Öksürerek, krizinin etkisinin azaltılabiliyor.

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Telli, önceleri sadece yakın akrabalarında kalp rahatsızlığı olan kişilerde görülen kalp krizi riskinin çeşitli nedenlerle son yıllarda giderek arttığını söyledi.

Kalp krizi riskinin artmasında en büyük etkinin olumsuz yaşam koşulları olduğunu ifade eden Telli, ''Hayatın iyice monotonlaştığı şehir hayatında yoğun stres yaşayan birçok kişi kalp krizi geçirebiliyor. Aşırı kilo ve hava kirliliği bu riski daha da artırıyor'' dedi.

Hiç beklenmedik yer ve zamanda aniden gelen kalp krizlerine karşı, son derece sağlıklı olduğunu düşünen kişilerin de bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Telli, ''Kalp kriziyle karşılaşan kişinin, şiddetli ağrının başlamasıyla bilincini yitirmesi arasında sadece 10 saniye vardır. Yani bu bilinç süresi iyi değerlendirilirse, kalp krizi önemli ölçüde kontrol altına alınabilir'' diye konuştu.

Normal şartlarda kalp krizi geçiren kişiye kalp masajı
uygulandığını, ancak kişinin araçta giderken ya da evde tek başına olduğu bir sırada oluşan kalp krizlerinde tüm işin hastaya kaldığını belirten Telli, şunları kaydetti:

''Birden göğsünüzde başlayıp, kolunuz ve çenenize doğru ilerleyen şiddetli bir ağrı hissediyorsunuz. Bir başkasından da yardım isteme şansınız yok. Yapmanız gereken şey, kalbinizi olabildiğince rahatlatmaya çalışmanız olacaktır. Sancının girmesinin ardından en geç 10 saniye içinde devamlı ve şiddetli bir şekilde öksürmek gerekir. Her öksürükten önce derin nefes alınmalı ve öksürük sanki balgam çıkarmak istercesine derin ve uzun olmalıdır. Derin nefes alma ve öksürmeye,
profesyonel yardım gelene kadar, her iki saniyede bir devam edilmelidir. Bu yöntem uygulanarak kalp krizinin etkisi azaltılabilir.''

Telli, bu yöntemle derin nefes almanın, akciğerlere ulaşan oksijen miktarını artıracağını, şiddetli öksürüğün ise kalbi sıkıştırarak kan dolaşımının sürmesini sağlayacağını sözlerine ekledi.