalarında dolanır durur. Eğer bulunduğu ailede de iletişime önem verilmiyor ve huzur hep ikinci planda kalan bir durum oluyorsa bu kişilerin işleri daha da zorlaşıyor.
Dışa dönük kişiler ise; enerjilerini dış dünyadaki olup bitenden ve konuşulanlardan alırlar .İnsanlar ile hemen iletişim kurarlar, eleştiriye açık, danışmaya açık, sorup soruşturmayı seven, sürekli bilgi peşinde koşan, hiç tanımadıklarını insanlarla bile konuşacak bir şey bulabilen insanlardır.. Arkadaşlık kurmaktan büyük keyif alan bu kişiler önceliği "şimdi"ye verirler. Anı yaşamak için doğmuşlardır.Hayatlarını esnek tutarlar ve o an içinde oluşabilecek her duruma o anda karşılık verirler.
Hayattan zevk almaya bakarlar ve kolaylıkla yeni arkadaşlıklar kurar ve herkesten öğrenecek bir şeyleri olduğuna inanırlar. Ego duyguları neredeyse hiç olmadığı için öz mutluluklarını daha yoğun yaşarlar.
En başında da belirttiğim gibi, eğer kişi kendiyle mutluysa doğru iletişim kurmak için uzman olmasına gerek yoktur. O zaten doğuştan uzmandır. En önemli nokta ise, kişinin kendiyle ne derecede mutlu olabildiği ise, sadece ve sadece geldiği ve yetiştiği aile yapısına bağlıdır. Mutlu, huzurlu ve sakin bir ailede yetişen insanların genellikle dış dünya ve diğer canlılarla sorunu olmaz, tanıdık tanımadık her insanla doğru iletişim kurabilme potansiyeline sahiptirler.
Ailenin ve yetişme tarzının ne denli önemli olduğu bir kez daha karşımıza çıkmış oldu.