Bir sabah uyandığınızda ya da gün içinde kulağınızın birden tıkandığını fark ettiyseniz, çevrenizdeki sesleri duymakta zorlanıyorsanız ve beraberinde uğultu şikayeti yaşıyorsanız bu durum ani işitme kaybı ile karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir. Özellikle bahar ayları ve mevsim geçişlerinde görülme sıklığı artan bu rahatsızlık, pek çok insanın endişeye kapılmasına neden oluyor ancak erken tanı ve hızlı müdahale ile kontrol altına alınabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Cem Özbek, ani işitme kaybı ve tedavisi konusunda bilgi verdi.
Aniden duymadığınızı fark ettiyseniz…
Genellikle tek kulakta aniden ortaya çıkan işitme kaybı, sıklıkla beraberinde uğultu ile gelir. Bazen baş dönmesi de bu bulgulara eşlik eder. İşitme kaybı gelişen kulakta ortaya çıkan çınlama, uğultu benzeri sesler de hastaların diğer sıkça yakındıkları sorundur. Kulakta akıntı, kaşıntı gibi enfeksiyon bulguları yoktur. Ani işitme kaybının nedeni tam olarak belli değildir. Virüsler, en sık nedenler arasındadır. Ancak damar tıkanmalarına, vücudun kendi ürettiği antikorlara karşı oluşan reaksiyon sonucu veya beyin içerisindeki bir tümöre bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Bu hastalarda sürekli bir ağrı olmaz ancak bazı hastalar anlık zonklayıcı ağrıdan şikayetçi olabilirler. Ağrısı olan hasta grubunda etken genellikle virüslerdir. Aniden ortaya çıkan işitme kaybı en belirgin bulgudur.
İlk 3 gün içinde tedaviye başlanması çok önemli
Ani işitme kaybı iç kulağı ilgilendiren bir sorundur. Genellikle yetişkinlerde görülür, hastaların %98’i 25 yaşın üzerindedir ve diyabeti ya da tansiyon yüksekliği olan hastalarda daha sık ortaya çıkar. Genellikle tek taraflıdır. Ani işitme kaybı yaşandığında hemen doktora başvurulmalıdır. Bu hastalıkta özellikle ilk üç gün tedavi açısından çok değerlidir. İlk üç günde başlanılacak tedavi işitmenin tam geri gelmesinde en önemli faktördür. En geç bir hafta içinde tedaviye mutlaka başlanılmalıdır.
İşitme kısa sürede geri kazanılabilir
Tedavide ilk olarak damardan daha sonra ağız yoluyla kortizonlu ve damar açıcı ilaçlar verilir. Gerekli durumlarda virüse yönelik tedavi de uygulanabilir. Ağızdan veya damardan ilaçlar verilirken eş zamanlı olarak kulak içine intratimpanik adı verilen yöntemle ilave olarak kortizonlu ilaçların verilmesi iyileşmenin hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Tüm bu ilaçları mümkün olduğunca hızlı ve zaman geçirmeden vermek hastalığın tedavisinde en önemli etkendir. Tedaviye bir hafta içinde yanıt alınamıyorsa, basınç altında solunan oksijen tedavisi uygulanabilir. Tedavinin yanı sıra hastadan şeker, tiroit gibi hastalıkların taranması amacıyla kan tetkikleri de istenir. Eğer bunlarda anormal değerler varsa mutlaka normal seviyelere çekilmesi gerekir. Kan şekeri yüksek olan bir hastanın şeker düzeyi normal seviyelere çekilemezse hastalığın da düzelmesi zorlaşacaktır. Tedavi sonrasında da eğer ani işitme kaybına neden olan bir hastalık var ise, bu hastalığın kontrolü de yeniden bir işitme kaybı gelişme riskini azaltacaktır. Ayrıca kulağın MR tetkiki mutlaka yapılmalıdır. Akustik nörinom denilen beyin içindeki bir tümöre bağlı olarak da bu hastalık görülebilir. Bu tümörlerin iyi huylu olup yavaş büyümeleri ya da hiç büyüme yapmamaları halinde de kontrol altında tutulması önemlidir. Böyle bir durumda tedavi hem iç kulaktaki işitmeyi düzeltmeye hem de tümöre yönelik yapılmaktadır.
Yatak değil kulak istirahati yapılmalı
Sık tekrarlanacak işitme tetkikleriyle hastanın işitme düzeyi kontrol edilmeli ve tedavi süresince hastaya aktif istirahat uygulanmalıdır. Aktif istirahat yatarak değil ancak hastanın iş ortamından uzaklaşması, hayatındaki stresleri mümkün olduğunca azaltması ve yorucu olmayan açık hava yürüyüşleri yapması, sevdiği kitapları okuması şeklindedir. Hastaların bilgisayar, akıllı telefon ve televizyondan uzak durması önerilir.