Solmaz, “Öncelikle hastanın çökmüş olan duygu durumunu normal seviyesine getirmemiz gerekli. Kandaki eksik olan maddeleri antidepresan ilaçlarla takviye etmeliyiz. İlaçların etkisi 20 gün sonra gözlenmeye başlar ve bu tedavi kesilmeksizin, herhangi bir şekilde ara verilmeden en az 6 ay devam ettirilmelidir” diye konuştu.

BÜYÜK TEHLİKE

Herkesin zaman zaman bir çökkünlük hissedebileceğine işaret eden Solmaz, “Ancak 2 haftadan fazla süren hüzün, umutsuzluk ya da günlük etkinliklere karşı ilgisizliğin depresyona işarettir. Çoğu zaman sırt-bel ağrısı, el-kol uyuşmaları depresyonun bedensel şikayetleri olabilir” dedi. Dünyada her 5 kişiden birinin hayatı boyunca en az bir defa depresyon geçirdiğini belirten Dr. Solmaz, Dünya Sağlık Örgütü’nün artan günlük streslerin depresyon yapıcı özelliklerini göz önüne alarak 2020 yılında depresyonun gelişmiş ülkelerin birinci meselesi olacağını ilan ettiğini açıkladı. Dr. Solmaz depresyonu tetikleyen gizli sebepleri ise şöyle özetledi: “İşsizlik, ekonomik problemler, aile ve bireyler arası çatışmalar, yanlış ebeveyn tutumları, travmatik olaylar, aile içinde birinin kaybı.”

SIKÇA GÖZLENİYOR

Ülkemizde maskeli depresyonun sıkça gözlendiğini açıklayan Psikiyatrist Solmaz, maskeli depresyonu tedavi edilmemiş, teşhisi konmamış durum olarak açıkladı. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde depresyon teşhisinin atlandığına dikkat çeken Dr. Solmaz, “Depresyonda daha çok kişinin bedensel belirtileri ön plana geçmektedir. Baş, sırt, ellerde kollarda uyuşma gibi. Yüzde 80’inde uyku problemi vardır. Bazılarında aşırı uyku isteği, bazılarında ise uyuyamama şikayetleri sık gözlenir. İştah problemi, bağırsak rahatsızlıkları gelişebilir. Hastaların yüzde 90’ında bunaltı sıkıntısı oluşur. Depresif hastaların yüzde 10-15’i intihar eder. Bedensel şikayetler hastalığın teşhisini geciktirdiğinden durumun kronikleşmesine de yol açar. Bu tedavi maliyetini artırdığı gibi depresyonun daha da zorlaşmasına sebep olur” diye konuştu.

ÇOCUKLARDA ARTIYOR

Türkiye’de çocuklarda gözlenen depresyonda da hızla bir artışın söz konusu olduğunu söyleyen Dr. Solmaz, 7-16 yaş arası çocuklarda anne baba çatışması ile okulda başarı endişelerinin çocukluk çağı depresyonlarında ana sebep olduğunu kaydetti. Çocuklardaki depresyonun daha çok davranış ve tutum değişiklikleriyle belirginleştiğini kaydeden Dr. Solmaz, “Aşırı ağlama, hırçınlık, asi davranışlar, çabuk sinirlenmenin temelinde depresyon olabilir” dedi.